karakterini varsayımlara teslim edip köle gibi yaşadığı için insanlığını kaybeder. tercih meselesi tabi, herkes dolu dolu yaşayacak diye bir şey yok. tabi bu dolu yaşamdan kasıt sürekli içip sikişmek değil.
sadece ibadet ettiği süre kadar kaybı olur, namaz ibadeti bir nevi terapi ve spor yerine de geçer vücut için faydalıdır, ayrıca ibadetten keyif alan insanlarda vardır onların hiç bir kaybı yoktur.
inançsız birini ikna etmek için söylenebilecek en saçma sözlerden biridir. sonuçta Allah inandığın için mi korktuğunu, ya da korktuğun için mi inandığını bilmiyor mu? korktuğun için inanıyormuş gibi yapıyorsan zaten ona inanç denmeyeceğine göre önerme saçmalıktan başka bir şey değil.
sanırım inançlı kişi bunu kendine soruyorsa kaybettiği şey yine inancıdır. çünkü bu inanç "eğer yoksa" gibi düşüncelere yer verilemeyecek kadar özel bir duygudur. kişi eğer "yoksa da kaybedecek bir şeyim yok" diyorsa; ufak bir şüphe de olsa olmama ihtimalini göz önünde bulundururuyor, bu da ahirete olan inancını solda sıfır yapıyordur. kar amacı güdülen ve ihtimalleri tartan bir inanç saf ve yegane gerçek olmaktan uzaktır.
Soruyu güncelleyerek "din ve inanç olmasaydı dünya nasıl olurdu ve birey bu değişimden nasıl etkilenirdi?" gibi bir hale dönüştürürsek kayıp ve kazanç hesabını daha kolay yapabiliriz sanıyorum. Ve sıralıyorum:
- En başta Fetih denilen şey olmazdı veya haçlı seferleri düzenlenmezdi. Birileri, 'Vadedilmiş topraklar' saçmalığının gölgesinde zulmü bu kadar meşrulaştıramazdı. Dinin olmadığı bir ihtimali düşündüğünüzde, komutanların cennet vaadiyle ölen, öldürülen sayısız insan yaşamaya, üretmeye, sevişmeye devam edebilirdi. Ya da başka vaatlerle yine ölüm olup akarlardı, bilemeyiz.
- inanç olmasaydı, engizisyon mahkemeleri de olmazdı mesela. Galileo daha yüksek sesle çalışır, derslerinde sesini arka sıralara ulaştırabilirdi.
- Bir adam dört kadınla evlendiğinde, birileri kızacak/alınacak kaygısıyla susup, içimize kusmazdık. "Olur mu lan böyle aymazlık! Sen ki boşalma süresi bir sigara içimlik herif, neyine senin dört kadın" diyebilirdik.
- Daha yazılacak çok şey varken bile; "yeter bu kadar. zaten her kelime bir kutsalın başına, diğer kutsalın kıçına değiyor. Çullanmasınlar üstümüze" deyip susmayabilirdik mesela ama sustuk...
yoksalı iman olmaz. nasıl kuruyan çer çöp baharla dirilir işte insanda böylece dirilecektir. ilk yaratan için ikinci yaratma hiç zor olamaz. anlamsız saçma bir hayatla karşı karşıya değiliz, buna inanmak için bir hayli kendini kaybetmesi gerekir insanın. şimdi nefsi yaşayanların, sahte hakikat avcılarının özgürce yaşama tutkusuyla bağlandıkları dünya hayatı geçicidir ve her insan yaptıklarının hesabını verecektir. kimse işlediği kötülüklerin yanına kar kalacağını işlediği iyiliklerin boş yere olduğunu düşünmesin. rabbimiz nuh(a.s) ile ibrahim(a.s) ile musa(a.s) ile isa(a.s) ile muhammed(s.a.v) ile bildiğimiz bilmediğimiz 124 bin peygamber ile uyardı insanları ve apaçık her şeyi ortaya koydu. bunlar eskilerin masalları diyen, kendi dünya görüşünün popüler imajına güvenen insanların tek elde edecekleri geçici tatminlerdir ancak. ruh ölmez, ahiret haktır. sıradan bir aklın bile derin düşüncesiyle ve allah'ın hakedene vereceğe imanla yolu nurdur. inançsız insan zorlu yaşam koşullarında ve ahirette çaresizliğe mahkumdur.
ahiret yoksa:
pişmanlık yaşayacak birey kalmasa da , ortada bir sübyancı bedevinin izinden giderek yaşanmış bir hayat, kadınsa kendisini gizleyerek ve aşağılanmaya boyun eğerek geçmiş bir ömür yaşanmış olacaktır. erkekse belki gereksiz yere birilerini inanç uğruna öldürmüş olacak veya uyutulmuş bir beyinle hizmetle kölelikle geçmiş bir ömür yaşamış olacaktır. dinlerin doğru olan dürüstlük sadakat cesaret prensipli olmak ahlaklı olmak gibi öğretilerine uyarak yaşamışsa belki de iyi bir birey olmak gibi bir kazancı olacaktır.
gel gelelim inançsıza, bu öyle vur patlasın çal oynasın tarzı bohem hayatı sürdüren özenti ateistlerden değil gerçekten fikir ve vizyon sahibi bir bireyse ömrünü mutsuz ve bilinçli geçirecektir. ota boka sinir olacak para babaları paralarını arttırırken kendisinin üç kuruş peşinde heba olmasından usanacak felsefi kitaplar okuyup hayatı kendisine zindan edecek fakat açık bir zihinle yaşayacaktır. bazı değerleri benimsemesi için dindar olmasına gerek olmadığından dürüst onurlu bir hayat yaşayacak ve korku politikalarıyla bildiğinden vazgeçmeyecek yine çeşitli dışlamalara acılara sürgünlere işkencelere kurban olacaktır. ama sonuçta kendi istediği doğrultuda yaşamış üstelik bunu bir ceza veya ödül uğruna yapmamış olmanın verdiği gururla geçmişe bakacaktır yaşlandığında ve son enfesini verirken içi de rahat olacaktır yani kaybettiği bir şey olmayacaktır. hayatını özgürce yasaksız ve kendi istediği gibi yönlendirmiş olacaktır.
inançsız birine karşı hz ali tarafından cevabı verilmiş sorudur.
inançsız kişi 'ama cennet ve cehennem ya yoksa, boşu boşuna vakit kaybından başka birşey değilse bu söylediklerin?" diye sorunca hz ali,
'eğer sen haklıysan, yani cennet ve cehennem yoksa, hiç birşey kaybetmezsin. ama ya ben haklıysam, o zaman ne kaybedeceğinin farkına mısın? ' diye cevap verir.