ah muhsin ünlü

    3.
  1. "sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
    ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
    elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
    elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

    -freud diye bir şey yoktur."


    diyebilecek kadar imgeye hakim.
    48 ...
  2. 1.
  3. "gidiyorum bu" isimli tek bir şiir kitabı olan ve kitabı da zaten kendisi bastırıp yayınlatmayan, aykırı ve büyülü bir şairdir... şiirlerinden bir örnekleme yapmak gerekirse,

    "yeni başlayanlar için hallac-ı mansur"

    öğrenciydi...
    bir kıza aşıktı
    ve aynı zamanda başka bir senaryo üzerinde çalışıyordu...
    28 ...
  4. 9.
  5. sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
    şehre inerim bir sinema yağmura çalar
    otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
    dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

    -senegalliler dahil değil

    sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
    çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
    o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
    hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

    -yoksa seni rahatsız mı ettim?

    sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
    ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
    elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
    elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

    -freud diye bir şey yoktur.

    sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
    belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
    bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
    yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

    -haydi iç de çay koyayım.
    25 ...
  6. 385.
  7. Boşversene biz aşık olmayalım birbirimize.
    Konserlere gidelim.
    Uçurtma uçuralım.
    Gece de yıldızlara bakabiliriz.
    Bisikletle gezerken yağmur yağsın,
    Sırılsıklam olalım.
    Benimle kek yap.
    Balık tutalım, sonra tekrar denize atalım.
    Boşver aşık olmayalım biz.
    Aşk korkutucu…
    Beraber eğlenelim en iyisi;
    ama hep benimle uyu…
    25 ...
  8. 15.
  9. ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
    isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    yüzyıl şilisinden bir jazz javulcusu inliyor damarlarımda
    hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor
    bir çocuğum şimdi pişman olmak için
    birbiriyle bağlantılı yüzbinlerce yılım var.

    seni sevmem
    bu savaşı
    kesintiye uğratmaz
    ama ordan bakma!
    bu, werther'in
    leş kanını
    gül kılar.

    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    otobüsler olacak, trenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
    saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
    çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.
    gideceğim en eski öykümde devlet denen şirk yazacağım
    göz bebeklerimde kent gördükçe kırılan gıçlar,
    ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
    bu çağın açısını dik tutacaklar.

    bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
    ufka bir bakın ordum akıp gidecek
    elimde çözülecek makina ve cinayet
    marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.

    inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
    çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
    ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
    birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
    tanklar tank olup geçiyor üstümüzden
    helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
    memleket sana rağmen ket vururken yarama
    şu çıplak çocuk şu büyük türk şairi ben
    -ve emir "kun" diyor; doğuruluyorum-
    "bu ülke"den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
    bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
    ik dildar tohum ekecek sözüme yoksa
    ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
    ellerini tutarım ki kudurtucudur. ellerin
    bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
    gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
    ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
    ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.

    ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
    lazım gelen gülleri göğsüme gömerek
    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    bunu daha çok küçükken bir film de görmüştüm!

    ah laikse aşkımız biter elbet bir kış baharyaz günü
    gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
    bir çınar gövdesini bir hamle daha yarar
    üç içbükey komodin silah çeker vurulur
    sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
    bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.
    beynime düşer infilak eder

    ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
    olma. yokluğun bulunmaman bedenime larcivert lavlar akıtır.
    nasıl çekip gitmiş bir şaman
    çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
    benim gibi sonsuz bir at
    hiç koşmuyorken de attır.

    biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
    ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
    annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
    yeniden dünyaya gelsem yeniden seni severim

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum
    isa görüyor şeyhim görüyor ben görüyorum
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum
    mıknatıssız bir pusula olarak.

    şayet kitabını bulmayı başarmışsanız ; siz ya şiir için yaşayan birisinizdir ya da çok şanslı birisinizdir.
    23 ...
  10. 20.
  11. belki inanmayacaksın ama ben bu şiiri ellerimle yazıyorum sevgilim
    çünkü benim gömdüğüm kızlar ara sıra boğulur
    ve laik aşk çarpık toplumlaştırır, doğurma ne olur.
    sirk deseler tek hırkam var, çatışmada bıraktım
    şimdi gidip beckett okuyacağım, beni de seyret tanrım!

    mütemadiyen okuyoruz ah muhsin ünlüyü... her gün her dakika ayrı bir dizesi çarpıyor yüreğimizde.

    benim gibi sonsuz bir at
    hiç koşmuyorken de attır!

    çünkü şiiri içimizde yanardağları uyandırıyor. çünkü o; hiç koşmuyorken de at. şuurumuzun kendisini bulmasına izin vermiyor ah muhsin ünlü. içerden gelen sesler var ve kulak verdikçe anlıyorum ki hepsi onun dizeleri.

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum!
    vincit omnia veritas!

    şaka olmalı bu. her dize gözlerimizde akışkan izler bırakıp yerini alıyor yüreğimizde. şaka olmalı bu. yoksa nasıl izah ederiz rasyonel kedileri.

    ertan, alsana şu tüfeği duvardan benim ellerim ıslak
    18 ...
  12. 4.
  13. --spoiler--
    "şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur.."
    --spoiler--

    bu kadar.
    17 ...
  14. 369.
  15. 386.
  16. "boşversene biz aşık olmayalım birbirimize. konserlere gidelim. maça gidip küfür edelim. uçurtma uçuralım. kumsalda uzanıp deli gibi içelim. gece de yıldızlara bakalım. bisikletle gezerken yağmur yağsın, sırılsıklam olalım. benimle kek yap. balık tut, ben onu denize atayım. boşver aşık olmayalım biz. aşk korkutucu. beraber eğlenelim en iyisi. ama hep benimle uyu...

    bizi kimse bilmesin!"
    15 ...
  17. 375.
  18. Murat Menteş: Adınızın başında “ah” var, bir kısaltma mı bu?
    Ah Muhsin Ünlü: Yo, işin o kısmı hiç karışık değil. Göründüğü gibi, “ah” o. “ah”tan ibaret. Bir nida kırıntısı.
    17 ...
© 2025 uludağ sözlük