Aslında ah minel aşk ve minel garaib şu yönde açıklayabiliriz.
Arapça deyim olan bu söz türkçe "aşktan ve gariplikten." anlamına gelmektedir.
Özellikle divan şiirinde sıklıkla karşımıza çıkar.
Bu arada günümüzde kız bebeklerine minel ismi konmakta. 'Cennetteki inci tanesi' diye. Halbuki yanlıştır. Minel Kuran-ı kerimde geçtiği halde tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Türkçeye -ten,-den eki olarak çevrilir.
puslu kıtalar atlası'nı ve sevgiliyi ve aşkı ve sevgiyi ölümsüzleştiren muhteşem cümle.
garip sözcüğü geçse de, bana sonsuz bir umut ve mutluluk aşılar bu cümle.
severiz.
ah min-el aşk ve minel garaib.
ne gelirse aşktan ve garaiblikten (gariplikten)
derle ki bu sözü yaşamayan anlayamazmış onun için telaffuzu imkansız, anlaşılması yaşanmadan imkansızdır onu. aşka ve garipliğe düşünlere selam olsun.
Zamanla aşka dönüşen alışkanlıklar. Alışkanlıklarımız. Aynı saatte uyan okula git des çalış yemek ye ağla film izle sevmeye çalış nefret et ve uyu.şimdi tüm her şeyi bırakıp gitmeye azmetsem gitme diyecek bi maşuk yok. Şems olamadan Mevlana istemek de fazla zaten. Bazı okuduğum şiirleri sanki ben yazdım çalındı yayınlandı ve benden öç alırcasına bir kitap arasında hışımla çıktı. Aşık olunca çok değişeceksin derken, değişimi kim sever ki hani alışkanlıklar aşklardı. Çelişki denizinin dibine daldığında hasar almadan kurtulmak zor. Büyüme çocuk gelme buralara buralar çok derin diyor ya biri dinlemedim büyüdüm. Ve böyle saçmalayarak yazmaktan da çok sıkıldım. Hakkında bir şeyler karalayabileceğim birileri olsun isterdim. Ve hiçbir zaman okutmayacağım. Hala içerimde yaradır bilesin. Zorluklarla ya da kolaylıklarla her neyse her ikisi de olması gerektiği gibi değil. Hiçbir şey ne kolay ne zor ya da öyle kolay ki o kolaylık zorluyor bu karmaşık beyinlerimizi ya da tam tersi. Neden sürekli saçmaladığımı düşünüyorum peki. Ben de farklı şeyler karalamak isterim. Yolda sarı şemsiyeli kızın yazdığı ve ardından okumadan yırttığı şiirler gibi şiirler eski model bir reno içinde paketteki son sigarasını saklayan adam gibi ağlayıp sesim rüzgarı utandırsın isterim. Yağmurda yere değen son damla ve değen ilk damla aşıklarsa ya birbirlerine hiç haberleri olmadan belki de aynı çiçeğe dokunmuş aynı kadının yüzüne konmuş aynı kayaya çarpıp yok olmuşlardır. Hiç haberleri olmadan. Aşık olacağım adam benden on dakika önce aynı durakta benim kaçırdığım otobüse binip benim her zaman oturduğum koltuğa oturduysa. Hiç haberim olmadan.sadece bir günlük benim alışkanlıklarımı yaptıysa benim her gün dinlediğim o şarkıyı otobüste dinleyip uzaklara daldıysa benim her gün baktığım camdan. Son birkaç yaprağı kalmış o ağacı çıplak gördüyse ve aklından benim her gün söylediğim o sözcük geçtiyse. Her zaman karşı köşeye oturan yaşlı teyzenin o rengarenk şemsiyesi onunda yüzünde tebessüm yaptıysa. Ama benim hiç birimden haberim yoksa. Sana en çok benzeyen mi yoksa sana en uzak olan mı. O adam benim hiçbir zaman göremeyeceğim bana en uzak olan ama bana en çok benzeyen o adam. Aşık olacağım adam. tanımadan seviyorum bak seni. Hiçbir zaman tanımayacağımı bilerek seviyorum. Aşığım sana.