ah aşkın elinden yani ''ne geldiyse aşktan sebep'' anlamına gelir. farklı bir bakış açısıyla ilahi aşk olarak kullanıldığında takdir-i hüda manası taşır.
hüzünlü bir hikayeyi anlatır ah minel aşk.
hat sanatında ağlayan iki göz ve bir elif ile çizilip, hem kahreden aşk hem de kahreden gözyaşının ifadesidir.
ilk harfi olan elif bir hançeri, ikinci harfi ha ise ağlayan iki gözü temsil eder.
aşktan ah çekme anlamına gelen ah minel aşk sevip de kavuşamayanların hikayesini anlatır.
Tanrı topraktan yarattıgı insana kendinden "hayat nefesi"ni üfledigi anda insanoglu yasayan bir ruh haline geldi. yasayan ruhlar olan bizler istisnasız, ilahi kanunun tecellisi, dünyaya ilk selamımızı aldıgımız nefes ile verdik. emanet aldıgımız nefes, bu dünyadan ayrılırken sahibine geri dönecek. bu iki nefes arasındaki hayat dedigimiz aralıkta, kalbimiz çarptıgı sürece umut,umut,umut var. askın kapısı umutsuzluk kapısı degildir, nefes ise sevgilinin bize selamı.
hedeften daha kıymetli olan yolculuğun kendisidir. aşk -bahsi geçen aşk pek kimsenin bilmediği gerçek olandır- maşukun kendisini tüketen, kemiren ama, bitirmeyen, son darbeyi vurmayan, dayanılmaz ıstıraplarına rağmen vazgeçmek istemediğidir. mecnun'un kafasına yediği her kepçe darbesinde "ama, sadece bana vuruyor." demesidir. bir süre sonra aşık ahlar eşliğinde maşukun dilinden de, kalbinden de düşer. içselleştirilen maşuk metamorfozunu tamamlar ve aşıkın özünde erir. bu aşamada meydana gelenler; ona rağmen, ondan ayrı onu sevmektir. bir idealize mekanizmasının konu reflekstifi değil, yolcudan doğan yolculuğa bindirilmiş değişmez değerdir.
simurg, nihayette sırlı cam önünde irtisamına ulaşıp kendine varır. vardığı da kendisidir, çare için çıktığı yolda. beklemek; acının şekillendiren darbelerinden kaçmak, yolculuk; her bir darbede aslolana varmak. kederli bakmayan insanlar temaşa ile sonlanacak bir ömrün öküzleridir. onlar için aşk, biraz evvel raylar üstünden hızla geçip gidendir.