ah kerkük ah musul

entry7 galeri1
    7.
  1. ışid ile peşmerge savaşıyor. olan kardeşlerimiz türkmenlere oluyor. ışid in amacının siz ne olduğunu sanıyorsunuz. bölgedeki türkmenleri temizleyerek kendine zemin hazırlıyor. ve biz sadece izliyoruz. hep izledik ve izliyeceğiz.
    2 ...
  2. 6.
  3. rusya'nın israil'in uluslararası hukuk tanımadığı dünyada olaylar oluruna gelmişken musul ve kerkük değerlendirilebilir.
    0 ...
  4. 5.
  5. pamukoglu nun bahsettiği uluslararasi hukukun gözünde meşru bir zemin olusturmak.

    1926 musul ve kerkük irak a verilirken genel mantik irak in toprak bütünlüğünü sağlamaktı.

    yani musul ve kerkük bu mantik adi altinda verildi. tabi şeyh sait isyanin etkisiyle.

    şuan ki durum goz önüne alinginda irak da bir toprak büyüklüğünden söz etmek cok zor.
    işte bu durum goz önüne alinirak bir nebze talep hakki doğuyor.

    tabi ki bu talep hakki ile musulu istemek komik olur. ama türkmenleri kollamak için etkili olabilir.
    1 ...
  6. 4.
  7. "...
    Bu gün alt üst olan Irak’ta devlet düzeni ve bir otorite olmadığından hiçbir teminat da kalmamıştır.. Yani, 1926 Ankara antlaşmasının artık geçerliliği söz konusu değildir. Türkiye’nin Kerkük ve Musul’daki haklarına 1926 öncesi gibi geri dönüldüğünden, talep ve hak arama zamanı gelmiştir."

    yukarıdaki kısmıyla dikkat çekmiş yazıdır.

    peki 1926 ankara antlaşması'nda ne var?

    "Musul vilayeti Irak'a ait olacak. Türkiye ve Irak arasındaki ateşkes hattını belirleyen Brüksel Hattı sınır olarak kabul edilecektir."

    yani osman paşa, ırak'a girmenin meşru olduğunu söylüyor.

    ama uluslararası hukukta böyle bir mantıkla ilgilenmezler bile.
    1 ...
  8. 3.
  9. osman pamukoğlu'nun, yaşanan olayları güzel bir şekilde özetleyen, geleceğe dair gerçekleşecek bir çok çıkarımlarda bulunduğu yazısı.

    kerkük ve musul... benim için de kanayan yaradır. her zaman olduğu gibi, türk'ün yoluna taş koyan bir kürt yüzünden alınmamıştır.

    (bkz: şeyh said) (bkz: biz qardeşik ha) (bkz: qatil tece)
    1 ...
  10. 2.
  11. 1.
  12. osman pamukoğlu'nun güncel yazısıdır. okunması kişisel tavsiyemdir.

    --spoiler--
    Projenin büyük bir bölümü tamamlandı. Irak ve Suriye’de devam eden etnik ve mezhepsel çatışma yıllarca sürse bile, sonunda siyasi coğrafya kesinleşecektir..
    Irak; kuzeyi Kürtlerin, ortası Sünni arapların, güneyi Şii arapların eyaletleri olarak ortaya çıkacak, ama nasıl inşa ederlerse etsinler, merkezi hükümet bunları hiçbir zaman ortak bir çıkarda birleştiremeyecektir..

    Suriye’nin kuzeyi henüz, tamamen PYD Kürt yönetiminin elinde değilse bile, önümüzdeki zaman içerisinde batıya, Akdeniz kıyılarına doğru genişletilecektir..

    Ortadoğu’da planlı olarak parçalanan bu iki ülkede; kimisi merkezi hükümeti, kimisi etnik bir grubu, kimisi bir mezhebi tutan devletler mevcuttur. Bunlar, ABD, Rusya, iran, Çin, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerdir. Büyük çoğunluğu Irak’ta olan Türkmenler’ in ise sahibini arada bulasın! En çaresiz, en korumasız, en zor durumda kalanlar, Türklerdir..

    Her kesimin bir veya birkaç koruyucu devleti var, ama Türklerin yoktur.. Evlerinden barklarından, topraklarından oldular. Kaçırılıyorlar, sürülüyorlar, öldürülüyorlar..

    Türkmenler’ in umudu her zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmuştur; ama şu son haftalarda olup bitenlere mevcut hükümet, değil kükremek, kedi gibi bile miyavlayamayınca tüm beklentileri boşa çıkmış ve kararmıştır..

    Irak Türkmenleri gördüler ve anladılar ki, kendi diplomatik misyonunu, şoförlerini, işçilerini dahi oradaki bataklıktan çekip çıkarmayı beceremeyen Türkiye’deki hükümetin, kendilerine hiçbir faydaları olmayacaktır. Bunu açık ve net olarak anladıkları için de, çok zayıf imkanlarla başlarının çaresine bakmaya çabalıyorlar..

    Bölme ve parçalama planının bir bölümü de Güneydoğu Anadolu’nun Türkiye’den kopartılmasıdır. Bu da, “demokrasi ve barış” örtüsü altında, zamanı gelince, Irak ve Suriye’deki Kürt bölgelerine dahil edilecektir. Son birkaç ayda görüldü ki, bölge de devletin ne egemenliği ne de güvenliği kalmamıştır..

    Irak’ın orta bölgesinde iŞID’in yürüttüğü işgaller sonunda, Musul bu terör örgütünün, Kerkük’te kolayca Kürt peşmergelerin eline geçmiştir..

    Kerkük ve Musul, 1926 Ankara antlaşmasıyla o dönemde ingilizlerin mandası olan Irak devletine bırakılmıştır. Musul ve Kerkük Ulu Önder Mustafa Kemal’in, yeniden Türkiye’ye katılmaları yönünde yanıp tutuştuğu iki vilayettir. Bu iki vilayetin Türk topraklarına katılması için plan yaptırmış, harekatı hangi generalin yöneteceğini bile tespit etmiştir. Ancak bu plan, hem sağlığı hem de o günkü uluslar arası koşullar nedeniyle uygulamaya konulamamıştır..

    Bu gün alt üst olan Irak’ta devlet düzeni ve bir otorite olmadığından hiçbir teminat da kalmamıştır.. Yani, 1926 Ankara antlaşmasının artık geçerliliği söz konusu değildir. Türkiye’nin Kerkük ve Musul’daki haklarına 1926 öncesi gibi geri dönüldüğünden, talep ve hak arama zamanı gelmiştir..

    “Başı Dik Devlet, Onurlu Millet” sloganı, Hak ve Eşitlik Partisi’nin ilk kurulduğu günden itibaren dillendirdiği bir söylemdir. Bölgede ve Türkiye’de olup bitenlere bakıldığında ise ne kadar isabetli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır..

    Çakallar düze indiyse, gösterişli bir meydan okuma hareketi, uyuşuk toplumlar için şarttır…
    --spoiler--

    osman pamukoğlu
    hak ve eşitlik partisi
    genel başkanı

    http://hepar.org.tr/ah-kerkuk-ah-musul.aspx
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük