yanılmıyorsam 1985 yapımı atıf yılmaz filmi. reklam filminde oynayan müjde bir anda kendini oynadığı karakterin içinde bulur. orta halli bir memur ailesinin, annesi konumuna gelir. filmin sonlarına doğru tiyatroya tekrar sıfırdan döndü galiba.
filmden aklımda kalan çocukları uyutma sahnesinde kullanılan korkunç ninnidir.
orda var bir dunganga
alırmış çocukları
yaparmıslar dunganga
dunganga dunganga.......
müjde ar' ın sadece bir seks sembolü olmadığını, türk kadın sinemasının önünü açan cesur ve çok yönlü oyunculuğunu sergilediği ve atıf ustanın bütün hünerini konuşturduğu film. birbirinden çok farklı iki kişiliği harika geçişlerle canlandıran müjde ar, , beyza' nın kadınları'nda benzer bir çift kişiliği canlandırmada abartılı örnekler veren demet evgar gibi yeni yetme oyunculara örnek olmalıdır.
filmde tiyatrocu müjde ar ve arkadaşları asiye nasıl kurtulur'u sahnelemeye çalışırlar. sonra müjde ar'ın reklam teklifini kabul etmesiyle işler değişir.
satır aralarında, tiyatrocunun reklamlarda oynamasına karşı tiyatrocuların nasıl ikiye bölündüğü, dönemin çocuklarının nasıl kokrunç bir allah bilgisi ve makarnayla doldurulduğunu* söyler. hasılı iyi filmdir.
Mehmet Akan
Kezban Batibeki
Füsun Demirel
Erol Durak
Güzin Özipek Tarik Pabuccuoglu
Fatos Sezer
Levent Yilmaz
film toplamda 100 dakika civarı sürmektedir. komedi ve fantazi öğeleri içerikli film , imdb'de 7.9 gibi yüksek bir puana sahip olduğu için rahatça söylenebilir ki , başarılı bir yapımdır.
bazen ahh belinde bezen aaah belinda diye yazılır. bu filmin izleyende yarattığı duyguyla ilgili değilse fazla keyfi olmanın bir sonucudur. birçok insanın türk filmi denilince akla ilk gelenlerdir. filmin sonuna kadar acaba hangisiydi gerçek diye bekler bir taraftan kadının şizofren olduğunu bir taraftan da gerçekten kadının bir oyuncu olduğunu düşünürsünüz. filmin sonu sizi tatmin ederken şampuanın yürümesi yeni endişelere sebep olur. ama korkmayınız rahatlayınız ki herşey sadece kötü bir düştür.
işin tuhaf tarafı ise şudur ki herşeyin kötü bir düş olması aslında sadece anlık bir rahatlamaya yol açar. çünkü ülkemdeki kadınların yaşamı zengin elit tiyatro oyuncusununki gibi değil akşama yemek hazırlamak zorunda kalan gün görmemeiş banka memuru kadınınki gibidir.
Oynadığı reklam filminde bir anda kendini tanımadığı bir dünyada bulan kadının öyküsü filmin bir sahnesinde bu sahne ece bar'da geçiyor, nur sürer, serra yılmaz'da gözükür.
müjde ar'a altın portakal film festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran, o dönem yapılmış en güzel filmdir.
yüreğimi sıkıştıran türk filmi. temcit pilavı gibi yayınlanıp dururdu bir ara tvlerde . bu denli farklı bir filmin bu denli çok yayınlanması da ilginç gelmiştir bana. aklımda kalan sahneler çocuğu korkutma ve uyutmak amaçlı söylenen alırmış çocukları yaparmışlar dunganga ninnisi ya da tekerlemesi.olaylara itiraz etmeyip de kabullendiği an müjde arın gerçek yaşamına dönüşü .itiraz etmememk hediyesini verir saçma mesajı bile çıkarılabilir .*.
Gösterime girdiği 1986'da en çok iş yapan (40 Milyon tl) ardından 23. Antalya Film Festivali'nde en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu altın portakallarıyla ödüllendirilen film.
Film, Atıf Yılmaz'ın denemeye girdiği, önce "Adı Vasfiye", sonra "Aaahh Belinda" ve ardından da "Asiye Nasıl Kurtulur" ile yarı fantastik bir anlatımla, kadının toplumdaki yerini aradığı döneme ait ikinci çalışmasıdır.
Tiyatrocu Serap, Belinda adlı şampuanın reklamında rol alırken birden kendini Hulusi Bey'in iki çocuklu karısı Naciye Hanım olarak bulur ve serüven buradan sonra başlar. Yeni yaşamında, yeni rolüyle, tahammül edemediği kocasıyla baş etmeye çalışan Serap da sonunda başına gelenlerden şüphe etmeye başlar. Acaba Belinda şampuanının reklamında oynamış mıydı yoksa hep iki çocuklu NAciye miydi o?
"Aaahh Belinda" , Yeşilçam'In kilometre taşı filmlerinden biridir. Fantastik anlatımın yarattığı mizah ve ayrı anda oluşan gerilim; izleyiciyi rahatsız eden ve sona doğru dozu yükselen tempo çok iyi. Ayrıca toplumda insanların birbirlerinden ne kadar uzak dünyalarda yaşadığı mesajı da ustalıkla veriliyor.
Türkiye'yi Verona ve Kanada'da temsil eden " Aaahh Belinda"nın başrollerindeki , o dönemdeki çağdaş kadın imajı yükselen Müjde Ar'ın oyunu gerçekten çok başarılı.
barış pirhasan'ın senaryosunu yazdığı, atıf yılmaz'ın yönetiği 86 yapımı türk filmidir. türk sineması için bir çok ilkleri barındırmasının dışında bu filmde çok güzel mesajlar, özellikle müjde ar'ın yerinde ve kaliteli oyunculuğu mevcuttur. müjde ar'ın özellikle 90 sonrası kuşağının belkide çok tanık olamadığı oyunculuğu bu film izlendiğinde ne kadar harika olduğunu kanıtlar cinsten. ayrıca filmde ki bazı sahneler ve atıflar türk kadının kaçışını, bunalımını ve mücadelesini çok güzel yansıtmakta. zor durumda olan sadece anadolu'da mücadele veren, okumamış ,gelişmemiş,cahil kalmış -ne yazık ki-kadınlarımızın büyük mücadeleler verdiği,eğer ki şehirde yaşıyorsa,okumuşsa ya da okumaktaysa, çalışıyorsa böylesine bir çaba içinde olmadığı zannedilir ki çok yanlıştır.her an 'yalanlarla' çevrelenmiş bir dünyada herkesi memnun etmeye çalışan kadınların kızları olarak bizler bu zorluğun farkındayız her an. neden bir filmden böyle çıkarımlar yapıp başlıktan uzaklaştığım düşünülecek olursa ece temelkuran'ın bu konuyla ilgili çok güzel tespitlerle örülü yazısını paylaşıyorum hemen :http://www.milliyet.com.t.../20/yazar/temelkuran.html
türk sinemasında filmlerin aktörlerle anılması durumunu yıkmış bir atıf yılmaz filmidir .
orta sınıf karakterleri olan naciye ve serap'ın hayatına eleştirel bakar . aile kurumunu ve cemaat - cemiyet kavramını derinden sorgulayan bir filmdir. sanıldığının aksine atıf yılmaz woody allen dan çok da etkilenmemiştir ki allen'ın bu denli eleştirel ve konu üzerine mesaj verici bir filmi de yoktur .
edit : final sınavı için üzerinde düşünmem gereken bir film olduğu için lanet ettiğim bir filmdir aynı zamanda.
Arka planda tiyatro temasını işlemesi nedeniyle, şu meşhur all about eveye benzettim bu filmi. Müjdenin tiyatro çevresine ikinci kez dönüşünde, bir barda tiyatro görevlilerine kendini tanıtmaya çalışması epeyice benziyor. Eve de, bayağı yağ çekerek kendini kabul ettirmeye çalışıyordu.
Diyebilirim ki, anayurt otelinden sonra, fantazya ve psiko alanında, yedinci sanatın başı çeken mihenktaşlarından birisidir bu film. Kimliklerin yer değiştirmesi, müjdenin şaşkınlığı derken, ilerleyen kısımlarda, müjdenin metresi olduğu elemana bile yabancı olduğu açığa çıkıyor. Tam bir karmaşa.
Batı folklöründe mara da denen, bizde gulyabani, dunganga, uzun kulaklı kadın gibi kavramları karşılayan dunganga ninnisi, tam da filmin konseptine uymuş. Zaten filmdeki babanne figürü de, çoluğunu çocuğunu kör mitlerle büyütmeye çalışan bir kadın şekilde idealize edilmiş. Hepsi düş yaşananların. Ama akılhastanesi ve normal yaşantı arasında fark kalmadığını anlayan müjdenin tam sonraki yaşamına alışacakken uyanması, ve eşiyle yataktayken şampuan reklamı repliklerini zikrederken normale dönüş. Tam bir psiko, evet