Dinler; hoşgörü, kardeşlik ve barış getirmek için geldiklerini iddia ederler ama bu gerçekte ne kadar doğrudur? Fanatizm ve dogmatizme dayalı inanışlar, doğaları gereği hoşgörü vaat edebilirler mi? Böylesi bir vaat, teoriden uygulamaya geçildiğinde ne denli ayakları yere sağlam basan bir argümana dönüşebilir? işte başlıca çıkış noktası bu sorular olan Agora(2009), dinlerin verdiği mesajlarla o mesajların doğurduğu çarpık neticeler arasındaki uçurumu en iyi belgeleyen filmlerden. Alejandro Amenábar için yeni ve farklı bir deneyim olan bu film, dinlerin korkutucu gücünü olabilecek en doğru yoldan anlatmakla kalmıyor aynı zamanda akım haline gelen bu inançların temellerini de sorguluyor. Fakat bu, yönetmene yeterli gelmemiş olmalı ki iskenderiyeli Hypatianın duygusal dünyasını, bilime duyduğu saf aşkı ve gerçeği arayışındaki o büyük tutkusunu da korkutucu din savaşlarının orta yerine becerikli bir şekilde sıkıştırıyor.
içerisinde buram buram tarih, dram ve azıcık da macera bulunduran 2009 yapımı ispanyol filmi.
naçizane tavsiyemdir: 2 saat ayırıp izleyiniz. iskenderiye'nin 5. Yüzyılın başlarındaki hali (paganlar, hristiyanlar ve yahudilerin çekişmeleri) anlatılıyor filmde. ve o dönemde ün salmış bir kadın filozof ve matematikçinin; savaş, katliam ve bağnazlıklar içerisinde felsefe ve bilim yapmaya çalışması anlatılıyor. olayların hepsi gerçektir, yaşanmıştır. adını vermiyorum çünkü kadının yaşamını olur da netten okursanız filmden tam tad alamazsınız.
itiraf: filmin sonunda hafif bi ağlar gibi olmadım değil hani... **... *
kesinlikle kesinlikle herkesin izlemesi gerekir. ozellikle de hristiyanligin nasil ve neden bu hale geldigini de kadinlarin o donemde bile. asagilandigini cok guzel anlatan felsefi bir filmdir.
Hypatia'nın hayatını anlatırken bir yandan da din savaşlarının acımasızlığını ve bu savaşlardan etkilenen iskenderiye kütüphanesinin üzücü sonunu anlatan güzel bir film.
çok çok güzel film. izlemeyen arkadaşlar izlemeliler aksi takdirde hadım edilmiş bir erkek ne kaçırıyorsa onlar da onu kaçırıyorlardır. yok lan abarttık ama güzel film izleyin.
Yönetmenliğini alejandro amenabar'ın yaptığı, 2009 ispanya yapımı filmdir. ilk defa Cannes film festivalinde gösterimi yapılmıştır. Hypatia'nın hayat hikayesini anlatan bir dönem filmidir. Hypatia karakterini rachel weisz canlandırmıştır. Film 7.1 imdb puanına sahiptir.
Gerçekleri görmemi sağlayan filmdir.Filmde Antik yunan da bir meydanın ismi olarak geçer. iskenderiyeli Filozof hYPATiANIN HAZiN ÖLÜMÜ iLE FiLM BiTTiĞiNDE BEYNiNiZDE ALLAK BULLAK SORULARIN OLUŞTUĞUNU GÖRECEKSiNiZ.
ilk ve önemli kadın filozoflardan hypatia'nın hayatını, bir yandan da iskenderiye'nin tarihini anlatan film. özellikle çok bilinmeyen bir olasılığı gözler önüne seriyor film: hypatia'nın elips şeklinde bir yörüngenin olabileceğini düşünmesi . onun yanında çok iyi yansıttıkları tarihte hep karşımıza çıkan hatta günümüzde de devam eden siyasette halkı kazanmak ve yönlendirebilmek için yapılanlara değiniyor: dini kendi çıkarlarına uygun şekilde yorumlayıp halka bu şekilde aktararak bunu kabul etmek istemeyenlerin dinsiz ilan edilerek yok edilmesi.yalnızca "kadın" filozof olduğu için hiç düşünmeden iftiraya, hakarete maruz kalması ,vahşi bir şekilde bedenine eziyet edilmesi, bunu yapanların kendini din için mücadele eden kişiler konumunda görmesi gibi insanı çileden çıkaran ama hep yaşanan ve yanlış tarafları bir türlü anlatılamayan olaylar.
Zamanın iskenderiyesinde geçen, tarihin ilk kadın filozoflarından Hypatia'nın bilim yolundaki mücadelesini konu alan çarpıcı filmdir. Hypatianın kölesi bir erkektir, fakat Hypatia onun karşısında çırılçıplak durmakta bir sakınca görmez. Kölelik kavramında cinsiyetin bile önemi olmadığını burda görüyoruz. Hypatia paganizmin yavaşça yerini hristiyanlığa bıraktığı bir atmosferde günlerini bilim, astronomi, matematik ve felsefeye ayırır. Burada keşfedeceklerinden dolayı zekasına hayran kalmamak elde değildir. Güzelliğiyle de çevresinde etkili biri olmuştur. Bu nedenle siyasi yönü olduğu sanılır ancak bu sadece önemli insanları etkisinde bıraktığı içindir. Dini yanlış algılamak ve uygulamaya sadece işine yarayan şekilde geçirmek tüm dinlerde yaşanmış bir hezeyanmış- sonunda bu hezeyan güzel Hypatia'yı da buluyor ve bizi derinden sarsıyor.
hypatia'nın güneş sistemini çözmeye çalışmasıyla beni kendisine bağlamış olan film. aslında o kadar da ahım şahım değil ama izlenebilitesi orta derecede bir film.
2009 yapımı bir film.
iskenderiye kütüphanesinin yağmalanmasını ve hypatia adlı matematikçi ve düşünürün hayatını, ona aşık olan kölesinin gözlerinden anlatıyor.
öncelikle tarihteki en güzel bilim kadınını göstermiş olarak abazanlara göz zevki yaptıran bir film.
sonrasında konu derinlere doğru süzülüyor.
filmin asıl amacı yok edilen iskenderiye kütüphanesinde olan bitenleri anlatmak değil elbet.
asıl amaç herhangi bir düşüncenin peşinde bağnazca koşturanların, gücü ele geçirince nasıl da değişebildiğini göstermek.
bunlarla tek başına mücadele eden cesur bir kadının tıpkı günümüzde 'feminist' ' evde kalmış kız kurusu' 'kadın dediğin anne ve eş olur kadınlığını bilir.' denildiği gibi o zamanlarda da 'cadı' 'kafir' ilan edilmesi bilimle ilgili rolünün küçümsenmesi oldukça gerçekçi bir gönderme.
öğretilen bilgelik ve dünyanın döndüğü gerçeğinin nasıl basit deneylerle ve sağlam bir hayal gücüyle keşfedilebildiğini görmek hayret verici.
Eski Yunan sitelerinde öğrenilen haberleri halka bağırarak bildiren ve bunların tartışmasını yapan görevlilerin bu haberleri halka aktardığı meydanlardır.