agora

    96.
  1. "Roma imparatorluğu hâkimiyetindeki iskenderiye’de geçen hikâyede bilinen ilk kadın matematikçi, astronom ve filozof olan Hypatia’nın hayatı merkeze alınıyor.
    Ünlü yönetmen Alejandro Amenábar'ın yönettiği filmin başrolünde Rachel Weisz, Max Minghella ve Oscar Isaac yer alıyor. 2009 yapımı."

    iskenderiye kütüphanesi, kütüphane delilerinin kesinlikle izlemesini önereceğim bir film.

    pagan dini, kütüphaneyle olan ilişkileri. çok şey var bu konuda söyleyecek yazmak zor.

    Hıristiyan dini(özümsemem uzun sürecek).

    hypatia ah sen mükemmelsin birgün senin için daha hızlı bir kurşun tasarlayacağım(!) gökyüzüm senden sorulur, yıldızların yalnızlığından da sen sorumlusun. johannes kepler de olmasaydı seni okuyamayacaktım, kâbus.
    16 ...
  2. 51.
  3. öncelikle tarihteki en güzel bilim kadınını göstermiş olarak abazanlara göz zevki yaptıran bir film.
    sonrasında konu derinlere doğru süzülüyor.

    filmin asıl amacı yok edilen iskenderiye kütüphanesinde olan bitenleri anlatmak değil elbet.

    asıl amaç herhangi bir düşüncenin peşinde bağnazca koşturanların, gücü ele geçirince nasıl da değişebildiğini göstermek.
    bunlarla tek başına mücadele eden cesur bir kadının tıpkı günümüzde 'feminist' ' evde kalmış kız kurusu' 'kadın dediğin anne ve eş olur kadınlığını bilir.' denildiği gibi o zamanlarda da 'cadı' 'kafir' ilan edilmesi bilimle ilgili rolünün küçümsenmesi oldukça gerçekçi bir gönderme.
    öğretilen bilgelik ve dünyanın döndüğü gerçeğinin nasıl basit deneylerle ve sağlam bir hayal gücüyle keşfedilebildiğini görmek hayret verici.
    8 ...
  4. 91.
  5. (bkz: hypatia)nin ölümü bilim ve felsefenin ilerleyisinin durması ve intro. To dark age temali müthiş bir film.
    (bkz: must-see movies) listenize ekleyin.
    8 ...
  6. 3.
  7. Felsefe üzerine güzel bir film. Sahip olduğunuz felsefeye artı bir şeyler katmaz belki ancak güzel temellendirmelere sebep olur.
    Asla sıkıcı değildir, insanı düşündürür aynı zamanda keyif verir.
    izlenilesi filmdir.
    7 ...
  8. 93.
  9. Tam şu zamanlarda, şu filmi açıp tüm ülkeye izletme imkanım olsaydı çok manidar olurdu.

    Yobazlığın, iktidar olma hırsının, yok edici etkisinin ne karar büyük olabileceğini anlatan ve bilimin, felsefenin önemini ortaya çıkaran etkileyici bir film.
    5 ...
  10. 28.
  11. ---spoiler---
    çok çok uzun zaman öncesinin iskenderiyesindeki yaşamın, dinlerin yıkıcılığının, matematikle ve dünyanın yörüngesiyle ile ilgili çalışmalarıyla ile ünlü olan tarihi kadın ilimci Hypatia üzerinden anlatıldığı etkileyci bir filmdir ama nedense pek gündeme gelmemiştir. herhalde paranormal activity gibi değişik reklam taktikleri uygulamaları gerekiyordu!!

    film hristiyanların gün geçtikçe çoğaldığı ve putperestlerin sayısını geçtiği bir dönemi anlatıyor. Hypatia ise bu dönemde babasının yönetici konumunda olduğu iskenderiye'De, kütüphanede ders vermekte. o dönemlerde bu kadar serbest bir kendisi var zaten kadın olarak. böyle bir ortamda putperestler ile hristiyanlar atışmaktadırlar ama bu atışmalar savaşa dönüşür. hypatia'nın gayretlerine rağmen putperestler kalabalık birşekilde hristiyanlara saldırırlar ama daha sonra hristiyanlar çok daha kalabalık bir şekilde putperestlere saldırırlar ve burada olan iskenderiye kütüphanesine olur. hristiyanlar tarafından bu kütüphane (ki zamanında gerçekten de dünyanın her tarafında topanılan yüzbinlerce kitaba evsahipliği edermiş) yakılıp yıkılır. daha sonrasında ise aynı şey yahudiler ve hristiyanlar arasında olur ve dinler için (ya da bazıları dini kullanarak) insanlar öldürülür. daha güçlü olanlar, karşı fikirleri savunanları ve de kendininkinden başka dine mensup olanları öldürür ya da o topraklardan sürer. bu cehaletin ucu hypati'a kadar gider.

    yani anlayacağınız tarihin birçok döneminde var olan inançlara körü körüne bağlılık, birilerinin bunları (inanmadan ama inanıyormuş gibi gözükerek) kullanıp kar etme çabası, birilerinin bunlardan zarar görmesi, vandalizm, bilime karşı çıkılması gibi tarhin bir çok döneminde (hatta her zaman) var olan şeyler anlatılıyor filmde. aynı zamanda incil'in nasıl çarpıtıldığı, hypatia'nın ne kadar önemli, tarihi bir şahsiyet olduğu (o zamanlardaki bilimsel çalışmaları, bilime olan aşkı açısından) ve nasıl da hunharca ve vahşice öldürüldüğü de anlatılan şeyler arasında.

    filmin merkezinde olan hypatia karakteri (geçmişte yaşamış olan tarihi kişilik hakkında pek de birşey bilmiyorum aslında. sadece filmde anlatılanı söylüyorum) iyi kalpli, bilime aşık, iskenderiyenin ileri gelenlerinin çocuklarına eğitim veren, yine iskenderiyenin ileri gelenlerinden birinin kızı (sanırım bu sebeple de bu kadar özgür olabilmekte bir kadın olarak) olan, bir adet kölesi (davus) olan, bu köleye zaman zaman (dönemin toplumsal yapısı sebebiyle bakarsak anromal değildi) azarlayarak kötü davranan ama genelde onu seven ve koruyan bir kişi olarak canlandırılmış. kölesi olarak oynayan karakter de kendisine aşık olan biri ve filmin ortalarında hypatia tarafından azad ediliyor. filmin bir diğer konusunu da bu aşk hikayesi oluşturuyor.

    filmde beni en çok etkileyen iki sahne vardı. birincisi aşık olduğu efendisi (mistress hypatia) tarafından hakarete uğrayan davus'un, diğer putperestler gibi kaçmak yerine, hypatianın tüm ısrarlarına rağmen, eli kılıcında geriden gelen ve kütüphaneye girecek olan binlerce hristiyana doğru yürüdükten (bir nevi intahara gidiyor) sonra (bu arada o beklerken sürekli büyüyen bir uğultu var. binlerce kişiden oluşan azgın kalabalığın uğultusu) bu azgın kalabalığın davusu hiç iplemeden etrafından geçtiği ve kütüphaneyi talan ettiği ve önceden onlara malak gibi bakakalan davusun onlara katılıp putları devirdiği sahneydi. ikincisi ise filmin en sonunda inanılmaz duygu yüklü olan hypatianın öldürülme sahnesiydi. cehaletten ve bağnazlıktan nefret etmenizi sağlayan müthiş sahnelerdi bence. öylesine bir kadının o hale gelmesi, hypatia'nın kendisine aşık olan eski kölesi davus ile bakışmaları ve hiç konuşmadan anlaşmaları ve son olarak da davusun acı çekmesin diye hypati'ı boğarak öldürmesi (ki okuduğuma göre kendisi ölene kadar dövülmüş ve sonrasında vücudu kırık kiremit ve midye kabukları ile parçalanarak iskenderye sokaklarına atılmıştır) ve bağnazların kadını taşlaması insanın boğazına bir düğüm atıyor ve gözlerinin dolmasına yol açıyor.

    filmde oyuncukuklar da gayet iyiydi. Rachel Weisz ve davus'un koyu hristiyan olan arkadaşını canlandıran (hani şu ateşte yürüyen) adam gerçekten çok iyi performans göstermişler.

    ---spoiler---

    ispanya gibi hristiyan bir ülke tarafından böyle cesur bir filmin yapılması da takdir edilesi bir durum. sözün özü herkese tavsiye edebileceğim güzel bir tarihi film.
    5 ...
  12. 59.
  13. ilk ve önemli kadın filozoflardan hypatia'nın hayatını, bir yandan da iskenderiye'nin tarihini anlatan film. özellikle çok bilinmeyen bir olasılığı gözler önüne seriyor film: hypatia'nın elips şeklinde bir yörüngenin olabileceğini düşünmesi . onun yanında çok iyi yansıttıkları tarihte hep karşımıza çıkan hatta günümüzde de devam eden siyasette halkı kazanmak ve yönlendirebilmek için yapılanlara değiniyor: dini kendi çıkarlarına uygun şekilde yorumlayıp halka bu şekilde aktararak bunu kabul etmek istemeyenlerin dinsiz ilan edilerek yok edilmesi.yalnızca "kadın" filozof olduğu için hiç düşünmeden iftiraya, hakarete maruz kalması ,vahşi bir şekilde bedenine eziyet edilmesi, bunu yapanların kendini din için mücadele eden kişiler konumunda görmesi gibi insanı çileden çıkaran ama hep yaşanan ve yanlış tarafları bir türlü anlatılamayan olaylar.
    4 ...
  14. 34.
  15. dinin toplumların gelişmesinde, insanların düşünce sisteminde nasıl olumsuz etkiler yarattığını, din ile insanların nasıl kolayca sömürüldüğünü mükemmel bir şekilde anlatan bir filmdir. finaliyle de insanın içini acıtır.
    4 ...
  16. 7.
  17. antik yunan kentinin ticari, siyasi, dini ve sosyal merkezi olan açık alanın adı. ilk kez homeros destanlarında adı geçmiştir. bir kare ya da dikdörtgen şeklindeki alan sunak, çeşme, heykel ve ağaçlarla süslüdür. çevresinde halkın kullanımı için kutsal yapı ve dükkanları içeren kolonadlar bulunur.
    4 ...
  18. 27.
  19. din uğruna insanlığın hiçe sayıldığını gözler önüne seren film. mutlaka izlenmeli belki dünyadaki tek önemli şeyin barış içinde hepberaber yaşayabilmek olduğu kavranır.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük