kendisini aldatan eşini 3 gün takip eden ve sevgilisi ile ayırdığı masada yemek ısmarlayarak bekleyen polisiyenin kraliçesi. hayatındaki bir sürü gizem aydınlatılamamıştır. 10 gün kaybolmuş, o süre içerisinde cinayet işlediğini bile iddia eden olmuştur. *
edebi açıdan pek getirisi olmayan ama inanılmaz sürükleyici, bir anda okuyup bitirilecek kştaplar yazan, özellikle 10 küçük zenci kitabındaki kurgusuna hayran kaldığım bir kadın yazar.
10 günlük kayboluşu, sir arthur conan doyle' nin ünlü kahramanı sherlock holmes' in son vaka kitabında kayboluşuna çok benzeyen ünlü polisiye yazarı, gizemlerle örülü bir karakter.
olayları çok dolandıran ve sanırım ki kitabı okuyup bitirdiğinizde cinayeti işleyen katilin gerek kimliğinden gerekse süt görünüşüne rağmen soğukkanlı bir katil olmasından mıdır nedir gösterdiğiniz tepkiye karşı büyük bir haz duyan kadın yazardır.. en az 10 kitabının okunması tavsiye edilir.. bu asgari rakamdan sonra sıkılıyor insan.. kadın kendini belletiyor çünkü..
inanılmaz bir zekaya ve kurgu yeteneğine bunların yanında bir solukta okunan onlarca romana sahip kadın yazar. kitabı okuduktan sonra 'ben zaten anlamıştım katilin bu olduğunu' diyen yalan söylüyordur. şöyle ki bir iki kitabını okuduktan sonra kendinizden bile şüphe ettiren , katil hakkında psikopat paranoyalara sürükleyebilen bir yeteneği var.ayrıca hercule poirot'a hayranızdır. bir kaç tavsiye edilesi romanı için ;
bunların dışında ömürünün 10 gününü hatırlamamaktadır kendisi. bu süre içinde istanbul pera palas otelinde olduğu sanılmaktadır. kaldığı oda ise bugün agatha christie müzesidir.
zamanında çocuklara meyveli pastalar pişirip onları mutlu etmiş yazardır. bu konuda da çok yetenekli olduğu söylenmektedir. nasıl öldüğü tam olarak bilinmemektedir. yaşadığı dönemdeki olan faili meçhul cinayetleri incelemiştir.
müthiş zekasıyla yazdığı romanlarda okuru hep şaşırtan yazardır..polisiye dendi mi ilk akla gelen isimdir
bu muhteşem kadın , okurlara katili bulmak için ipucular vermesine rağmen alakasız kişilerden şüphelenmenizi sağlar ve sonuçta hiç olmadık kişiler katil çıkar.
onlarca polisiye romanı yazmasına rağmen hiçbiri birbirine benzemez..
On küçük zenci adlı romanıyla hayranı olduğum yazardır. türkçe çevirilerinin basit olması okuyucuyu genellikle yanıltır, kitaplarının asılları o kadar ağdalı ve zengindir ki, şaşırtır. Romanlarının büyük bir kısmını Gönül Suveren çevirmiştir.
dünyanın gelmiş geçmiş en iyi polisiye roman yazarı
polisiye edebiyatı ölümsüzleştiren bir kraliçe
evet o agatha mary clarissa miller christie
gerçi her ne kadar mary westmacott takma adı ile altı adet duygusal roman yazsa da biz onu polisiye romanlarıyla sevdik..
ilk yazdığı roman olan styles'da esrarengiz olayla patlama yaşayan
doğu ekspresinde cinayet , noelde cinayet , cinayetler kulübü gibi pek çok güzel roman ile polisiye roman tarihinde bir çağı kapatıp yeni bir çağ açan insandır.
ayrıca pek çok güzel tiyatro eserinin de sahibidir.
bunlara örnek olarak acı kahve , beklenmeyen şahit ve fare kapanını verebiliriz ki fare kapanı dünyada aralıksız en uzun süre ile oynana oyundur
1952'den beri 5600 küsür kez oynanan bir eserdir
polisiye roman literatürüne
yeşil gözlü kediye benzeyen pos bıyıklı meşhur belçikalı hercule poirot adlı müthiş dedektifi
yaşanan her olayı köyünde (st. mary mead) yaşanan bir olaya benzeterek bütün suçları açığa çıkaran sevimli ihtiyar kız jane marplei
scotland yard'da başmüfettiş japp
başmüfettiş battle ,
durmadan elma yiyen , saçıyla oynayan , felaket tellalı gibi pek çok hayali senaryoyu iki dakikada yazan polisiye roman yazarı ariadne oliverı
karı koca beraber ajanlık yapan , üşenmeyip dedektiflik bürosu işleten tommy & tuppence beresfords çiftini
ve şu anda aklıma gelmeyen pek çok ismi kazandıran yüce kişiliktir kendisi..
ayrıca türkiye'ye de gelmiş geldiğinde pera palas'ta kalmış;
hayatında pek çok gizem , 76 adet roman , 3 adet kısa öykülerden oluşan hikaye , 6 duygusal roman , romanlarından çevrilen filmler (doğu ekspresinde cinayet , nil nehrinde cinayet gibi) bulunan
iyi ki varsın iyi ki yazmışsın bu güzelim eserleri dedirten jane marple'a benzeyen polisiye romanın şirin kraliçesidir.
yıllardır 30-40 kadar kitabını okuyup her yeni agatha kitabı almaya karar verdiğimde hiç görmediğim kitaplarını görüp çıldırdığım yazardır kendileri.
bursa tüyap ta en sonunda sordum görevliye
yahu bu kadının kaç kitabı var? okuyorum okuyorum bitmiyor.
cevabı: 85 kitabı var türkiye de sadece 56 tanesi basılabildi.
kadın her yıl 2 kitap yazmış resmen. insan o kadar kitabı nasıl yazabilir?
kendisi en sevdiğim polisiye hikaye yazarıdır.
öncelikle çok sinir bozucu bir kadın... yani daha bir kitabını bile okumadan onun hakkında böyle bir izlenime kapılabilirsiniz; kitaplarının üzerinde klişe bir kan lekesi olan, çirkin yaşlı bir ingiliz kadınının seksen küsur polisiye romanına sahip olduğunu bilmek ve bir çok ortamda tartışmasız en iyi polisiye yazarı olarak anılması insanın sinirini fazlaca bozuyor...
--kişiseldir--
bayan yazarlara karşı saplantı derecesinde bir önyargım olduğunu söyleyemem, ama eğer konu polisiye ise sherlock holmes ü tek geçerim, ne onun kadar iyi bir karakter gördüm, ne de conan doyle kadar usta bir yazar... yüz yılı aşkın öykülerin olması da beğenimi etkileyen bir etken... evet, ne diyordum; fred vargas da fena değildir, -gerçi iki kitabını okuduktan sonra ancak kadın olduğunu öğrendim kendisinin, takma isim kullanıyormuş- kurgular çok zekice olmasa da, komiser adamsberg in kişiliği ve iç dünyası bütün kitaplarını okuyucu kılıyor.. maj sjöwall ve per wahlöönün martin beck karakteri ise tam bir fiyasko, ben hayatımda bu kadar sıkıcı bir anlatım, bu kadar kötü polisiye dizisi görmedim... sherlock holmes ü conan doyle dan sonra canlandırmaya çalışan taklitçi vasat yazarlar da cabası...
"beklenmeyen misafir" adlı romanıyla tanıdım kendisini, okuyacak başka bir şey olmadığından katlandım kendisine ve sonunda tiyatro gösterisi tarzında yazılmış kitabı bitirdiğimde sonundaki zekice kurgudan hiç hoşlanmadım; nasıl bulamazdım katilin kim olduğunu? nasıl hata yapardım? muhakkak işin içinde bir iş vardı... sonra "16:50 treni" adlı kitabına başladım bir solukta, bir şekilde yazarın fiyaskosunu ortaya çıkaracaktım ve miss marple ile ilk kez tanıştım -hayatım da hiç bu kadar kadınca bir kitap okumamıştım- ve yazar yine beni şaşırtmayı başarmıştı kitabın sonunda; yine tahminlerimde yanılmıştım ve hiç ummadığım birisi çıkmıştı katil, fakat bu kez yaptığı hileyi farkettim, beni nasıl şaşırttığı anlamıştım ve bir daha ki sefer aynı tuzağa düşmeyecektim...
fakat yazarı alt etmeyi düşündüğüm romanı hiç akıllıca seçmediğimi farkettim, "sıfıra doğru" adlı kitabını bitirdiğimde, beni yine büyük bir şaşkınlığa uğratmıştı, tam da sonuca çok yaklaştığımı düşünürken; kesinlikle hile yapıyordu ve okurunu nasıl şaşırtacağını biliyordu...
hırsımdan hemen bir başka kitabını edindim; "roger ackroyd cinayeti"... kitabı ilk kez bir karakter -dr. sheppard- ağzından anlatıyordu ve kitabın ilerleyen sayfalarında işin içine hercule poirot girince, öykü tam bir "sherlock holmes ve dr. watson macerası"na dönüştü. evet, conan doyle dan esinlendiği kesindi, fakat conan doyle un onlarca taklitçisinden çok daha iyi bir anlatıma sahip olması beğenimi kazandı. bu kez kararlıydım, kitabın başından itibaren hiç bir ayrıntıyı kaçırmamaya dikkat ettim ve hesaplarımı tutarlıca yapmaya özen gösterdim; kitabın başlarında katili tahminde bulundum, biraz ilerleyince tahmini ikiye çıkardım ve ortalarını henüz geçtiğimde ilk tahmini eleyip ikincisinde yoğunlaştım, sonuna kadar nafesimi tutarak bu kez de yanılmamış olmayı diliyordum; yazar yine klişe taktiklerini kullanarak beni ilk tahminime yöneltiyordu fakat bu kez tuzağa düşmedim... kitabın sonunda müthiş bir ego tatmini yaşadığımı söyleyebilirim, sonunda katili tahminimde yanılmamıştım, ama garip bir şey oldu... katilin sırıttığı ve çabuk tahmin edildiği polisiyeler berbattır, fakat bu kez kitabı bitirdiğimde agatha christie nin kitaplarını sevdiğimi farkettim, ben farkında olmadan yazıları beni bağlamıştı ve iki haftada dört kitabını okumama neden olmuştu...
sonuç olarak, kendisi conan doyle öykülerinden sonra okuduğum en iyi polisiye romanlarının yazarıdır...
--kişiseldir--
iyi bir polisiye yazarıdır kendileri, kendisine has bir anlatıma, zekice kurgulara sahiptir ve romanlarındaki karakterleri çok iyi analiz eder... okuyunuz ve de okutturunuz; seksene kadar yolu var...
tam adı Agatha Mary Clarissa Christie olan cinayet romanları yazan ingiliz kadın yazar. romanlarının hepsi ayrı bir şaheserdir. yalnız dedektif hercule poirot'un bulunmadığı kitapları bana sıkıcı gelmiştir. ** ayrıca Mary Westmacott takma adıyla aşk romanları da yazmıştır. *