agamemnon söylencesi

entry1 galeri0
    ?.
  1. Menelaos, konuk prens olarak sarayına kabul ettiği Paris;le kaçan karısını ağabeyi Agamemnona anlatması üzerine, Agamemnonun kumandasındaki ordu iki yıl içinde hazırlığını bitirir. Birbirine bağlantılı sayılabilecek bu söylenceler, Troia kralı Priamos un Paris adındaki oğlunun doğumu, hatta uğursuz sözleri yüzünden bir şölene çağrılmayan Eris;in,en güzele yazıp masaya attığı elmanın, Aphrodite, Hera ve Athena arasında paylaşılamaması nedeniyle başladığı söylenilebilir. Tarihin ilk güzellik yarışmasında, Aphrodit'in ödülünü kabul ederek onu seçen çoban Paris, dünyanın en güzel kadınına ve en büyük aşkına kavuşmuştur. Böylelikle, Troia Savaşı, bir yandan tanrıların savaşına dönmüş, yarışmada yenilen Hera ve Athena, Atreusoğulları ve Akhaların tarafına geçmişlerdir.
    Ordu, Agamemnon kumandasında demir almadan önce tanrılar onuruna kurban kesilmesine karar verilmiş, bir çeşme başındaki büyük bir çınarın altında sunak hazırlanmış. Kurban boğazlanmadan önce, büyük bir ejderhanın çınara sarılarak, çınarın en yüksek dallarına çıktığı görülür. Çınarın tepesinde, yaprakların arasına tünemiş sekiz serçe yavrusunun ejderha tarafından yutulmasını çığlıklar atarak engellemeye çalışan ana serçe, bunu başaramaz ve yavrularıyla birlikte ejderha tarafından yutulur. Ejderha sonra, yere iner ve oracıkta taş kesilir.
    Ünlü bilici Kalkhas, insanları şaşırtan bu olayı şöyle yorumlar:Tanrılar tanrısı Zeus, bu olay ile Atreusoğullarına demek istiyor ki; bu sefer, büyük sıkıntı ve güçlüklerle doludur. Ama sonunda, büyük ve ölmez bir yengi kazanılacaktır. Yılanın yuttuğu serçe sayısınca, yani dokuz yıl sürecek, onuncu yıl bu kent ele geçirilecek, yakılıp yıkılacaktır. Kalkhas sözlerini söylemiş kurban töreni de bitmiştir ve ordu Aulis limanında gemilerin yelkenlerini şişirecek uygun yeli beklemeye başlamıştır. Ama günler geçmekte, yel bir türlü esmemektedir. Agamemnon, her sabah, gökyüzüne bakmakta, güçlü yellerin çıkıp çıkmayacağını anlamaya çalışmaktadır. Bazan derin bir sessizlik ve devimsizlik gökyüzünü kaplamakta, dağların arasına sıkışmış bir gölde nasıl dalgalanma olmazsa, gökyüzünde de bir tek bulut dalgalanması olmamaktadır. Gemilerin yelkenleri ve direkleri kıpırdamaz bile. Bazan ters bir yel denizi ürpertmekte, dalgaları kabartmakta, gemileri ıslatmaktadır.
    Ordu sabırsızlıktan homurdanmakta, krallar kralı Agamemnon üzüntüden kendini yiyip bitirmektedir. Şu açıkça bellidir ki, tanrılar gemilerin yola çıkmasını istememektedir. Neden? Neden uygun yelleriyle yelkenlerin şişmesine engel olmuşlardır? Bunu anlamak, öğrenmek için yine, bilici Kalkhasa başvururlar.
    Bilici, yelkenleri şişirecek yellerin tanrılar tarafından engellenmesinin tek nedeninin Agamemnon olduğunu söyler. Sevdiği bir geyiği ormanda vurup öldürdüğü için avcı ve kız oğlan kız Artemis, Agamemnon'a kızmış ve öz kızı iphigeneia'yı kurban etmedikçe, ordunun işine yarayacak yelleri estirmeyeceğine ant içmiştir. Troia'nın yakılıp yıkılması, Atreusoğullarının yengisi, kız oğlan kız iphigeneia'nın kurban edilmesine bağlı görünmektedir. Agamemnon, sevgili öz kızı iphigeneia'yı kurban sunağına çıkarmadıkça Menelaos'un öcü de alınmayacaktır.
    Agamemnon bilicinin bu haberi karşısında ağlar; yüreği çocuk ve vatan sevgisi arasında çırpınmaya başlar. Karısı Klytaimestraya, kızını alıp Aulis limanına gelmesi için haber yollar. Myrmidon kralı Akhilleus, iphigeneia ile evlenmek istemektedir. Bu nedenle kızının hemencecik gelmesi gerekmektedir. Ulağına, belki de şöyle buyruk vermiştir.Bir ok gibi uçacak, ağaçların gölgesinde oturmayacak, su içmek için çeşmelerin başında eğlenmeyeceksin. Hatta kendini sakın uykuya bile kaptırma!Yüreği sevinçle dolu iphigeneia, yanında anası ve çeyiz olarak vereceği armağanlarla bir arabaya binip gelir. Ama acı gerçeği öğrenir öğrenmez sevinci tükenir. Babasının onun için hazırladığı düğün oyununu öğrenmiş, kendini yerden yere çalmış, ağlamış, inlemiş, çığlık çığlığa bağırmış, sonunda yazgısını kabullenmiş iphigeneiayı Artemis ormanına götürürler. Başı kesilmek üzere olan iphigeneia, Artemis tarafından kaçırılır, kurbancının havaya kaldırdığı kılıç bir dişi geyiği kurban eder. Euripidesin anlatımına göre, Artemis, iphigeneiayı almış, Khersoneus (Kırım)da bulunan Tauris bölgesine götürmüş, onu orada kendi tapınağına rahibe yapmıştır.
    Olayların devamında, önemli mitoslardan, ilyada da genişçe sözü edilen ve Akhilleusun öfkelenmesine neden olan şudur: Akhilleus, Troia Savaşı süresince Küçük Asya kentlerini yağmalamış, bunlardan birinde Briseis adındaki kızı yağma sonucu kendi çadırına götürmüştür. Buna benzer bir yağmada da Agamemnonun payına düşen Khrysa kentinin Apollon Tapınağındaki kız oğlan kız Khryseistir. Khryseisin babası, kızı için Agamemnona kurtarmalık vermek istemiş, yalvarmışsa da kendisine acımamış, tersine ona türlü aşağısamalarda bulunmuş, getirdiği armağanları da alıp yaşlı adamı kovmuş. Bu nedenle, sonradan Odysseus'un eline geçecek olan ünlü yayı ile Apollon, Atreusoğullarının üstüne öldürücü oklarını savurup ölümcül atışlar yapmaya başlar ve dokuz gün süreyle ölüleri yakan ateşler hiç sönmez. Agamemnon da, Khryseisi babasına vermek zorunda kalır. Bu olayda Akhilleusun suçlamalarını içine sindiremez ve onun kapatması Briseis;i kendi çadırına aldırır. Akhilleus kızar, gücenir ve savaştan çekilir. Atreusoğullarını artık, yenilgi beklemektedir.
    Troia Savaşı sonrası, gemilerin birçoğu uzak ülkelere sürüklenen fırtınalara kapılmışlarsa da, Agamemnon bütün tehlikeleri atlatan şanlı bir kral tavrıyla yurduna dönmüştür. iphigeneia öleli on yıl olmuştur. Ama o ölümün sonucu, bugüne dek alınmamıştır. Yaşlılar, her günahın, yeni bir günah doğurduğunun biliciliğiyle, bir şey olmaz diye kimseyi ve kendilerini boşuna avutmadan-avunmadan, artık Agamemnon sarayına sokulmuş öçü beklemektedirler. Kızının sonunu öğrenince Agamemnon'u caydırmaya çalışmış zavallı Klytaimestra, kocasının düşüncesini değiştiremeyince ona karşı beslediği kini yıllar boyu unutmayarak büyütmüş, hatta kendisine bir sevgili bile bulmuştur. Agamemnon savaş sonrası Priamos'un bilici kızı Kassandrayla çıkıp gelince kini daha da artmış, kendisini Khryseis'le aldatmasını da bahane göstererek Agamemnon'u öldürüp öcünü almış.
    Savaş dönüşü Klytaimestra kocasını coşkun sözlerle karşılar. Agamemnon, arabada bulunan Kassandrayı karısına tanıtır ve karı-koca saraya girer. Kapıda kalan tutsak prenses korku içinde, çevresindekilere nereye getirildiğini sorar:Bu ev tanrının kakıncına uğramış, insanların öldürüldüğü, döşemelerin kanla kızardığı bir ev diye haykırınca, yaşlılar şaşkınlık ve korku içinde birbirleriyle bakışmış.Çocukların ağlayışını duyuyorum demiş ve sonra Kanayan yaralar için ağlıyorlar. Bir babanın, şölen sonrasında yediği et, kendi çocuklarının etiydi, diye eklemiş: Thyestesle oğulları... Kassandra bunları nereden bilebilir ki, bu evde yıllarca yaşamışçasına... Sanki olup bitenleri, tüm günahları gözleriyle görmektedir. O gün iki kişi daha öldürülecektir. Yaşlılar, o uğursuz saraya girmesini engelleseler de, dinlemez, yazgısına yürümeyi yeğler.
    Kocasını güler yüzle karşılayan ve adet olduğu üzere onu banyoya götüren Klytaimestra, ona kol ağızları dikili bir gömlek verir. Agamemnon banyodan çıkışta gömleği giymeye çalışırken savunmasız kaldığında Klytaimestra sakladığı hançerle onu öldürür. Elbisesinde, yüzünde kocasının kanı ile eşiğe çıkan Klytaimestra Kocam, içerde ölü olarak yatıyor. Kendi elimle cezasını verdim, diyerek, on yıl önce kızını öldüreni öldürmüştür.
    Kanlı şölenden sonra doğan Thyestesin en küçük oğlu Aigisthos ile Klytaimestra, kötülüğe kötülükle son verilemeyeceğini bilmektedirler. Bu cinayetin, yeni cinayetler doğurabileceğini ise düşünmemişler. Birlikte krallığı yönetmeye başlarlar. Babasının öldürüldüğü sarayda, anasının, ahlaksız olduğunu düşündüğü bir adamla birlikte olduğunu görmek Elektrayı mutsuz kılmakta, tek umudu kardeşi Orestesin, gün gelip babasının öcünü alacağı düşüncesiyle yaşamaktadır. Klytaimestra ile Aigisthosun akıllarına hiç gelmeyen budur.
    Klytaimestra ve sevgilisi Aigisthos, yedi yıl sonra, büyüyüp kılıç sallayacak yaşa gelince, babası Agamemnon'un öcünü alan oğul Orestes tarafından öldürülür.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük