harika bir duygudur her ne kadar ağaç dallarından kolunuz,bacağınız çizilse de sonunda el ettiğiniz zevk herşeye bedeldir. hele ki başkasının bahçesinden yakalanma korkusuyla yapılanın tadından yenmez...
genelde herkes alt dalları yediği için , insanı zirveye ulaşmak zorunda bırakan ve kol bacak kırılmasıyla sonuçlanabilecek , yine de tüm eziyetine değen eylem.
uğruna düşüp ağız burun kırılası tat. (ağaçtan her zaman kolay inilmez bazen atlarsın, atlarken başka dalda sallanırsın, ağızdaki kiraz da öyle kana karışır gider)
ağacın meyvesi en bol yerine , herkesin rahat ulaşamadığı , en güneş gören yerine tepesine ulaşıp , sırtınızı bir dala yaslayın . kopardığınız meyveyi bluzunuza silip ya da ellerinizle ovuşturup o katır kutur sesli ve serin sulu meyve ile manzaranın keyfine dalın . işte ağaçtan meyve yemek budur ! ***
3-4 kişi bir meyve ağacına gidilir, birisi çok çeviktir, ağacın her tarafına tırmanabilecek çevikliktedir fakat diğer üçü beceremez. bu sefer bu üçü ağacın altına geçer ve giydikleri t-shirtleri uzatırlar ; ağaca tırmanan da olabildiğince gücüyle ağacı sarsar ve meyveleri diğer üçünün t-shirtlerine düşürmeye çalışır. yeteri kadar meyve sağlandıktan sonra (ki genellikle erik olur bu) üç kişi ağaçtakinden kaçar ve meyveleri kendi aralarında yemeye koyulurlar... olan ağaca tırmanana olur..
her zaman bu üç kişiye katıldığım için gurur duyarım kendimle..
Meyvenin pazardan, içi geçmiş halini değil; ağaçtan, en taze halini yemek.
Kimi zaman, bu sevimsiz apartman kasveti altında çok bunaldığım vakitlerde, gözlerimi kapatıp bir bahçede düşünürüm kendimi. Gri renk olmaz bu hayalin içinde, gri ve siyaha yasaklar gelir birden bire! Her yer yeşildir, her yer renkli, her yer taze... Benim yogam da böyledir işte, bu şehir hayatı içinde. Dalından koparılan bir tek meyve... Devadır aslında ruhta gezinen her tür lanet derde!
Keşke, hayat daha sade yaşanabilse de... Bizim yapamadığımızı yapabilse çocuklarımız.
En sevdikleri meyveyi dalından yeseler. Betonerme yapaylığı hiç bilmeseler!
ağaca da çıkıp dalından kopararak oturduğun dalda onu yiyorsan o an sadece sen, ağaç ve meyve vardır orada. başka hiçbirşeyin önemi yoktur. orgazm olursun ben sana öyle diyim ve daha ne diyeyim... bilemiyorum.
şimdiki şehir çocukları için pek mümkün olmayan durumdur. kesinlikle büyük eksikliktir. evvel zaman içinde bizim karşı komşunun bahçesinde dut ağacı vardı. o agaçtan dut toplayıp yemek nası hoşuma giderdi. şimdi tabi ne karşı komşu kaldı ne onların evi ne de dut ağacı. hey gidi günler...