liseden mezun olduğum yıl kazandığım fakat olum napcam lan bi yıl elin memleketinde diyip gitmediğim acı bir hatıradır afs.yaa belki de şu an ezelin başlamasını değil de isveçte striptiz club'umun başında bekleyecektim.ah ulan ah.
uzatması associated field servicetir. bu kurumun mulakatına giren arkadaşlar böyle süslenir püslenir. sonra;
- "abd'nin başkanı kim diye?" sordular ya eheheh
- "pakistan hangi kıtadadır?" dediler o an tansiyonum düşmüş bayıldım. götüm halletmiş olayı. geçtim herhalde.
- abi bana bir para ismi söylediler bilmiyorum ki dedim. gitmek istediğin ülkenin diyince uyanmışım.
vs vs
afs ile abd'ye giden hiç bir arkadaşım geri dönmedi. hepsi orada kalıp üniversiteye gittiler. buradan da "abd'ye yasal mülteci taşıyan bir kuruluştur." dersem yalan olmaz.
iyi bir programdır.
önce 60 lirayı yatırıyorsunuz, okulun sizi aday göstermesinden sonra genel kültür, zeka ve kişilik testlerinden oluşan ilk adımı geçmek üzere sınav merkezine gidiyorsunuz. şahsi düşünceme göre genel kültür testi mal olmayan her bireyin yapabileceği kolaylıkta, zeka testi zekadan ziyade dikkat istiyor ve kişilik testi inanılmaz derecede sıkıcı. bu kişilik zırvası 240 sorudan oluşuyor ve 60.sorudan sonra sorular kendini tekrarlıyor. atıyorum hem 14. hem 78. soruda "sakin biri olup olmadığınızı" sorduğunda çelişkili cevap verirseniz hoş olmaz.
bunu geçerseniz tekrar aynı sınav merkezine mülakat için gidersiniz. en başta sizi sınıflara alıp temel bilgilerinizin, gezilerinizin, ilgi alanlarınızın, 2 yıl içinde yaşadığınız bir iyi ve bir kötü olayın açıklamasının olduğu bir form doldurturlar. sonra sıraları yuvarlak şekline getirerek ortaya bir konu açıp tartışmanızı ve moderatör seçmenizi isterler. siz bu tartışma sırasındayken de 3 tane komisyon görevlisi(bunlar eski afs'lilerdir) sizi arkadan izler. sonra sıralama yapılır ve siz sıranıza göre tekli görüşmeler için içeri alınırsınız. bu tekli görüşmeler yaklaşık 45 dakika 1 saat arası sürer ve o süre zarfında ağzınızdan girip burnunuzdan çıkarlar, canınıza okurlar, sabrınızı ve davranışlarınızı test ederler. bazen mantıksız sorular da gelebilir(ailenin çocuğu eşcinsel size sarkıyo naparsınız sorusu tamamen bir şehir efsanesiymiş ben sormuştum. bunun üstüne bana cevaplattılar, orası ayrı). bu mülakat sonunda oraya ne amaçla gitmek istediğinizi, kim olduğunuzu hepsi gayet iyi anlarlar. çok az kişi geçer bu mülakatı, bu senekini 150 civarı kişi geçebilmişti ve toplam 25 civarında komisyon vardı. bu da yaklaşık 250 öğrenci yapar, zira komisyon başına 10 öğrenci düşüyor.
eğer bu lanet mülakatı da geçerseniz(ben geçemedim) ailenizle görüşüyorlar, orada karşılaşabileceğiniz zorlukları falan açıklıyorlar. sonra formlarınız geliyo falan, en sonunda bir sene sonra kendinizi başka bir ülkede buluyorsunuz. eğer yerleştirileceğiniz bir aile bulamazlarsa da gidemiyorsunuz. en acı verici olanıysa bu olsa gerek.
girmeyi düşünenlere sınav ve mülakat soruları hakkında yardımcı olabilirim. bence bu mülakatlar adil değil, zira benim komisyonumda çok ağır abi 3 kişi varken ve bunlardan geçmek çok zorken, yan komisyonda şeker gibi bir kadın sohbet kıvamında geçiriyordu görüşmeleri. (bkz: kedinin ulaşamadığı ciğere mundar demesi sorunsalı)
Yakın zamanlarda kendisi aracılığıyla Belçika-Flaman'a gideceğim program.Sanıldığı gibi herkesten bilmem kaç bin dolar para filan talep etmezler hatta bir çok öğrenci(örneğin ben) burslu gitme imkanına da sahip olur.içinde pek emekçi çozuklarını barındırmamasına rağmen(jüri üyelerinde) emekçi çozukları bir yıllığına dil öğrenme fırsatı kısmen de olsa-ve aralarına sızabilirlerse- bulabilirler.
Bunun yanında kolay bir genel kültür sınavı vardır ancak mülakatta ''neden geçtin lan sınavı'' demeye varan sözler duyabilirsiniz.Sizi birlikter kaldığınız ailenin çozuğuna aşık ederler,Ermeni Soykırımı ile suçlarlar ve Mısır'da herhangi bir şehirde kaybolmaya zorlayabilirler.Mühim olan ''her yerde olabilir'' edası ile rahatça yolunuza devam etmektir.
geçen sene sınavına girdiğim kurum. ve işin garibi sınav beklediğimden daha kolay geçti. ama tabi öncesi de var. neyse ben en baştan anlatayım tecrübelerimi.
şimdiii... ben samsun'da yaşıyorum. genellikle bu yöreden katılanları ankara'ya veriyorlarmış. ben de buna karşı çıkmıştım, zira ankara'da kimim kimsem yok ve benden gece 12'de ankara otobüsüne binip, sabah 6-7 civarı yarım yamalak bir uykuyla otobüsten indikten sonra hiçbir şekilde yol yordam bilmediğim ankara'da, sınava gireceğim okulu bulmamı bekliyorlardı.
ben de aradım tkv'yi ve sınav yerimin istanbul olmasını rica ettim. konuştuğum bayan bu konunun kolaylıkla ayarlanabileceğini ve benim niye bu kadar kastığımı anlamadığını ima ederek beni rahatlattı ve telefonu kapattık.
sınav haftası tekrar aradım tkv'yi. bu sefer de konuştuğum beyefendi, böyle bir şeyin olamayacağını, samsun ve yöresinden katılan herkesin tartışmasız bir şekilde ankara'da sınava gireceğini, hiçbir şekilde bir ayrıcalık yapılamayacağından bahsetti. her şeyi bağrıma basardım, ama bunu basamazdım, zira istanbul biletim önceden alınmıştı. o bayanla olan konuşmamı çok daha önceden yapmıştım, çünkü bilirsiniz, uçak biletlerini önceden alırsan daha ucuza patlar. yalandan yere son iki üç güne bırakıp 200-250 lira gibi bir meblağdan ziyade, 100 lira bayılmak daha mantıklı geldi bana.
konuştuğum beyefendiye de bunu güzel bir dille açıkladım. dedim, "ben bu numaradan bir bayanla konuştum ve kendisi benim istanbul'da sınava girebileceğimin kolaylıkla ayarlanabileceğini söyledi. ben de buna dayanarak biletlerimi aldım." bunun üzerine bana demesin mi, "burada benim dışımda kimse size böyle bir garanti veremez. yanlış anlamış olmalısınız." diye. tamamen delirdim. yanlış anlamama olanak yok çünkü, kadın bunun garantisini verdi sonuçta bana. ben onun bu lafı üzerine, hararetimi bastıramayıp, biraz sert bir dille kendimi tekrar açıkladım istemsiz bir şekilde. o da bana, "mizacını hiç beğenmedim canım." dedi.
bunu demesiyle benim şalterler tamamen attı tabi. neyse ki fazla uzatıp şansımı zorlamadım. yani hararetli halimi uzatmadım. "kusura bakmayın ama duyduğumdan adımın bruww olduğu kadar eminim. biletlerimi de buna dayanarak aldım zaten. yani koskoca tkv, benden hiç yol yordam bilmediğim ankara'ya sabahın köründe gidip sınava gireceğim okulu bulmamı mı bekliyor." dediğimde adam biraz yumuşadı ve, "peki o halde, bir şekilde ayarlarız." dedi. ben de teşekkür edip telefonu kapattım. o günün akşamı telefonuma gelen mesaja göre sınav yerim istanbul olarak ayarlanmıştı. sevindim.
velhasılı kelam sınav günü geldi. ben 23 civarında ineceğim uçaktan, 00:30 gibisinden bir saatte inince şansıma sövdüm. işin kötüsü taksim'e giden havaş'ı da 5 dakikayla kaçırmıştım ve bir sonraki havaş 1 saat kadar sonraydı. bulunduğum yer atatürk havalimanı, ki inmem gereken yer de sabiha gökçen'di. uçak, çok sis olduğu için rotasını değiştirip atatürk'e inmek zorunda kalmıştı. ben orada bir şekilde küçükyalı'ya taksi ücretini paylaşmak isteyen 3 kişiyi duyduğumda balıklama atladım tabi. orada da ufak bir piçlik yaparak 10 lira vererek sıyrıldım işin içinden. diğer 3 güzel abim 20'yi bayılmışlardı. canlarım benim.
neyse sınava geleyim ben.
okula gittim ertesi sabah uykulu bir şekilde. sınav yerime kalabalığın arasından baktım ve bir şekilde yerimi buldum. oturdum, sınav saatinin gelmesini bekliyoruz. o sırada içeriye bir adam geldi. yoklama kağıdına baktı ve isimleri teker teker okudu. ses bir yerden tanıdık geliyordu, kaldı ki 2-3 isim daha okuyunca anladım. telefonda konuştuğum adammış. hani böyle ibnemsi ses tonları ve konuşma tarzları olur ya? o adamın da ses tonu, konuşma tarzı falan öyleydi, hemen çıkardım o yüzden. listede benim adıma geldiğinde ve ben de "burada." dediğimde de, ilk kez listeden kafasını kaldırıp bana garip bir şekilde baktı ve "görürsün sen." şeklinde kafasını salladı. eyvallah dedim.
sınavın kendisine geleyim şimdi.
üç bölümlük bir sınav oldu.
ilk bölümde 50 tane genel kültür sorusu verdiler önümüze. sorular nasıldı... mesela charlie chaplin'in ve çin seddi'nin resimleri vardı, yukarıdaki kimdir veya yukarıdaki yapının adı nedir soruları vardı. bu gibi vardı bir kaç tane. kuş bilimiyle ilgili bir soru vardı, ki iki yanlışımdan birisi oydu, onu da sallamıştım zaten. altın portakal'ı alan filmi sormuşlardı. kitap isimleri veriyorlardı, onları sormuşlardı. bir yazarın birkaç tane kitabı yani. sonra o kitapların hangi yazara ait olduğunu falan. bir tane dünya klasiklerinden, bir tane de türk klasiklerinden vardı öyle soru çeşidi. çok zor değildi yani, biraz popüler kültürü takip ettiyseniz falan yaparsınız. mesela ben çok kasmıştım fransız edebiyatından çıkar diye, hiç çıkmadı. o konuda rahat olun yani.
ikinci bölümde 50 tane genel yetenek sorusu vardı, ki biraz dikkatli olan birisi çok rahatlıkla halleder burayı da. harflerin yeri değişik, hangi kelime lan bu, soruları vardı. kafa karıştırıcı sorular falan. genel yetenek soruları yazın gogıl amcaya, çıkar zaten. o da bir şey değildi bence.
beni zorlayan ve batıran bölüm kişilik soruları olmuştu. hani, hangi mesleğin insanısını ölçen sorular var ya. 5 tane şık verirler, çok uygun, uygun, belki, uygun değil, hiç uygun değil, gibisinden. o tip 240 soru vardı. kolay gibi görünüyor ama değil. yani ilk 70'ini falan yaparsın, bir şey yok. ama devamında hep daha önce verdiği cümleleri farklı bir şekilde sormuş ve öncekine hangi cevabı verdiğini hatırlamadan, gelişi güzel bir şekilde cevaplarsan sıçıyorsun, zira seni dengesiz olarak nitelendirebiliyorlar. ben oradan kaybettim mesela. lanet ettim, buna emin olun.
neticede kolay sınav, zor değil. yazılının son bölümünü halledemediğim için mülakata kalmadım, bilmiyorum. kasılın şimdi.
ankara atatürk lisesinde girdiğim sınavdır. yanlış sınıfa girip karışıklık yarattım direk elemişlerdir beni. sınıfa girdiğimde ilk dikkatimi çekense sırada özenle yapılmış ac dc yazısıydı. bunu hemen görüp ac dc baskılı polarımı göstere göstere askıya asmıştım, ancak kimse tanışma isteğinde bulunmadı.
sınav sorularında ilk dikkatimi çeken charlie chaplin in fotoğrafını görüp şıklarda bulamamamdı. komünist manifesto ve kapital in yazarı kimdir sorusunda orhan pamuk şıkkı, u2 nun solistinde angeline jolie şıkları da mevcuttu. beatles ı heycanla bekledim, her soruda didik didik aradım yoktu.
ayrıca kişilik sorularında herkesin kendini düzenli tanıttığından eminim.