afrikalı leo

entry12 galeri0
    1.
  1. --spoiler--
    Her toplumda başkaldıranlar olur, insanlar herkesin içinde onlara lanet okur, kendi kendine kaldığı zamansa onlar için dua eder...
    --spoiler--
    5 ...
  2. 2.
  3. ' ben, hasan, tartıcıbaşı muhammed'in oğlu, ben, giovanni leone de medici bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. '
    4 ...
  4. 3.
  5. 'ozanın dediği gibi,

    Ölüm yaşamımızın iki ucundan tutmakta:
    Yaşlılık ölüme,çocukluktan daha yakın değildir.'

    her insanın okuması gereken amin maalouf eseridir.
    5 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. 6.
  9. tumanbay yılı

    kahire'nin yeni efendisi, her kutsal yeri, her köşeyi, her kapıyı, görmek, her korkulu bakışı unutulmaz gölgesiyle silmek istercesine kentin sokaklarında böbürle dolaşıyordu. önü sıra, habercileri hiç durmadan ve yorulmadan, halkın canı ve malı için korku duymasının gereksiz olduğunu duyururken, sultanın birkaç adım gerisinde toplu öldürmeler ve yağmalar yer almaktaydı.
    ilk kurbanlar çerkezlerdi. memluklar veya memluk soyundan olanlar hiç duraksanadan yakalanıyordu. eski yönetimden yüksek rütbeli biri yakalandığı zaman, bir eşeğe ters bindiriliyor, başına mavi bir sarık takılıyor, boynuna küçük ziller asılıyor, öldürülmeden öne kent sokaklarında dolaştırılıyor, öldürüldükten sonra başı bir sopaya geçiriliyor, gövdesi ise köpeklere atılıyordu. osmanlı askerlerinin bulunduğu yerlerde böyle sopalardan yüzlercesi, selim'in dolaşmaktan hoşlandığı bir ölüler ormanı gibi yanyana yere çakılı duruyordu.
    başta osmanlıların verdikleri sözlere kanan çerkezler durumu kavrayınca, geleneksel kalpaklarını ya da küçük sarıklarını çıkarıp geriye kalan halktan ayırtedilmemek için büyük sarıklar giymeye başladılar. buun sonucu olarak osmanlı askerleri gelen geçeni yakalayıp kılık değiştirmiş çerkezler olmakla suçladılar ve fidye istediler. sokaklar boş kalınca askerler bu kez evlere girdiler ; kaçmış olan memlukları aramak bahanesiyle çapulculuğa ve ırza geçmeye başladılar.
    yılın dördüncü günü, sultan selim kahire'nin varoşunda, ordusunun en büyük bölümünün bulunduğu bulak'taydı. birçok subayın öldürülmesinde hazır bulundu, kampta yığılmış bulunan yüzlerce cesedin nil'e atılmasını buyurdu, sonra da konuşlandıkları yere yakın bir camiye akşam namazına gitmeden önce hamama girip yıkandı. (sayfa 254 )

    (bu arada bir kısım çerkez tumanbay önderliğinde ayaklanır ve şehrin büyük kısmını geri alır. selim ikinci kez şehri almak için harekete geçer).

    ... osmanlıların kente ikinci kez girdiklerinde yaptıklarını nasıl anlatabilirim ? bu kez durum, ilk yenilgilerinde olduğu gibi, kendilerine karşı çıkan çerkezleri yok ettikleri durumdan değişikti. şimdi bütün kahire halkını cezalandıracaklardı. büyük türk'ün askerlerine sokaklara dağılıp soluk alan her $eyi öldürme buyruğu verildi. hiç kimse bu uğusuz kentten çıkamıyordu, bütün sokaklar kesilmişti. kimse kendine bir sığınak bulamıyordu çünkü camilerle mezarlıklar savaş alanına dönmüştü. halk bu kasırganın geçmesi umuduyla eve kapanmıştı. söylendiğine göre o gün, gecenin son çeyreğiyle güneşin doğuşu arasındaki sürede sekiz binden çok kişi öldürülmüş. sokaklarda kan seli içinde kadın, erkek, çocuk, at, eşek ölüleribirbirine karışmıştı.

    ertesi gün selim, öç alınmış olduğunu ve kıyımın durması gerektiğini göstermek için çadırının önüne biri beyaz, biri kırmızı iki bayrak diktirdi. bunun tam zamanıydı, çünkü öç alma kıyımı o yoğunlukla birkaç gün sürseydi büyük türk'ün bu ülkede ele geçirdiği tek yer büyük bir ölüler çukuru olurdu.

    sayfa 256
    1 ...
  10. 7.
  11. "Ben, Hasan tartıcıbaşı Muhammet'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici. Bir berberin sünnet ettiği bir papanın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama afrikalı değilim. avrupalı da arabistanlı da değilim. Bana granadalı, faslı, zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim. Ben Yolların oğluyum.
    ...
    Ben yalnızca dünyaya ve Tanrı'ya aidim ve yakında bir gün onlara döneceğim"

    Muhteşem bir kitap.
    Kendini hiçbir yere ait hissetmemek, her yerde yaban olmak ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
    Tabi dünya düzeni de ...

    "Sen Roma'da "Afrikalı'nın oğlu"ydun ; Afrika'da "Rumi'nin oğlu olacaksın. Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Oğlum çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! ister Müslüman ister hrıstiyan, ister yahudi olsunlar seni olduğun gibi kabul etmeliler. insanların görüşünü dar bulduğun vakit kendi kendine Tanrı'nın ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O'nun elleri çok geniştir, yüreği de. Uzaklara gitmek, sınırlar, ülkeler aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama
    ...
    Ve bütün sevdiklerim arasında ilk göçen ben olmak isterim. En son yere Yaradan'ın gözünde kimsenin yabancı olmadığı ülkeye doğru."
    1 ...
  12. 8.
  13. tasvirleri, betimlemeleri ile klasik bir amin maalouf romanı. sürükleyicidir, olay örgüsü iyi kurulmuş, endülüsten romaya kadar uzanan bir serüveni ele almıştır. kendi kanaatim ise ; okuyan pişman olmaz, okumayan bir şey kaybetmez tadında bir romandır.
    0 ...
  14. 9.
  15. Bir amin malouf eseri. Muazzam nitelikte yazilmis şaheser.
    0 ...
  16. 10.
  17. semekant'dan sonra amin maalouf' u çok sevdiren eserdir.
    0 ...
  18. 11.
  19. Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum, çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! ister Müslüman, ister Hristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni olduğun gibi kabul etmeliler ya da seni yitirmeyi göze almalılar. insanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrının ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O'nun elleri çok geniştir, O'nun yüreği de çok geniştir. Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.
    3 ...
  20. 12.
  21. "islam garip başladı,garip bitecektir,Cennet gariplerindir."
    Bazı kitaplar vardır,sırtına vurulan bir tekmeyle yazılanların içinde bulursun ya kendini,hah bu da işte öyle bir kitap.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük