sosyal ve politik anlamda insani bir beceriksizliktir.
birilerinin kasıtlı olarak bazı insanları aç bıraktığını ve böylece karnı doyanları gizlice tehdit ettiğini zannetmiyorum. çünkü rakamlara göre ikinci dünya savaşından bu yana aç insanların genel nüfusa oranı düşmüş, yani genel olarak bir iyileşme var. yine de yapısal bir çözüm bulunmadığı için savaş, salgın ve kuraklık türü hadiseler bir anda büyük bir insan kitlesini açlığın eşiğine getirmekte ve bunun büyük bölümü de afrika'da yoğunlaşmaktadır. bunun çözümü elbette "uzay roketinden kısalım" yok "bilimsel araştırmadan kısalım" olamaz; birisi de kalkar "futboldan kısalım" "sanattan kısalım" demeye başlar, hadise arap saçına döner. kimse bir şey kısmasın. var olanı yitirmeyelim, üzerine ekleyelim: "hiç bir insan aç kalamaz" diye bir ibareyi politik söyleme, kültürümüze, yasalarımıza eklersek, bu konuda global ama otorite sahibi bir kurum oluşturabilirsek, insanların aç kalmamasını garanti altına alan bir rejim kurulur.
bunun neden başarılamadığının ipuçları şu noktalarda yoğunlaşır:
1- Dünyanın çoğu hala ulus devlet hayalinden tahrik olmaktadır. tıpkı krallıkların saçma, gayri insani ve bereketsiz olduğu anlaşıldı ise bugünün insanının da bir şekilde taraftarı olduğu aidiyeti sorgulayıp aşması gerekecektir. savaşlara da yol açmaktadır.
2- Varolan ekonomi politik sistem insan merkezli değil kar merkezlidir. "Para" nın temel ihtiyaçlara bulaşması engellenmelidir. söylendiği kadar basit olmadığının bilincindeyim, 250 senedir bunun mücadelesi devam ediyor. bu da savaşlara yol açmaktadır.
3- ırkçı mantık hala kol gezmektedir. afrikalılar'ın sürekli aç olması derilerinin renginden dolayı mı acaba sorusunu gündeme getirmektedir. "birileri siyahları yok etmeye çalışıyor" diye düşünmemekle beraber, siyah olmalarının "insan" olarak algılanılarak ciddiye alınmalarına engel teşkil ettiğinden şüpheleniyorum. tahmin ettiğimiz gibi, sözkonusu ayrımcılık savaşlara da yol açmaktadır.
4- Dini zihniyet insanları birbirinden soyutlamakta ve insanlığın elini kolunu bağlamaktadır. Afrika'da aç kalan nüfus müslümanlar olduğu zaman ortaya çıkan, ancak müslüman olmayanların başına bir şey geldiğinde ortada görünmeyen örgütler var bu gezegende. Evet, dinler savaşlara ve çatışmalara yol açar...
5- Kısıtlı çeşitlere dayanan ve yüksek teknoloji gerektiren tarım olanakları ile 7 milyar doyurulmaya çalışılmaktadır. 10 bin sene evvel gerçekleştirilen tarım devrimi esnasında atalarımız 90 bin yenilebilir bitki, kök vs. arasında toplasan bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda türü evcilleştirmiş; biz de hala israrla ve sadece onları tüketiyoruz. nedir bunlar; işte buğday, arpa, mısır, patates, pirinç bir kaç da bakliyat. artık biraz daha çeşitliliğe ihtiyacımız var. Yine de toprak/su sorunu ve buna bağlantılı savaşlar devam etmektedir.
özetle insanlığın bu aç insanları kendisine bir ölçü birimi alarak medeniyetini, ekonomisini, kültürünü, politikasını topyekün gözden geçirmesi ve kendisine bir çeki düzen vermesi gerekmektedir. bu yapılmadığı sürece aç insanların vebali hepimizin boynundadır ve hepimizin yaşarken yüzleri, ölünce de mezarları tükürülmeyi hak etmektedir.
evrenin sırlarını keşfeden bir aklın hazmedemeyeceği bir beceriksizliktir bu.
özet: bizim götlüğümüzdür, kimse doğayı falan suçlamaya kalkmasın.
televizyonda yemek yerken kamu spotu reklamlarında görülünce ne kadar aç olursanız olun ağzınızdaki lokma boğazınıza düğüm eder.
o çoçukların masum bakan acı dolu gözleri sizi bi süreliğine hayatı sorgular ve neden çoçuklarda insan kendine sorar.
o insanları gördüğümde hep dünyadaki adaleti sorgularım. bu insanların günahı ne? onlar mı orada doğmak istediler? neden aç kalıyorlar? kendi tercihleri olmadığı halde bu kadar sefalet çekilmesi dünya düzeninin ayıbıdır.
