affetmek

entry244 galeri3
    44.
  1. karşındakine duyulan sevgi ve güven neticesinde bazı şeyleri gözardı edip ikinci bi şans tanımaktır.
    2 ...
  2. 43.
  3. bir gün yine karşıma çıksan,
    ellerimi tutup yalvarsan,
    yaptıklarından pişmansan,
    affetmem!

    bırakma beni nolur desen,
    kalbinin sesini dinlesem,
    beni cok sevdiğini bilsem,
    affetmem!

    istemem artık aşkını,
    sensiz kurdum yaşantımı,
    zehir ettin bu hayatı,
    affetmem!

    unuttum hep sözlerini,
    o güzelim gözlerini,
    artık ne yapsan boşuna,
    affetmem!*
    Bu versiyonu daha kabul gören bir durumdur *
    0 ...
  4. 42.
  5. 41.
  6. affetmek intikam almanın ilk basamağıdır.
    3 ...
  7. 40.
  8. insanoğlu'nun üç'e kadar tahammül gösterebildiği durumdur. Üç kez hata yaparsanız üçüncüde o affeden meleğiniz, bir şeytana dönüşür ve 'öyle yağma yookkk' cevabını verip çeker gider. Acılarınızla başbaşa kalmanız zaten en büyük ceza olur.
    1 ...
  9. 39.
  10. annelerin o büyük erdemlerinden biridir affetmek.
    0 ...
  11. 38.
  12. enayilik ve aptallığın yoğun karışımıdır.
    0 ...
  13. 37.
  14. yerine göre büyüklük yerine göre enayilik getirir, affedilen $eye dikkat etmek gerekir...
    0 ...
  15. 36.
  16. yapılan yanlışı bastırmaktır. derinlerde kalır o yanlış, elbet bir gün yeri gelir ve yüze çarpılır bir bıçak gibi.
    1 ...
  17. 35.
  18. affetmemeyi seçmek de affetmektir.
    2 ...
  19. 34.
  20. 2006 nın 2. ayında açılan bir başlığa topu topu 36 entry girilmesinden anlaşıldığı üzere affetmek insanoğluna biraz uzak galiba. hani affetmenin ne olduğu konusunda birşeyler tada bilsek onun lezzetini damaklarımızda gezdirip eritsek şöyle bayram şekeri gibi. göreceğiz ki sadece ağzımızın tadı değişmiyor hayatımızın bir ucunada gökkuşağının bağlı olduğunun farkına varacağız.

    klasik kişisel gelişim kitaplarından bahsetmiyorum elbet. yani içimizde bir öküz varsa onada hoha diyeceğiz tabi. ama hayat inatla dönmüyor işte. dünya dua üzerine döner der annem . dua ise kalb üzerinde bitermiş. kalpse bedenin değil ruhun yaşama kaynağıymış.

    şimdi şöyleki bir öğretmen öğerencilerine bir bayram arefesinde dargınlıkları bitirmek gerektiği konusunda nasihatler verirken öğrencilerden biri sorar.

    --hocam hadi affedemeyeceğimiz bir şey ise der.

    tüm sınıf tarafından çok sevilen hoca işin ehemmiyetini güzel bir şekilde anlatmak için öğrencilerden bir daha ki derse patates ve torba getirmelrini ister. öğrenciler ilk başta birşey anlamaz lakin hocalanın dediğini yaparlar. tüm sınıf sıraların üstünde koca koca patatesleri dizerler hocalarını can kulağı ile dinlerler. hoca;

    ++şimdi sizin kalbinizi kırıp affedemediğiniz her kişi için bir patates soyun der.

    çocuklar aliydi mehmetti derken torbaları doldurular soyulmuş patatselerle. sonra hoca ;

    ++bu patatesleri torbasından hiç çıkarmadan yanınızda taşıyacaksınız der.

    vede çocuklar artık yanlarında içinde soyulmuş patateslerle dolu torbalarla yaşamaya başlarlar fakat aradan iki hafta geçerki artık patatesler kokmaya vede artık taşınır gibi gelmemeye başlamıştır. öğrenciler dayanamaz bir gün ve hocalarına durumlarını anlatırlar .hoca;

    ++evet arkadaşlar .affetmediğimiz her kişiden ötürü ruhumuz işte böyle rahatsız oluyor. nefes alamıyor. o kişiler ruhumuzu rahatsız ediyor vede siz onları affetmeyi onalara ekstradan yapacağınız bir iyilik gibi görüyorsunuz lakin esasen onları affetmek sizin kendinize yapacağınız en büyük iyiliktir der.

    tabi öğrenciler patateslerle birlikte küskünlüklerinide çöpe atarlar . hani illaki bir vesile aranıyorsa onlarda bayramlardır . yada iki samimi dostun dargınlar için barıştırma teklifine tebesssümlele cevap vermektir.

    evet affetmiyoruz biz. ama affetmediğimiz her kişi ruhumuza yapışmış kanımızı emiyor ve bu kan emiciler çoğaldıkça ne yazıkki gün geliyor kalbe kan gitmiyor. sonra güzel dualar orda yetişmiyor. dualar olmayınca inanın dostlarım dünya hiçde güzel dönmüyor.

    size ne kadar büyük yanlış yapılırsa yapılsın ufak içten bir tebessüm . affettim seni duruşu. samimi bir tokalaşma inanın kamburunuzda nasır yapmış koca bir yükü alıp götürüyor.

    herkesi affettinizmi ? gökyüzüne bakın . orda duran meleklerde kimseye dargın değil . tıpkı sizin gibi.
    2 ...
  21. 33.
  22. 32.
  23. karşımızdakine, aynı hatayı yapması için davetiye vermektir. ben seni affetme riskine gireceğime, sen zahmet edip özen gösterseydin de, hata yapmasaydın nasıl olurdu?
    2 ...
  24. 31.
  25. bağışlamak, eski güzel duyguların yeniden oluşumuna vesile olmak. oysa bazen hatadır affetmek. sen affedersin, o tekrarlar.. kötüye kullanır tüm iyi niyetini.
    0 ...
  26. 30.
  27. 29.
  28. 28.
  29. 27.
  30. bir kez olduğunda, karşınızdaki kişi tarafından sürekli beklenecek olan bağışlamadır. en fazla bir kez olmalıdır. büyüklüktür, evet ama, karşınızdaki insan, bunu istismar edecek biriyse, ayağınızı denk almanız gerekir. birisi, paranızı çalar, affedersiniz; sinirle ağzından kötü söz çıkar affedebilirsiniz. ama duygusal yönden ihanetler, hele ki, aşk ihanetiyse, affı yoktur bazılarımız için.
    3 ...
  31. 26.
  32. gururumuzu kirabilmenin en onemli yoludur.
    1 ...
  33. 25.
  34. Affetmek unutmak değildir, cezalandırmak değildir. Sadece hiçbirşeyin asla eskisi gibi olmayacağını bilmektir.
    0 ...
  35. 24.
  36. 23.
  37. 22.
  38. "affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır" der schiller...
    8 ...
  39. 21.
  40. en büyük erdemlerden biridir. kızarsınız, öfkeniz yer bitirir sizi kimi zaman. hep karşı taraf suçludur. içinizden ben de hata yaptım diye çığlıklar atarsınız ama dökülmez o bitmek bilmeyen gururunuz kelimelere. bakarsınız karşı taraf haklıdır ama gurur bu ya onu haksız çıkartmak için başka konulara sapar, çamura bularsınız sağı solu. kusarsınız tüm yediklerinizle beraber o ezilmişlik duygusunu.
    bazen de haklı olduğunuzdan, dünyanın acı veren biryer olduğu kadar eminsinizdir. karşı tarafın gözlerinden anlarsınız pişmanlığını, belki oluruna bıraksanız gözleri süzülerek anlatmak ister haksızlığını. gözlerindeki o nefret perdesini aralasanız, aslında o insancıl bakışlarını hatırlayacaksınızdır.
    gel affettim seni, sarılalım o özlediğimiz sıcaklığımızla, bütün nefretlere inat dersiniz. yaşlar süzülüverir aniden gözlerinizden. o zayıflığın göstergesi değildir, güçlü görünmek için içinize akan gözyaşlarınızın, dışarıya taşan kısmıdır sadece.
    üç günlük dünya be affedin gitsin..
    1 ...
  41. 20.
  42. aczdir, zayifliktir. kisi affetse bile tabiat zaaf gosterenleri affetmiyor maalesef. affedilen nesne tabiatin acimasiz dongusu icinde bir muddet sonra elenecektir kendiliginden. o yuzden affetmek o'na sadece zaman kazandirabilir en fazla.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük