17 aralık operasyonun bir algı çalışması olmasıdır.
AYAKKABI KUTUSU: Her operasyonun akıllarda kalması için kullanılan ya da bir şekilde oluşan simgeleri vardır. Son operasyonda, daha ilk gün medyaya servis edilen üç fotoğrafta ayakkabı kutusu içinde para, paraları saymak için para sayma makinası ve evlerde bulunan çelik kasa fotoğrafları vardı. Bunların yolsuzlukla ilgili algıyı pekiştirip zihinlere kazıyacağı belliydi. Sonunda makinanın bankadan istendiği, eve ait olmadığı anlaşıldı. Aralarından simgesel olarak ayakkabı kutusu sıyrıldı ve artık herkes beraat etse bile onlarca yıl bu operasyonu insanların aklında tutacak simge olarak tarihe geçti.
KOCA BiR YOLSUZLUK ÇETESi: Aynı sabah aynı anda başlayan ve medyaya servis edilen bilgilere göre belediyelerin, bankaların, kabine üyelerinin arasında olduğu büyük ve ortak bir yolsuzluk çetesine operasyon yapılmıştı. Kısa süre sonra anlaşıldı ki üç ayrı ve birbirinden hemen hemen bağımsız soruşturmalardı ama aynı kaptaymış gibi sunuldu. Böylece hepsi gerçek bile olsa tek tek oluşturacakları etkinin en az üç katı bir tepki doğması sağlandı.
FATiH BELEDiYESi: Herhangi bir müfettişin torbadan ismi rastgele çekilecek herhangi bir belediyede bir sabah operasyonuna gerekçe doğurabileceği bir yerel yönetimler kanunumuz olduğu biliniyor. Buna rağmen bu özel çalışılmış hissi veren operasyonda Fatih Belediyesi'nin yer almasının da yine özel bir anlamı olması gerekir. islamcı geleneğin neredeyse en eski ve modern hayata taşınmanın başarılabildiği ilk akla gelen ilçe neresi diye sorsanız, istisnasız bütün cevaplar 'Fatih' cevabında birleşir.
HALKBANK: iddialar genel müdürünün evinde bulunan yüksek miktarda nakit nedeniyle yapılsa da ilk saatlerden itibaren bankanın kendisinin büyük bir kara para aklama merkezi gibi çalıştığı; rüşvet dağıtma mekanizmasının aracısı olduğu; 87 milyar avronun şahıslara ait para gibi tartışıldığı bir zemin oluşturuldu. Halkbank, aynı zamanda küresel sermayenin rahatsızlığını defalarca ve açıktan belirttiği bir banka. Simgesel değeri bu açıdan da çok önemli. Operasyona uluslararası destek için bulunmaz bir nimet bu yanıyla.
Bütün bunların karşılığını, daha ilk üç günde banka bir buçuk milyar dolar, toplam ekonomi ise yirmi milyar dolar zarar ederek ödedi.
SAHTE iFADE VE BiLGiLER: En sabit olanı Yeni Şafak'ta çalışan bir gazetecinin Rıza Sarraf'tan bir milyon dolar istediği yalanıyla ortaya konulabilen yüzlerce uydurma, temelsiz bilgi internet ortamında hızla yayıldı. Ya da Başbakan ve ailesinin yakından ilgilendiği TÜRGEV Vakfı'na usulsüz arazi verildiği haberinin asılsız çıkması gibi. Ama amaç hasıl oldu ve bugün artık o kaos içinde bu bilgilerin yüzde yüz yalan olanlarının bile gerçekmiş gibi akıllarda kalması sağlandı.
KABiNE BU iŞiN iÇiNDE: Üç bakan çocuğu doğrudan bu işlerin içinde olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. ilk sorgularından sonra birisi serbest kalırken diğer ikisi tutuklandı. Bir gazete ise iki gün boyunca ısrarla bir bakanı 'para sayma görüntüleri bile var' diyerek mahkum etti. Aradan geçen bunca gün sonunda ise artık ne görüntü ne iddiaların devamına yönelik tek bir cümle var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili gözaltına alınanlar ise serbest bırakıldı. iddiaların başlangıcındaki dört bakandan ikisi için daha bir hafta dolmadan bütün ithamlar geri çekilmiş gibi bir durum doğdu.
TAPELERiN YORUMLANMASI: Başlığına bakılırsa servis edilen telefon konuşmalarının deşifreleri yani aktüel tanımıyla tapeler, üzerinde hiç oynama yapılmamış olduğunu varsaysak bile sunuluş biçiminden farklı içeriklere sahip. Özellikle Fatih Belediyesi'nin arazi işlemleri veya Ali Ağaoğlu'nun kimi konuşmaları okunduğunda ya da Halkbank Genel Müdürü'nün nakit parayla ilgili açıklamaları okunduğunda farklı bir manzara çıkıyor.
Bakalım mahkeme safahatında daha neler çıkacak?
Yolsuzluk operasyonu olarak lanse edilen şeyin daha büyük bir amacı olmasa savcılar ve emniyet kaynakları bu kadar simgesel ve tahrif edilmiş malzemenin ortalığa salınmasına müsaade ederler miydi?
Sarıgül'ün adaylığına yönelik aylar öncesinden başlayıp, dershane tartışmasıyla olgunlaştırılan atmosferin ardından bütün yaşananlar içinde 'altın vuruş' bu operasyondu.
Bu çapta bir siyasal hamlenin yurt dışı bağlantısı olmadığını düşünmek içinse Türkiye'nin haritadaki yerini bile bilmemek gerek.
çapul kafalıların algılayamadığı gerçektir. türkiye nin büyümesine engel olmak için her boku yapmaktan geri durmayan küresel sermaye ne zamandan beri bizim dostumuz oldu da özgürlüğümüzü, ekonomik refahımızı savunur oldu? insanları koyun diye yaftalayan bu ahmak zihniyetin dünyadan haberi yok. önlerine bir kemik at ve otur izle sadece.
Yolsuzluğu iddaa edenlerin ellerinde kanıtları var ama yolsuzlukla suçlananlar olayları yalanlamadı bile tek yaptıkları kasetler montaj demeleri ama gerçekleri ortaya çıkarmak için bir adım atmadılar ve hatta bu operasyonu yapan polisleri değiştirip olayla ilgilenen savcıları değiştirdiler medyada bu olayın konuşulması bile bir ara yasaklandı tamam yolsuzluk olmadı desek bile niye bunlar bu kadar tedirginleşti sorusuna kim cevap verecek?
yolsuzluk yoksa rezanın iran kolundaki adamlar neden yargılandı orda ki soruşturmalar dallanıp budaklandı.
bir aralar ebru gündeşe marsı almayı tartışıyorlardı.
ali ağaoğu neden türgeve imar durumlarının değişmesi için milyon dolarlık arsayı bağışladı.
bakanlar neden ihraç edildi neden yargı yolu adalet bakanının imzasına bağlandı.
soruşturmalar neden engellendi. polisler kararlara neden uymadı. adli kolluk yönetmeliği neden anayasaya aykırı şekilde düzenlenip hırsızlara baskınlar bildirildi.
destekledikleriniz bunlarla kolkola girip, ergenekon, balyoz, casusluk, poyrazköy tezgahlarını kurarken, "bu bir algı çalışmasıdır, darbe, casusluk filan yok" demiyordunuz ama?
bunlar sizin dünkü koalisyon ortaklarınız. tüm gerçeklerinizi bilirken, yalana neden ihtiyaç duysunlar? kişinin kim olduğunu, ne haltlar karıştırdığını en iyi bozuştuğu ortağı bilir öyle değil mi?
nisan 2013 tarihli mit raporu'nu da mı cemaat hazırladı? raporda zarrab ve bakanların ilişkisinin sıkıntı yaratacağı uyarısı yok muydu? peki tüm o soruşturmaların başlangıcı olan masak raporunu kim hazırladı? rte bunca uyarıya rağmen ne yaptı?
şunu söylemekte fayda var; gülen hareketi ile akp hiçbir zaman barışık olmadı. medyaya zoraki samimi pozlar vermeye çalışsalarda, her zaman zıt kutuplarda durdular. birbirlerine hareket alanı bırakmadıkları için de bu kavganın fitili ateşlendi. akp nin en büyük hatası, cemaate uzun süre göz yumması ve anca ipin ucu kendine dokununca bir şeylerin farkına varmasıdır.
(bkz: şizofreni) yazık ne içtiyse ilk cümleden kendini ele verdi. Okuyamadık. Biz seni affederizde siz bütün bunları nasıl hazmettiniz ve affettinizde ortaya çıkan olayları mantığa indirip yalanlayacak senaryoyu bilimsel algı formatına getirdiniz. Hayret yahu.
"afedersiniz, ama gerçekte varken, yolsuzluk yok diye algı yaratılmaya çalışıyor" demekle yerle bir edilecek laf.
türkiye global kapitalizmin açık pazarı ve yatırım alanı. en çok yabancı sermaye girişi akp döneminde oldu. zaten onu iktidara taşıyan da o !.
global kapitalizmin akp'den desteğini çekmesinin altında yatan, akp'nin çizgiden sapan, tutarsız, dengesiz, güvenilmez, ahmakça politik gelgitleri ve "islam ülkelerine model ülke" projelerine verdiği zarar.
onu oraya getiren sistem, onu artık işe yarar ve güvenilir bulmuyor. ancak, bu, ülke içinde 12 yıldır büyüyen muhalefetin akp'nin asıl "mezar kazıcısı" olduğu gerçeğini değiştirmiyor. zaten dünyanın dikkatini akp üzerine çeken de muhalif halk hareketi değil miydi ?
o bakımdan, algı yaratılmıştır, ama bu algı gerçekler üzerine temellendirilmiş bir algıdır. akp, bu algıya karşı algı yaratmak için komplo teorileri üretmeye çalışıyor, ama bunlar gerçekler karşısında pek zavallı ve inandırıcılıktan uzaklar. akp, cahilin cahili kesimin desteğini kaybetmemek ve seçimlerden en az zararla çıkmak için 3.dünya iktidarlarına özgü cahilce komplolar üreterek çırpınıyor. boşa çaba !
bir merkezden yayılan "ezberlenmiş formatın" copy paste edilmiş halidir şu "hazırlanmış iman".
daha diyelim mi bir şey. diyelim.
islam'ı ve müslümanları savunmak adına kamu malını talan eden, ülkenin milli güvenliğini yabancı istihbaratlara açık hale getiren bu adamlara destek verenlerle öbür dünyada da hesabımız olacak.
