ününün ve sesinin türkiye sınırlarını aştığı hususunda söylentiler dolaşan fakat oku bakayım ayı türü şarkılarla bunu nasıl başardığı merak konusu olan, şarkıcılık dalgasındaki başarısızlığını aynı şekilde oynadığı filmlerde de gösteren, haşa huzurdan vefat ettiği esnada şahsenem in de yanında olduğu konusunda çeşitli spekülasyonların halen daha yapılmaya devam ettiği, güya o çok sevildiği japonya da kendisine ulaşamayacağını anlayan japon kızların harakiri yapıp hayatlarına son verdiği söylenen, hiçbir numarasının olmadığı bilim adamları tarafından da kanıtlanan ıspanak adlı sebzeyi yıllarca çok vitaminli diye çocuklara yutturan barış manço'nun; öteki taraftan bize gücenmesin ama yani böyle sıradan, basit bir sanatçı olması durumu.
ayrıca allah affetsin ama rahmetlinin saçları da galiba perukmuş...
ünü, sesi ve müzik bilgisi uluslar arası tanınmasını sağlamıştır. oynadığı filmler yoktur. tek bir filmde oynamış ve bu işi yapmayacağına karar vermiştir. barış manço tartışmasız bu toprakların en büyük müzik adamlarındandır.
belki yorumu güçlü değildi ama duyguları karşı tarafa rahatça ileten bir yönü vardı. sempatikliği onu sevmek zorunda bırakmıştı . domates biber patlıcan şarkısı, nane limon kabuğu manidar sözleriyle beni mahfeden şarkılarındandır. arkadaşım eşşek şarkısında utanmasa ağlayacak yetişkinler tanırım. (bkz: zevkler ve renkler tartışılmaz)
bunu söyleyen, herhalde şundan bıktığı için söylemektedir:
+abi, ben x adlı sanatçıyı çok seviyorum.
-ben de barış manço seviyorum. adam sanatçının hası ya...
+tabi canım, adamın şarkıları tartışılamaz.
1963 yılının Eylül ayında Belçika Kraliyet Akademisi'nde yüksek öğrenim görmek için Türkiye'den ayrıldı ve Belçika'ya gitmeden önce karayoluyla bir kamyonla Fransa'nın başkenti Paris'e giderek daha önce konuştuğu ünlü Fransız şarkıcı Henri Salvador'la buluştu.Henri Salvador Barış Manço'nun Fransızcasını ve fazla kilosu nedeniyle dış görünüşünü yetersiz buldu ve anlaşma yapamayan Manço, Belçika'daki abisi Savaş Manço'nun yanına gitti. Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimarlık eğitimi görürken bir yandan da garsonluk, otomobil bakıcılığı işlerinde çalıştı. Bu sırada Belçikalı şair André Soulac ile tanıştı. Soulac sayesinde Fransızcasını ilerletti ve yaptığı besteleri değerlendirme imkânı buldu. Soulac, Manço'nun bestelerine söz yazdı. 1964'te müzik hayatına devam etmek isteyen Barış Manço Rigolo plak şirketiyle anlaşarak "Jacques Danjean Orkestrası" ile beraber çalışmaya başladı. Twist'ten Rock and Roll'a dönen Barış Manço'nun kayıt şartları da iyileşmiş oldu. 1964'ün Eylül ayında dört şarkılık Fransızca iki EP çıkardı. ilk EP'de Baby Sitter ve Quelle Peste, diğer EP'de Jenny Jenny ve Un auire amour que toi şarkıları yer aldı. Plakların başarısı sonucu Fransız radyosunda yayınlanan "Salut les copins" adlı pop müzik içerikli bir programa konuk oldu. Bu EP Türkiye'ye geldiğinde radyocular Manço'yu Fransız bir sanatçı olarak düşünüp sundular. Manço bu dönemler ilk LP'sini çıkarmak istese de başaramadı. 12 Ocak 1965'te Fransa'da, Paris'in dünyaca ünlü en eski konser salonu Olympia'da Salvatore Adamo ve France Gall'den önce sahne alarak kendi bestesi olan Babysitter'ı daha sonra Jenny Jenny, Quelle Peste, Un autre Amour que toi ve Je veux savior adlı Fransızca ve ingilizce şarkılarını söyledi. Manço'nun sahne performansı Henri Salvador tarafından tebrik edildi. Aynı yıl Liège'de "Golden Rollers" adlı bir grupla konser verdi.
1966'da ise bir festivalde "The Folk 4" grubu ile Türk müziğinden örnekler sergileyerek dikkat çekti. Ancak Fransız bir müzisyenin Barış Manço'nun aksanını beğenmediği için onun plağının çalınmasını yasaklaması Barış Manço'yu derinden etkiledi ve Avrupa kariyerini sona erdiren nedenlerden biri oldu. Aynı yıl "L'Alba" adlı bir grup Barış Manço ve André Soulac tarafından yazılan ilk parçayı seslendirdi.
dönence, alla beni pulla beni, kol düğmeleri, al beni, allahım güç ver bana isimli şarkıları dünlememiş sazan beyanı. yani sinirleniyorum, kızıyorum, ne düşüneceğimi şaşırıyorum. ayı şarkısından yola çıkarak, üstüne konuyu "şahsenem ile iş üzerindeyken ölmüş" deyip neredeyse zina üzerinden dini bir çıkarım yapmaya çalışıp, adamın sanatçı kişiliğini özel hayatıyla kırmaya çalışan kişileri görmemizi sağlayan önerme.
şarkılara bakıldığında dönemi için öenmli eserler ortaya koymuş ve tekrar söylüyorum dönemi açısından müzikal kalitesi yüksek şarkılar seslendirmiştir. bir çoğu da kendi sözlerinden bestesinden oluşan şarkılardır.
seninle aynı havayı soluduğum için utanıyorum evlat. evet sen!
aşırı üstün özelliklere sahip bir sanatçı değildi ama sıradan bir sanatçı da değildi. sempatik tavırları, her kesime hitap eden şarkıları ve mütevaziliğiyle halkın beğenisini kazanmış ve diğer sanatçılar arasından sivrilmiştir.
1987 yılında Belçika tarafından "Türk Kültür Elçisi" unvanı.
1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı" unvanı.
1991 yılında Japonya Soka Üniversitesi "Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü".
1991 yılında Hacettepe Üniversitesi "Sanatta Onursal Doktora" unvanı.
1992 yılında "Fransız Edebiyat ve Sanat Şövalyesi" unvanı.
Belçika'nın Liège şehri "Onursal Hemşeri" unvanı.
1994 yılı Kocaeli Üniversitesi tarafından Türk insanını ve Türkiye'yi çalışmalarıyla Dünya'ya tanıttığı sebebiyle verilen "Barış Diploması"unvanı
1995 yılında Japonya Min-On Vakfı "Yüksek Şeref Madalyası".
Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı.
1995 yılında Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Türkmenbaşı tarafından verilen "Türkmen Vatandaşlığı" unvanı.
200'ün üzerinde şarkısı olduğu için 12 altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandı.
3000'in üzerinde plaket ve ödül.
(kaynak vikipedi)
suan yaşasa bu başliga tesekkur ederdi. neden mi sanatci olmak oyle kolay is degil, siradan bi sanatciydi baris abimiz ne fazlasini iddaa etti nede baskasini kiyasladi. herkesi sevdi kucakladi azindan hayir disinda bisey ciktigina raslamadim. muzikal acidan siradan olduguna katilmiyorum cok ozgun tarzi vardi. egitici olusu cocuksuluk katmis olabilir bazi sarkilara ama cok iyi parcalarini golgelemez bu.
konuyu başlattığında yeteri kadar itin götüne sokulmamış olmanın iç burukluğu sonucu daha ileri boyutta bir aşağılanma meraklısı kişinin ısrarla itin götüne yolculuk etme girişimi sonucu ortaya çıkan görüş.