life is a waterfall
with one in the river and one again after the fall
swimming throught the void we hear the word
we lose ourselves but we find it all
cuz we are the ones that wanna play
always want to go but you never want to stay
and we are the ones that wanna choose
always want to play but you never want to lose
aerials
in the sky
when you lose small mind you free your life
life is a waterfall
we drink from the river then we turn around and put up our walls
swimming throught the void we hear the word
we lose ourselves but we find it all
cuz we are the ones that wanna play
always want to go but you never want to stay
and we are the ones that wanna choose
always want to play but you never want to lose
oh!
aerials
in the sky
when you lose small mind you free your life
aerials
so alive
when you free your lives (the) eternal prize
aerials
in the sky
when you lose small mind you free your life
aerials
so up high
when you free your lives (the) eternal prize
aerials in the sky.
when you lose small mind you free your life.
yani antenler gokyüzünde.
ne zaman o ufak aklini kaybedersen hayatini ozgur birakirsin. *
sozleri cok abes ama kulaga cok hos gelen sarki.
lise döneminin marşı olan parçadır. kulaklıkta bu şarkı, istiklal caddesi bir aşağı bir yukarı gidip gelinir, düşünceli.. zaman geçtikten sonra dinlendiğinde maziyi canlandırır, hafif bir tebessümle.
gitarların konuştugu bir s.o.a.d. parçası. özellikle "life is a waterfall" kısmında mevzuya yaklasımı ile beni benden almıstır. ama sevilmemelidir, ne de olsa soad'dir , pistir, kakadır.
anlatılmaz guzellikteki soad sarkısı. yaklasan bir tehlikeyi haber vermeye calısıyor gibi siddetli bi sekilde sizi uyarır, sesini duyurmaya calısır. sonra birden muzik başından beri korudugu isyankar* havayı nedensiz ve habersiz bırakır* ve slow bir hal alır. bir sure yola boyle devam eder ve sonra muzik tekrar sertlesir... sonunda ise huzunlendiren essiz bir ezgiyle basbasa kalırsınız... mukemmel...
melodisi arada bir geceleri kafamda çalan fakat adı bir türlü aklıma gelmeyen en sonunda gece yarısı dayanamayıp bu konularda usta bir arkadaşı arayarak melodiyi gitarlana çalarak ve mırıldanarak eninde sonunda adına ulaştığım mükemmel system of a down şarkısı.
serj'in her haykırışında insanda çeşitli duygusal travmalar meydana getirdiği şarkıdır. ayrıca her soad şarkısı bir uzun havayı çağrıştırmaktadır bende. bu adamların bu topraklara yakın bir yerden çıktıkları her nağmelerinden bellidir. bu şarkı buna belgedir.
şarkının asıl kısmı bittikten sonra giren, çoğu kişinin "aha kızılderili müziği" şeklinde tepki verdiği bölüm, aslında ayrı bir şarkıdır. adı "arto"dur. arto tunçboyacıyan ve serj tankian'ın beraber yaptığı bir çalışmadır.
melodisi ise gregoryan kilisesinin en hüzünlü ilahilerindenmiş. ama native perküsyon kısmı müthiş.
ha ayrıca, aerials'ın kendisi zaten müüüüüthiş bir şarkıdır. ona lafım yok.
asi, ders veren, serj ile daron'ın ses uyumuna kanıt olan, mükemmel bir soad parçasıdır. şarkı kadar güzel olan klibinin yönetmenliğini ise shavo odadjian (grubun basçısı) yapmıştır.
"gitara yeni başladım, güzel ve basit tablı bir şarkı arıyorum" diyen bünyeye en güzel önerilerden biridir.
yanlış bilmiyorsam yalnızca orijinal albümde hidden track olarak sonunda arto tunçboyacıyan girmektedir. şarkının kendisi mükemmeldir. yalnızca son kısmını dinlerken akla zikir çeken ilginç insanları getirir. çünkü belli aşamadan sonra sadece hah huh hah huh hah huh..