Memleketim. Çok özlüyorum okuldayken lan! Küçüktür, gezip takılacak pek bir yeri yoktur belki ama, ailem ve en iyi arkadaşlarım hepsi orada. Bütün geçmişim orada, bütün varlığım, hayatıma değer katan her şey doğup büyüdüğüm yerde. insan ayrılınca anlıyor kıymetini.
Adıyaman, Adıyaman ili'nin merkez ilçesi ve aynı ilçedeki şehirdir. Atatürk Barajı'nın bir kısmı Adıyaman ili sınırları içerisinde yer alır. Kommagene Krallığına ait kalıntılar ise Nemrut Dağında yer alır. Türkiye'nin en hızlı büyüyen illerinden biridir.
bugün bu saatlerde kar, belediye ve demokrasi parkı arasındaki caddede büyüleyici bi manzara oluşturmuştur. gecenin siyahı, yeni yapılan kaldırımlardaki süslemelerin ve aradaki havuzun mor ışıklarına gökten yıldız yağıyormuşçasına yavaş yavaş ve iri taneli karlar eklenince resmen büyülemiştir.
Sürekli göç vermek gibi bir sorunu olan, yatırım sıkıntısı ve haliyle iş sıkıntısı çeken şehirdir.
Küçük, sakin yapılı ve huzurlu bir şehirdir. Haliyle sosyal yaşantısı zayıf ama insanların güvenilir olduğu bir yerdir.
Sabahları ekmek fırınlarında biber ve domates pişirilir, bol bol yenilir. Teröre fazla prim vermeyen, muhafazakar bir yapısı vardır.
Son zamanlarda yeni açılan ve gelişmeye başlayan üniversitesi ile canlılık artmaya başlamıştır.
(bkz: Abuzer Kebabı)
Nemrut dağı: çevresine göre en yüksek alan olması ve etrafında başka dağ olmaması sebebiyle, güneşin doğuşu ve batışı sırasında aşağıda kalan ufuk çizgisinden yükselen güneş harika görüntüler oluşturmaktadır. Güneş adeta ayaklarınızın altındadır. Ayrıca henüz keşfedilmemiş onlarca sır barındıran güneşin doğuşunu izleyen devasa tanrı heykellere ve tümülüs'e sahiptir.
Pirin-perre kaya mezarları: antik roma dönemine ait kaya mezarlardır. Şehrin hemen girişinde bulunan, tamamen kayadan oluşan bir tepede kurulmuş antik bir şehir gibidir. Tepenin tamamı farklı sayılarda odalardan ve salonlardan oluşan kayadan oyma evlerden oluşur. Her odada 1-6 arasında değişen yine kayadan oyma mezarlar vardır. Şu anda antik kentin sadece %10'u toprak altından çıkarılmıştır.
kahta kalesi: derin bir vadiden geçen bir akarsuyun yanında yükselen 350 metrelik dev bir kanyon uçurumun kenarında kurulmuş yüksek güvenlikli bir kaledir. Kommagene krallığı bu kalede 350 askerle haçlı ordusu'nu bozguna uğratmıştir. Mahzenlerine girip gezmenin cesaret istediği bir yapıdır. Restorasyondan sonra harika bir görüntüye kavuşacaktır.
Bunlar benim gezip gördüğüm tarihi yerleridir. Geri kalanları internetten araştırdığımda en az bunlar kadar mükemmel yerler olduklarını gördüm. inşallah o yerlere de gidebilirim.