aşağıda belirteceğim ve üşenmeden sırf sizin bilgilenmeniz için açıklayacağım isimleri duymamış bir cahil kişi söylemidir.
buhurizade mıstafa efendi:tıpta çok ileri gitmiştir.sora demişler ki ''sen çok ileri gidiyosun artık ama.'' bu söz üzerine bizim mıstafa'nın hayat felsefesi değişmiştir ve elini yordamını tıptan çekip bir köyevinde hayatının geri kalanını huzur içinde geçirmiştir.
baklavacı oktay ağa:çok mütevazi bir kişiliktir.astronomi ile uğraştığı bilinmektedir.ama dediğim gibi mütevazi olduğu için ek iş olarak yaptığı baklavacılığı kendisine rumuz olarak belirlemiştir.söylentilere göre marduk gezegenini çok önceden tahmin etmiştir.marduk gezegeninin verdiği endişe üzerine çok kez intihar denemelerinde bulunmuştur.bu yüzden son yıllarını akıl hastanesinde yoğun gözetim altında geçirmiştir.
pideci elmalılı oktay hamdi beyfendi:kendisi elmalılıdır.ama kendisine bahşedilen ''elmalılı'' rumuzu elmalılı olmasından değil çok elma yediği için ''cırcır'' olan kişilerin tedavisini üstlendiğinden gelmektedir.tedavi ettiği kişilerin sayısı çok fazladır.kendisinden başka cırcır üzerine doktora yapan kişi olmadığı için civardaki tüm hastalarla kendisi ilgilenmektedir.hatta namını duyup diğer illerden bile gelen kişiler olduğu ileri sürülmektedir.hastalarını pide ile iyileştirdiği de ileri sürülmektedir.bu kişinin ölümü bir hastasını tedavi ettiği sırada yoğum metan gazına mağruz kalma olduğu ileri sürülmektedir.bu kişi hakkında çok şey ileri sürülmektedir o süreni bulup sürüm sürüm süründürmek gerekir.
osurukçu ramazan hazretleri:türk tarihinde hazarfen ahmet çelebi'den önce ve doğal olarak da dünyada ilk uçan kişi olarak çok az kişi tarafından bilinir.hikayesi ise şöyledir;
bir gün yıldızları seyreylerken kendi kendisine ''yav yıldızlar var, insanlar da var, kuşlar da var, e o zaman neden uçmuyoruz amına koyyim'' demiştir ve bu söz ramazan'ın ölene kadar mottosu olarak kalmıştır. ve tabi hazırlıklara başlamıştır.tam bir sene boyunca tüm osuruklarını bir kap içinde biriktirmiştir.yemiş osurmuş yemiş osurmuş.tüm 1 sene boyunca 250 kilo fasülye yediği söylenmektedir.neyse yemiş osurmuş yemiş osurmuş derken artık uçma zamanının geldiğini anlamış ve anadolu hisarı'nın tepesine çıkmıştır.tabiki de biriktirdiği osurukları ile birlikte.tam kulenin üst kısmının avrupaya bakan tarafına çıkıp havaya var gücüyle zıplamıştır zıpladığı anda arkasındaki osuruk şişesinin kapağını da açmıştır kapağı açması ile birlikte şişenin içerisinden çıkan gazın arkasında yarattığı itme kuvveti ile rumeli hisarı'na kadar uçtuğu ve ineceği yeri hesap edemeyip kuleye çarptığı ardından da öldüğü söylenmektedir.
zamanında "mamma li turchi!" diye ağlayan italyan bebeler , bir hayli çabuk unutmuş bizi . hoş istemezsen hatırlamazsın , bu kadar basit yani kasmaya hiç gerek yok .
türkler pozitif bilimlerle kavgalı, geri kalmış bir doğu toplumu olmakta direttikleri sürece teknoloji üretemeyecek , 6. bir ismi tarihe kolay kolay yazdıramayacaklardır. zaten ismini yazdırdıklarımız da bilimle değil askerlik ve siyasetle yazdırmışlardır.
1 atilla batı romayı yıktı avrupa tarihine girdi
2 selahaddin eyyubi haçlılarla savaştı avrupa tarihine girdi
3 kanuni sultan süleyman .polonyaya vali atayan bir adamdı avrupa yakın çağ tarihine girdi
4 piri reis haritası hala tartışılmaktadır.
5 mustafa kemal atatürk avrupalılar iyi tanır kendisini.
sevgili yazarlar ve hala çaylak olanlar, yemin ediyorum ki bunu sizler istediniz...
şimdi saymaya başlıyorum;
hazini,
cebir bin hayyam,
-cahiz,
harezmi,
maaşallah,
kindi,
razi,
ibni firnas,
ebu kamil suca,
ebu maşer,
farabi,
fergani,
ibni türk,
ahmet bin musa,
battani,
ali bin abbas,
biruni,
ebu'l vefa,
ibni heysem,
ibni sina,
ibni yunus,
macriti,
zehravi,
ali bin isa,
ammar,
abni karaka,
idrisi,
ibni rüşd,
ibni zuhr,
cezeri,
bitruci,
ali kuşcu,
demiri,
ibni batuta,
ömer hayyam,
uluğ bey,
ibrahim hakkı,
mağribi,
seydi ali reis,
cehir arf ve niceleri... üşendiğim için bu kadarını yazdımdır... emin olun ki daha yuzlercesi vardır.
yontma taş devrinden bahsediliyorsa doğru bir tespittir. zira bizim yontulmamış büyüğümüz yok.
tarihe ismini kazıyıp adını buraya yazdırmayı haketmiş insanları tek tek düşündüm. bir dakika içinde yaklaşık 20 türk büyüğünün ismini yazdım, sildim. çünkü hangisini yazsam diğerine küfretmiş gibi hissettim kendimi.
babach : o değil de, bu sözünden anladığım iki şey ortaya çıktı;
1- sayı saymayı bilmiyon
2- tarih bilgine ait düzeyi ise değerlendirmiyorum bile
sen en iyisi, bi siktir git çay koy!
mustafa kemal atatürk, fatih sultan mehmet, orhan pamuk, piri reis, yunus emre gibi zatlar türk değil miydi sorusu ile yanıtlanabilecek ve kendimizi neden küçük görmeye çalıştığımızı düşündüren başlıktır. tarihte çağ atlatan, dünya haritasına şekil veren bizler değil miydik?
popüler kültür de belki o kadar etkin değiliz(henüz) popüler kültürde söz sahibi olsaydık/olursak türk büyüklerinin sayısı 100 ü de geçer 1000 i de ama bu 1000 türk büyüğünün büyük çoğunluğu inanıyorum ki askeri anlamda büyük olurlardı. zora geldiğimizde kahraman çıkartmakta üstümüze yok ama yalnızca zora geldiğimizde.
modern dünyada pek çok anlamda özellikle pozitif bilimler ve sanat anlamında diğer en etkin uluslardan daha etkin olmadığımız açık ve itiraf etmemiz gereken bir gerçek,sanat yapmanın heyecanını pozitif bilimlerin verdiği farkındalığı algılamaktan korktuğumuz(belki herşeyi doğa üstü güçlere bağlama alışkanlığımızdan) çok bariz.
bir örnek vereyim:
dün hızlı deniz otobüsüyle bursadan istanbula gidiyordum.. geminin yenikapı iskelesine yanaşmasına doğru kapıya yöneldim arkadaşlarımla konuşuyorum öylesine şeylerden konuşurken "350 kişiye 1 cami(ki bu rakama camiye gitme gereksinimi bulunmayan kadınlar ve çocuklarda dahil") 60000 kişiye bir hastane, 5 kişiye bir kitap düşüyor,istese bütün türkiye şu anda hiç kimseyi dırşarıda bırakmayarak camilere doluşabilir" deyiverdim..
kesinlikle bir anlam çıkartılmasını falanda beklemiyordum ..
hatta diyebilirim ki arkamızda bizi kesen 5-6 kişilik türbanlı ekibi bile vardı yani çoğunluğun hayalindeki türkiye mozağiyi. yanımdada kavruk tenli muhtemel orta alt veya orta üst gelirli kendinden bıyıklı bir beyfendi dediğime kulak misafiri olup yüzünde "vahvah gençlik ne yola gidiyor bakışıyla küçük emrah acınaklı ses tonu arası bir üslupla" lafa katıldı:
sence bu kadar cami istanbula yeter mi?
ben sadece bir istatistiği vermiştim.
bana karşı o anda oluşan mahalle baskısı beni arkamda bizi kesen "kabuklu fıstıklar"a ve arkamda ki teyzeye karşı dinsiz imansız cami düşmanı putperest imansız şerrrefsiiiz yapmıştı..bunu insanların yüzlerinden okuyabiliyordum..
ve bende dedimki:
abi cami yetmez ama 60000 kişiye 1 hastane yetermi?(yani demek istiyorum ki camiye takıldın hastaneye de acık takılsaydın be abi )
adamda dediki:
hee tabi!?..ama cami hiç yetermi camiler hep boş kalıyır..
peki abi deyip muhabbetime döndüm..
işte istenilen bakış açısından yoksun 350 kişiye 1 cami evet belki az olabilir ama ya 60000 kişiye bir yatak? sorusunu sormayan çoğunluk..
eşşeğini serengeti ovasında çitaların arasına salıp allahtan medet uman bir toplum..
yani ne acıdır ki! çoğumuzun gönlünde yatan adını tarihe yazdıracak geleceğimizi kurma sorumluluna sahip babalarımız annelerimizin bakış açısı...
"gençlik olarak buna karşı durmak çoğunluğu cahil babalarımızın yaptığı hataları yapmayacak bu hatalardan ders alan bir nesil olmak"
tasma takmayı özgürlükten sayan bir köpek olmak yerine topraklarımızda kurt olmak..
gerçekleri tarih yazarsa tarihi de galatasaray yazarsa ve galatasaray futbol takımında sadece 5 yabancı futbolcu oynarsa -daha fazla olabilir ama sakattır kalanlar oynamaz- her zaman 6 turk vardır *
işin latife kısmı bir tarafa Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının toplamı 5 den çok fazladır. yaptıkları ise tarihi baştan yazmaktır.