dinledikçe ağlayası gelir insanın, bahtiyar adı altında, denize ağlarsın, yusufa ve hüseyine en çok mahire ağlarsın ve cevahire, ibrahimin hüzünlü ve kendinden emin gülüşüne ağlarsın dinledikçe ama ulaşın çehresi gelir birden gözünün önüne, ağlarsın sonra mine'ye ağlarsın 17 yaşındaki devrimci bir yiğite erdal ereni düşünürsün küfrederek ağlarsın, bahtiyar dersin içinden, önder babata ağlarsın, veysel güneyin inançlı gözlerine ağlarsın, özgüç için ağlarsın, rosa için ağlarsın kafasına sıkılacağını bildiği halde haydi ne duruyorsun asker öldür beni diyen kadına... che'ye ağlarsın oturup.. bostancıya ağlarsın, katledilen 7 tipliye ağlarsın bahtiyar adı altında, dersim katliamına ağlarsın sonra günlerden cumartesidir ve benim annem cumartesi deyip ağlarsın...
içinde "diyarbakır" kelimesi geçen her şarkı/türkü gibi bu da güzel. dünyalara değişmem. tanrılar beni dünyanın öbür coğrafyalarına atsa da bunları dinletirim ben kızlarıma. (erkek çocukları toprağa gömecem)
ismini hatırlayamadığım bir kürt genci ile, geçenlerde gezi parkı'nda beraber söylemiştik bunu. o hem çalıp hem söylemişti, ben de eşlik etmiştim. çok güzel olmuştu vesselam. birbirimizi tanımıyorduk ama kardeştik, dosttuk, kardeşiz, dostuz. öyle kalacağız umarım.
orada hissettim kardeşliği, arkadaşlığı, yoldaşlığı.