murat yılmazyıldırım'ın yeni albümü adsız'ın çıkış parçası.. murat yılmazyıldırım'ın yeniden doğusu diyebilirim bu şarkı için. bayan vokal yeğeniymiş sanırım.hoşgeldin tekrar aramıza diyorum kendilerine buradan.hala daha şarkı yapabiliyor.tebrik ediyoruz.
edit: klibi de mevcut ama henüz tvlerde gormüyoruz..
o kadar çok özlemlerim vardı ki
birine isim bulamadım adsız olsun dedim.
senin hiç adsız özlemlerin oldu mu
senin bir özlemin var çok uzakta sen biliyorsun bunu ne güzel
senin bir özlemin var
onun bir seni yok asla,
adsız özlem işte bu sensin adın belli
artık ismin bir sır gibi derimin altında
tek harfe indirgemem aşkımı tüm dillerin alfabelerindesin sen
huzurumsun yastığıma sakladığım düşlerimin...
neye özlem duyduğunu bilmemektir. bu gibi durumlar genellikle gönül meselelerinde ortaya çıkmaktadır. adı koyulmamış bir ilişkinin beraberinde gelen özlemde işte böyle -afedersiniz- ne idüğü belirsiz bir özlem halini alır. eğer ki her şeye anlam yükleme derdinde olan birine çatılmış ise işler düşünüldüğünden de zor olabilir. zaten anlamsızlık iyi değildir efendim, koyuverin adını. gönül rahatlığıyla zikredin onu, yani sevgilinizi özlediğinizi. başlamakta zorlananlar için ilaç gibi gelecek olan bir adet cümle elimizde bulunmaktadır. yani sen yorulma, burada hazır yapılmışı var hadisesi gibi. mesela şudur;
"sevdiceği özlemek" yani herhangi birini değil, adı koyulmuş birini özlemektir güzel olan.
bıkılmayan şarkı. dinlendikçe dinleniyor. sözleri güzel, melodileri güzel, sesleri güzel.
bu kadar başarılı oluşunun sebebi belki biraz da myy'nin yeğenine ait olan vokaldir diye düşünmeden edemiyor insan. (bkz: ecem minar)
melodinin etkisinde o sözlerle hele ki klipte dönüyorsa karşınızda trans etkisi yapabiliyor eğer ki bu konuda bir derdiniz varsa.. bu da demektirki sebeplenip dinlemek.
yok ben öyle bi yerden duydum ilk defa dinlicem dersiniz belkide ruhsal sıkıntılarınız yoktur. ama olur bu şarkıdan sonra. dinlersiniz üst üste, peş peşe sigaraları yakarsınız içiniz boğulur, ağzınız küllüğe döner. kalkıp bir bardak su içersiniz, hava almak için camdan bakarsınız.. o da ne karşı apartmanda bir teyze camdan bakıyor. ulan dersiniz kendi kendinize teyzeye aşık olduk iyi mi? bu da demektir ki sebepsiz dinlemek ama sebeplendiriyor işte nalet.. öyle bir anlattım ki şarkı için (bkz: evde denemeyin) gibi birşey oldu.. **
hissedilenleri bu kadar iyi yansıtan sözlerin hakim olduğu parçadır ki hayran bıraktırır. saatlerce kendini dinletir bu parça. müzik ve sözler ne kadar tezat olsa dahi bundan daha uyumlu bir şey olamazdı herhalde. uyku kaçıran sözleri, hepsi tek tek boğazıma düğümlendi.
gerçekler nerde??...
"geriye dönemem, ölümden beterdir yenilgiler" kısmında kısmında bana kendimi, sanki yıkılmış mahfolmuş bi insan gibi hissettiren şarkıdır...zaten amaç bu değil midir?..
süper bir şarkıdır,hayat arkadaşı eşlik etmiş bu parçada , hep o söylesin şarkıları murat abi .. hatta şu anda istiklal caddesinde bangır bangır çalmaktadır.*
edit: eşi'nin söylediğine dair bir bilgi yok götümüzden salladık .
şarkının güzelliği bir yana, beş dakika yirmi saniye boyunca gitarı o tempo ile çalabilmek için, 5*10 luk kalas gibi bir bilek gerektiğini tahmin etmekteyim.
mazosist oldugumu anlamami saglayan sey. siradan bir sarki degil, sarki olarak tanimlamak istemiyorum o nedenle. hicbir melodi bu kadar sicak degil, hicbir soz bu kadar aci degil, haykiran hicbir sanatci bu kadar icten degil.
bu kadar hizli ve hareketli bir melodiye sahip bir sarki ancak bu kadar ters etki yaratabilir insanda.
her dinleyisimde agzima siciyor. dedim ya seviyorum canimi acitmayi, basa sariyorum. yine, yeniden.
şarkıda murat yılmazyıldırım'a eşlik eden sesin sahibi; murat yılmazyıldırım'ın yeğeni "Ecem Minar" ismindeki bayanmış. bu iki ses böyle bir şarkı için biçilmiş kaftan sanki.
şarkı için söylenecek tek şey var: ya hüngür hüngür ağlatır ya da gözleriniz dolar sessiz sakin oturduğunuz yerde yığılıp kalmaya sebep olur.