aynı zamanda; eski türkler'de kendi soyundan ayrılıp, talihini denemek üzere başiboş dolaşan gençlere "adsız" denirdi. bunlar soylarının adlarını taşiyamazlar, ancak bir başarı gösterirlerse ad kazanabilirlerdi.
Ben birşey anlatacaktım kime anlatacaktım
Ben bir yere gidecektim nereye gidecektim
Biri vardı yanımdaydı, kimdi o
Bana birşeyler söylemişti ne demişti
Adsız II
Ağlama,
Ağlamak
Biraz öteye kaçmaktır.
Ağlamak,
Hüzünle anlaşmak,
Ve kucaklaşmaktır.
Ağlamak
Sığınmaktır ne olsa,
Avuç açmaktır
Uzak da olsa, yakın da olsa
Biraz onu öteye itmektir.
Kişinin en kolay mutsuzluğu
Ağlamaktır, geçiştirir umutsuzluğu.
Daha zoru var, susmak zor
Susmak bir ağaç, dallarında,
Susmak, ağlamaları da tutuyor.
Adsız III
Ben herşeyi bileceğimi bilirdim de
Seni unutmasını bileceğimi
Bilmezdim
Söyledim de iyi mi oldu
Adsız IV
Sende esen bende uğuldayana eşgin
Sende uyuyan bende uyanana uygun
Sende ölen bir şey var
Bende ölene döngün, bende doğana dolgun
Bir şey var, bir eşin var, bir var var.
Bende yanan yangın
Bende yanan karşıt
Ben yanana söngün
Ben sönene dongun
Adsız V
Bir ömür boyu
Çekersin aşk-ı sevda'dan
Yanarsın bir yaşam boyu
Yazarsın destan destan
Uzaktan yakından
içinden dışından
Ey gözlerinin rengi,bütün ruhumu sarsın
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
Can verdi senin uğruna çoktan''diyecekler!
Ta kalbe giren gözlerinin şulelerinden
Gel sevgili gel, sen bana bir semli kadeh sun
Hiç titrememiş kalbimi titretti yerinden
Oynattı evet,sendeki baş döndüren efsun.
Ey gözleri hançer gibi keskin,dişi kaplan
ister bana aşkın bütün alamını çektir
ister beni öldürmek için sineme saplan
Ölsem bile aşkım seni takib edecektir...