atatürk'ten sonra takım elbisenin en çok yakıştığı adamdır. sırf gözleriyle konuşsa bile izlenebilecek yetenekteyken doğru projeyi seçememektedir piyanist'ten beri. ayrıca o koca burnu kendisine karakter katmaktadır.
hemen hemen her filme iyi giden bir yüzü var.
ama daha çok dram filmlerine gidiyor yüzü.
biraz emrahımsı yüzü var ki the pianist filmini ekstra güzelleştirmiştir.
piyanist filminden yıllar önce ince kırmızı hat filminde izlemiştim ilk kez kendisini ve korkak titrek bir askerdi ki bence piyanist'deki oyunculuğu buradaki performansının yanında sönük kalıyordu.
tıpkı robert de niro gibi iyi filmlerde oynama konusunda seçiciliğinin zayıf olduğunu düşündüğüm aktör.bir iyi 2-3 boktan filmde oynayarak kadrosuna baktığımda yeni bir film hakkında tereddütlü duruş sergilettiren aktör.
bir gün yönetmen olursam filmini çekeceğim diye kandırıp tenhada kıstırmak istediğim oyuncu. yok lan bir Jean-Hugues Anglade, bir Jeremy Irons, bir Oliver Martinez çekiciliği yoktur kendilerinde. damat adayı tiplidir.
son zamanlarda parasızlıktan iyice ayağa düşmesi, predators gibi kendisiyle uzaktan yakından alakası olmayan rollerde oynaması, bir de bu rol için kendisinin talip olduğunun ortaya çıkmasıyla kariyerine orta yerinden baltayı vuran aktör.
çirkin desem değil ama yakışıklı da değil.
karizma falan değil ama fotojenik.
fotojeniklik hariç diğer üçü bende var ama adam 3'ün 1'ini almış aktör olmş.
biz alamadık