totaliterizm, katliam ve vahşet yanlılarının bayıldığı sözlerdir. zamanında kitapların meydanlarda yakıldığı, her tür muhalefetin zorla bastırıldığı bir ortamda, alman halkına ve mazlum avrupa halklarına toplama kampları, ölüm mangaları, giyotinler, işkencehaneler kullanılarak ve tek seçenek olarak sunularak benimsetilmeye çalışılmıştırlar. nazizmin yenilmesiyle de kıymeti harbiyeleri balon gibi sönüvermiştir.
eğer savaş kaybedilmişse ben başka bir devletin altında yaşayacagıma ölmeyi tercih ederdim.
zaıyıfa acımak doğaya ihanettir. biyoloji gördüyseniz doğal seleksiyon diye bir şey var efendim.
(bkz: acıma yetime gelir koyar g.tüne)
hz.muhammed (sav)'a küfürler ediliyor. insanlar içimizde bagıra bagıra kürt propagandası yapıorlar. yahudiler, ermeniler misyonerlik görevini ülkemizde açıktan en iyi şekilde dile getiriyor. yaşasın düşünce özgürlügü.
"Eğer savaş kaybedilmişse halkı da kaybetmenin hiç bir önemi yoktur. "
"Zayıfa acımak doğaya ihanettir."
"Düşünce özgürlüğü tüm kötülüklerin anasıdır."
"Yalan ne kadar büyükse, inananı da o kadar çok olur."
"Diktatör, bisikletle giden adama benzer durursa devrilir."
"Ben Dünya'ya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim."
bu adamı birazcık anlamaya çalışsaydık eğer. şu anda ülkemizin zengin kısmının çoğu yahudi veya kürt olmazdı. eğer milletini sevmek diktatörlükse savunmak katillikse sizin görüşünüzü değiştiremicem.
ulusumuzun bağımsızlık sevgisini ve dirayetini algılayabilmek için refere etmeye ihtiyacımız olmayan sözlerdir. hele ki böyle bir katil, diktatör ve tiranın adıyla istiklal marşımızı aynı entry'de yan yana getirmek abukluğun daniskasıdır.
