adnan yücel

entry31 galeri3 video1
    31.
  1. “Saraylar Saltanatlar Çöker
    Kan Susar Bir Gün
    Zulüm Biter
    Menekşeler De Açılır Üstümüzde
    Leylaklar Da Güler
    Bugünlerden Geriye
    Bir Yarına Gidenler Kalır
    Bir De Yarınlar için Direnenler”

    not: yukardaki dizeler nazıma değil şaire aittir.
    1 ...
  2. 30.
  3. yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek şiirinin sahibi.

    bu şiir haydar ertem tarafından yaşar kemal'in cenazesinde okunmuştur aynı zamanda.
    0 ...
  4. 29.
  5. Dedemin arkadaşı olan şair. Ben de tanıyabilmeyi çok isterdim. 2002' de kanserden dolayı vefat etniştir.
    'Mor', 'suskunum sana', 'yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek' şiirlerini çok severim.
    Saian' ın Berhava şarkısına da oldukça yakışmış yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek şiiri.
    Umarım değerini daha çok bilebildiğimiz günlerimiz olur.

    https://m.youtube.com/watch?v=_QAeE09tJLQ

    'Şiirler doğacak kıvamda yine
    duygular yeniden yağacak kıvamda.
    ve yürek,
    imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
    ey herşey bitti diyenler
    korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
    ne kırlarda direnen çiçekler
    ne kentlerde devleşen öfkeler
    henüz elveda demediler.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! ' .

    ' Tut ki vurulmuşum
    Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
    Bir saçlarının rüzgarına
    Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
    Hangi dalga silebilir beni senden
    Hangi kasırga koparabilir
    Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
    Coşkuların her şahlanışında
    Sana deprem deprem susmuşum
    Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum ' .
    0 ...
  6. 28.
  7. Saianın berhava şarkısında okunan bir şiir kesitinin sahibidir. 'Daha bitmedi bu kavga' derken bu kavganın daha bitmediğine inandırıyor sizi.
    1 ...
  8. 27.
  9. Çukurova Üniv. öğretim görevlisi olarak çalıştı. Kendi çabalarıyla köyüne bir dernek kurmuş,
    ve ilk köye kazandırdığı camidir. Camiden sonra sıra okula gelmiş, fakat dernek çeşitli sebeplerle dağılmıştır.
    0 ...
  10. 18.
  11. Sen yürürsün rüzgar yürür
    Bizi bu deprem günlerinde
    inan ki bir şiirsiz yaşamak
    Bir de sensiz savaşmak öldürür

    Adnan Yücel'in en sevdiğim şiiridir.
    mehmet Celal'in güzel yorumuyla...
    https://www.youtube.com/watch?v=jiFFWGUOPQQ
    1 ...
  12. 17.
  13. 16.
  14. --spoiler--
    ...
    ne kırlarda direnen çiçekler
    ne kentlerde devleşen öfkeler
    henüz elveda demediler.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

    --spoiler--
    3 ...
  15. 15.
  16. sana deprem deprem susmuşum,
    ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum...
    2 ...
  17. 14.
  18. böyle suskunluklara da lanet olsun,
    al bu suskunluğumu al artık
    al ki,
    bütün gürültüler kahrolsun!
    2 ...
  19. 13.
  20. direnmenin, umudun, yarının şiirini yazan şair ama insan...

    ey herşey bitti diyenler
    korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
    ne kırlarda direnen çiçekler
    ne kentlerde devleşen öfkeler
    henüz elveda demediler.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
    7 ...
  21. 12.
  22. sırf şairleri aşkına yaşanan, nefes alınan, umut bağlanan bir ülkenin şairlerinden...

    sevgiyle, hep kalbimizdesin.

    ***

    o korku vardı hep çıkılan yolda
    o korkusuzluk vardı
    suyun su olduğu günden beri akardı
    biri can verip aydınlatır
    diğeri boğar ve yakardı
    yaşamın her dönüm noktasında
    bir ileri bir de geri
    atılan adımlar gibi alçalma ve yücelme
    atılan adımlar gibi
    büyüme ve küçülmeydi adı
    biri sevgi olup yapardı
    diğeri öfke olup yıkardı
    o korku vardı hep çıkılan yolda
    o korkusuzluk vardı...
    1 ...
  23. 12.
  24. saygılarımla adnan hocama.

    adana' da festivallerde sürekli görüşürdük.

    zor yetişir zor..

    bir ahmed arif

    bir hasan hüseyin korkmazgil

    bir nazım hikmet ran

    bir orhan veli

    bir atilla ilhan...

    bir daha zor... gelse de dünyada bu dünyanın insanların şiir duygusunu anlaması zor.
    1 ...
  25. 11.
  26. BiR SES - ADNAN YÜCEL

    Onurun çırpındığı bütün göğüslerde
    Azgın lokomotifler gibi her nefes
    Bir ses dolaşıyor yürekten yüreğe
    Bir ses
    Yalayarak geçiyor demir kapıları
    Tel örgülerde parmaklıklarda dolaşıyor
    Kimse görmüyor belki duymuyor da
    Bir ses dolaşıyor her yerde her an
    Bir ses
    Bir ses ki yaşamın tümüne özdeş
    Sağırların kulaklarına fırtınadır
    Körlerin gözlerinde güneş..
    1 ...
  27. 10.
  28. insanlar kaybedilirken ey çocuk
    insanlık adına
    Nasıl başlar bu yeşil ve mavi yolculuk
    Hangi gemi kalkar bu ülke limanlarından
    Hangi mavilikler karşılar seni
    Kıyılar zincir olmuş bileklerde
    Dalgalar yargısız infaz
    Al kalemi eline ey çocuk
    Yeşilin ve mavinin şiirini yeniden yaz.
    2 ...
  29. 9.
  30. "...
    bizi bu deprem günlerinde inan ki
    bir şiirsiz yaşamak
    bir de sensiz savaşmak öldürür." demiş şair.
    0 ...
  31. 8.
  32. 7.
  33. aşk ve kavga ancak bu kadar harmanlanabilinir.örneğin grup yorumun kendisinin şiirinden oluşturduğu sevda türküsü parçasını hem sevgiliyi hem de kavgayı düşlüyerek ayrı ayrı dinleyebilirsiniz.
    acılardan bahsettiğinde bile insana hayat dolduran değerli sosyalist şair.
    1 ...
  34. 6.
  35. sevgiyle anılası hocam.
    ruhun şad olsun.
    1 ...
  36. 5.
  37. ÖLÜMÜM BAHAR OLSA

    Öfkelerim kadar küçük bu gece çığlığı
    Düşlerim kadar büyük
    Duygularım kadar karmaşık nasıl anlatsam
    Çıksam şimdi çöl suskunu sokaklara
    Dallara yürüyen sular gibi çıldırsam
    Baharı muştulamak adına kapılar çalsam
    Hangi ana böler ki uykuların
    Özgürlüğü yeryüzüne bayrak yapsam

    Hiç mi hiç sevmiyorum yorgun yağmurları
    Ne kırları çıldırtıyor ne dağları
    Yağdı mı Toroslarca yağmalı yağmur
    Seller coşturup barajlar taşırmalı
    Bir yudum su demekten aciz yürekler
    Ya ses verip haykırmalı ya boğulmalı

    Ey ateşe sürülmüş ölümler ülkesi
    Ufuk çizgilerinde silikleşen anılar
    Kutsal soygunlar yasal vurgunlar
    Çöplük kumbaralarda biriken çocuklar
    Hiçbir dilden
    Hiçbir sözcük yetmiyor anlatmaya bu akşam

    Kuş kanadında bir bulut mu yalnızlık
    Belirsiz bir hüzün çiseliyor yine
    Düş yorgunu kirpiklerden akşam üstüne

    Kaya çatlağında köknar çılgınlığı benimki
    Kıraçlara kahreden tohum dargınlığı
    Yağmursuz gülmeyi bilmiyor ki kuraklık
    Beynimi yüreğime nasıl haykırsam bu akşam
    Bu akşam hiç yaşamamış olsam
    Bir badem çiçeği sürsem şimdi namluya
    Beynime sıksam
    Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam
    5 ...
  38. 4.
  39. YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK

    Aşksız ve paramparçaydı yaşam
    bir inancın yüceliğinde buldum seni
    bir kavganın güzelliğinde sevdim.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
    Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
    aşk ile sevmek bir güzelliği
    ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
    işte yüzünde badem çiçekleri
    saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
    sen misin seni sevdiğim o kavga,
    sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
    Bir inancın yüceliğinde buldum seni
    bir kavganın güzelliğinde sevdim.
    bin kez budadılar körpe dallarımızı
    bin kez kırdılar.
    yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
    bin kez korkuya boğdular zamanı
    bin kez ölümlediler
    yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
    Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
    suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
    ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
    yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
    törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
    türküler söylerdik hep aynı telden
    aynı sesten, aynı yürekten
    dağlara biz verirdik morluğunu,
    henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
    Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
    ne tan atışı doğumların sevincine
    ey bir elinde mezarcılar yaratan,
    bir elinde ebeler koşturan doğa
    bu seslenişimiz yalnızca sana
    yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
    Saraylar saltanatlar çöker
    kan susar birgün
    zulüm biter.
    menekşelerde açılır üstümüzde
    leylaklarda güler.
    bugünlerden geriye,
    bir yarına gidenler kalır
    bir de yarınlar için direnenler...
    Şiirler doğacak kıvamda yine
    duygular yeniden yağacak kıvamda.
    ve yürek,
    imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
    ey herşey bitti diyenler
    korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
    ne kırlarda direnen çiçekler
    ne kentlerde devleşen öfkeler
    henüz elveda demediler.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
    3 ...
  40. 3.
  41. SUSKUNUM SANA

    Hangi şiire başlasam suskunum sana
    Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
    Güneşte kavrulan bir kum tanesi
    Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
    Yağmura suskun yaşamaya suskun
    Haykırabilsem
    Belki bir nehir köpürebilir sesimde
    Silinebilir kuraklığın bütün izleri
    Upuzun çöller vadileşebilir içimde

    Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
    Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
    Özlüyorum seni masmavi
    Koşuyorum sana bembeyaz
    Ve kahroluyorum bir anda kapkara
    Ah oluyorum
    Of oluyorum
    Ve susuyorum
    Oysa haykırabilsem
    Işık yumağı bir pınar olur soluğum

    Hangi türküye uzansam suskunum sana
    Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
    Tut ki vurulmuşum
    Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
    Bir saçlarının rüzgarına
    Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
    Hangi dalga silebilir beni senden
    Hangi kasırga koparabilir
    Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
    Coşkuların her şahlanışında
    Sana deprem deprem susmuşum
    Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum

    Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
    Sözlerinde baskı yasası yeter
    Hangi kavgayı özlesem suskunum sana
    Zafer sabahlarında gece kadar
    Bayram sabahlarında yas kadar suskun
    Böyle güzelliklere de
    Böyle suskunluklara da lanet olsun
    Al bu suskunluğumu al artık
    Al ki
    Bütün gürültüler kahrolsun
    3 ...
  42. 2.
  43. sen yürürsün rüzgar yürür

    Sen yürürsün rüzgar yürür
    Sabahlar sığmaz olur gözlerine
    Her adımda çözülür bir karanlık
    Şafaklar çiçek sunar ellerine
    Gün tutuşur
    Dağlar aydınlanır
    Yeniden aydınlanır
    Yeniden canlanan bu yaşam
    Türküler dizer saçının tellerine

    Sen yürürsün rüzgar yürür
    Alıp savurur beni saçların
    En kalabalık alanlara götürür
    Bir cellat çıkar apansız
    Bir fidan yeşermeden çürür
    Ve kana bulanır ırmaklar
    Baştan başa geçer kentleri
    Kan temizlenir cellat ölür

    Sen yürürsün rüzgar yürür
    Mahpuslar soluğunla umutlanır
    Toprak çatlar
    Gökyüzü bıçak bıçak şimşeklenir
    Görkemli bir yürüyüş başlar içimde
    Ve bir tan vakti
    Kırılır bütün güzellik yasaları
    Ağaçlar aşk açar bahçelerimde

    Sen yürürsün rüzgar yürür
    Dallar eğilir
    Yapraklar secde eder yürüyüşüne
    Sular kabarıp dalgalanır
    Köpüklü başlarıyla selamlar seni
    Ve tanrılar kalır önünde
    Ne beyler ne krallar
    Seninle yazılır en büyük destan
    En güzel tarih seninle başlar

    Sen yürürsün rüzgar yürür
    Bir sevinç boylanır dünyada
    Çocuklar korkusuz büyür
    Kan boğulur susar
    Dokunup geçtiğin her kuraklık
    Yemyeşil bir vadiye dönüşür

    Sen yürürsün rüzgar yürür
    Bizi bu deprem günlerinde
    inan ki bir şiirsiz yaşamak
    Bir de sensiz savaşmak öldürür
    7 ...
  44. 1.
  45. 27 Mart 1953 tarihinde Elazığ'da doğdu. 24 Temmuz 2002 tarihinde yaşama veda etti. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü'nü bitirdi. Bir süre çeşitli orta öğrenim kurumlarında öğretmenlik yaptı, daha sonra Çukurova Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

    Edebiyat 81, Evrensel Kültür, Petek, Sanat Emeği, Somut, Söylem, Yapıt, Yeni Olgu gibi dergilerde şiirleri yayımlandı.
    1 ...
  46. 32.
  47. "direnenlerde var bu havalarda" diyebilen 12 Eylül karanlığı karşısında duruşunu net biçimde sergilemiş; her "ölüm erken ölümdür" sözüne karşılık ölümün yaş ile değil yaşam ile olduğunu kerelerce gösterebilmiş şair.

    "...
    Bir havar yükseldi zindandan kırlara
    Dört ateşten dört kıvılcım düştü dağlara
    Dağlar tutuşup indi bağlara
    Dört ayrı ses yükseldi her ateşten
    Söndürmeyin ateşi
    Üfleyin korlara - üfleyin korlara ..."

    (bkz: Dörtlerin gecesi)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük