--spoiler--
''gördünüz mü adnan başkan... rakibiniz olan başkan il güvenlik kurulu toplantısını ilk defa bu maçta yaptırmadı ve taraftarını tahsisli yoldan rakip stada götürdü...
siz; bir defa bile camı kırılmamış bir otobüsle kadıköye asla gidemediğiniz gibi, lağım sularında saatlerce bekletildiniz ve hatta yumurtalı koltuklara oturtuldunuz.
sizler eziksiniz...
ezilmeye mahkumdunuz ve ezildiniz yine...
bana ne tek forvetinizden, bana ne savunmanın göbeğinde kimin oynadığından. bana ne hagiyi ne zaman kovacağınızdan ya da adnan sezgini kovmuş gibi yapmanızdan...
siz daha bir kere bile karaköyden kadıköye geçemediniz dayak yiyemeden. toplu halde yasak dediler alnınızın çatısına vura vura. ama rakibiniz toplu halde geldi sizin mabedinize...
gelebildi...
çünkü eziksiniz...
bana ne haginin oyuncu değişikliklerinden, ya da yapamadığı hamlelerden.
rakip otobüsün içinde bile 3g kamera var. sizin dayak yediğiniz koridorlarda kamera yassahh... tamamı rakibiniz tarafından örgütlenmiş bir yayıncı kuruluşa karşı zaten başarılı olamazdınız ama en azından bunun farkında olabilirdiniz. sadece bu nedenle bile kaybetmeye mahkumdunuz...
doğal olanı yaptınız ve kaybettiniz...
siz oynayarak kazanacağını sandığınız için kaybettiniz ve maalesef taş kuşa çarpmadı...
öne geçtiniz filan ya; bir yılı kurtardım sandınız. oysa siz galatasarayın geleceğini geçmişini odun yaparak yakıp kül ettiniz.
sonunda bunu da söylettiniz ya bana, helâl olsun size:
yeter artık.. düşün bu takımın yakasından...
mehmet cansun - özhan canaydın - adnan polat üçlemesidir aslında g.saray'ın bugünkü halinin sebepleri. evveliyatı da var ama zamanında kazanılan uefa kupası çok ayıp kapadı. ancak zincirin son ve en başarısız halkası adnan polat. ezeli "üç istanbulluyu sevmez" biri olarak gitmesine gönlüm razı değil aslında. fakat ne yazık ki g.saray üzerinden uğranılan zararlar bir şekilde dönüp dönüp bu memleketin parasından ödeniyor. çok kaba bir hesapla galatasaray için yapılanlar ve yapılmak zorunda olanlar gsmh'nin yaklaşık %1,5'u gibi bir oranına tekabül ediyor. üstelik bu para memleketin doğusundan batısına, kundaktaki bebesinden emekli babaannesine herkesin cebinden çıkıyor.
adnan sezgin ile beraber çok "tartışmalı" mali işlemler gerçekleştiren polat'ın "bal küpü"nden elini çekmesine imkan yok neredeyse.sezgin'in göstermelik istifasına rağmen yeni sezonda alınacak topçulardan, stat için yapılacak alımlara kadar her konuda görevine devam ettiğini (fiilen) kulüp içinde olanlar biliyor. polat bugün birilerini daha kovup görevde kalmanın yollarını arayacaktır yüksek olasılıkla. ancak kamuoyu tepkisinin şiddeti gitmesini sağlayabilir. ayrıca zamanında gereken tepkiyi vermeyen divan kurulu üyeleri "saat kaç operasyonu"nun diyetinin ödendiğini bilsinler ve üzerlerine düşeni yapsınlar. yoksa g.saray yıllarca daha bu millete kambur olmaya devam edecek.
öyle bir başkandır ki, galatasaray tarihinde bu kadar çaresiz duruma düşmemiştir, hiç bu kadar ezilmemiştir rakipleri karşısında. taraftarın sevgilisi olan hagi, hasan şaş, arda ve daha niceleri, sayesinde en nefret edilir kişiler haline gelmiştir. aziz yıldırım bile bu kadarını galatasaray'a yapamazdı. haa bilerek yaptı demiyorum, inanıyorum ki oda galatasaray'ın en iyi yerlerde olmasını isterdi. ama olmuyosa olmuyo kardeşim bırak git, rezil ettin bizi gerek telefon görüşmelerinle gerek hükümete yalakalıklarına. galatasaray başkanlığı sana göre değilmiş. biz seni as başkanken daha çok sevdik.
bu takımın kurtulması gereken ilk adamdır.bu giderse ne skibbe,bülent,hagi gibi teknik adamlar gelir bir daha ne de mustafa,serdar özkan,barış,gökhan zan gibi yeteneksizler floryanın kapısından girebilir.tek çıkış yolu bu şahıstan kurtulmaktır.
her seferinde galatasaray'ın futbol kulübü olarak kötü olduğunu kabul edip diğer branşlarda başarılı olduğunu savunarak kendini haklıymış gibi gösteren şahıs. efendim, sen kime masal anlatıyorsun ya, bize ne diğer branşlardan, sadece senin futbol kulübü olarak milyonlarca taraftaın var yani sen suan sahip olduğun ünü şöhreti prestiji galatasaray futbol kulubü başkanı sıfatı altında elde ettin. diğer branşlar kimsenin şeyinde değil. sen başarısızsın arkadaşım, yüreğin varsa istifa edersin. kızgınlıktan, sinirden veya fenerbahçe mağlubiyetinde dolayı yazlmış bir şey de değil bu, daha önceden yazılması gerekenler bunlar.
ağır hakaret içeren bir entry girmemek için zor tutuyorum kendimi şu an bu kişi hakkında. göreve gelişini hatırlıyorum; özhan canaydın çok ısrar etti ben de kıramadım girdim yönetime demişti. bir nevi ben istemiyorum ama onlat istiyorlar beni ne yapayım a getirmişti işi. şimdi de defol git diyoruz be adam defol. kardeşi de erzurumspor u batırdı bunun zaten bu da gözünü galatasaray a dikti.
iki yıl önce sözlüğü bırakıp gitmemdeki önemli sebeplerden biriydi. çoğu galatasaray entrymde bu adamın galatasaray için bir felaket olacağını söylemiş taraftarlarını kan kusturacağını belirtmiştim. sağolsun iki sezondur üstüne koyarak ilerliyor hedefine doğru.
kendisinin futbolun f'sinden anladığını sanmıyorum. yoksa bu takımı şu acınacak duruma, taraftarını da delirme moduna sokmak her yöneticinin harcı değil. demirören'le aşık atabilir ancak.
aylar önce başka bir sözlükte yazdığım entryde ttnet arenada istifaya davet edilen ilk başkan olacağını söylemiştim.
sağolsun kendisi yeni stadta ilk fener mağlubiyetini alan başkan olarak double double yaptı.
gitme, lütfen. hep bizimle kal. senin yüzünü görmekten o kadar mutluyuz ki. lüften gitme. sonsuza kadar galatasarayı yönet. hatta ''stay to us'' adnan. hatta ''reste avec nous''. hatta ''bleiben sie mit uns''. hatta ''resta con noi''. hatta ''quédate con nosotros''.
(bkz: ters psikoloji)bunu uygulamaya çalıştım. yada tükçe bilmiyor bu herif.
ya da dur! bir insanın bunu anlamaması için dangalak olması lazım. hımmmm, bu her şeyi açıklar herhalde
şöyle bir örnek üzerinden kendisini tarif etmeye çalışacağım;
yaşımız 10-11 iken mahallede maçlar yapardık. kendi aramızda yaptığımız maçlar çekişmeli ve dengeli geçerdi. fakat bazen mahallenin abileri dediğimiz çocuklar da aramıza katılır bizimle maç yaparlardı. tabii skor çok farklı olur ve top bile oynayamadan yenilirdik. fakat bu maçlardan önce aramızda konuştuğumuz süper bir fikir vardı gol yemeyelim de belki 1-2 tane atarız diyerekten; 3 kişi kalenin hemen önünde duracak ve kaleye set örecekti. evet, neredeyse 3 kaleciyle oynayacaktık. bir gün bu taktiği denemeye kalktık, adamlarımızı yerleştirdik kaleye. fakat maç başlamadan önce abilerden biri bu durumun farkına varıp; ''lan açılın gidin kaleden çocuk musunuz amına koyim ya'' dedi. biz de bir daha uygulamadık bunu ve türk tarihindeki hilal taktiğinden sonraki en büyük taktiğimiz yok olup gitti.
şimdi bu adnan'ın fenerbahçe tribününe polikarbonat denen şeyi koyması, bende bu anıları hatırlattı. arada bir fark göremiyorum. varın siz düşünün.
şayet haber doğru ise büyük bir karaktersizlik örneği sergilemiş kişi.
galatasaray başkanı demiyorum, zira asırlık bir camianın başkanı bu tip bir omurgasızlık örneği sergilememeli...
halen yalanlanmayan haberde yazılanlar doğru ise; kırdığı cevizler bini aşmış ve o koltukta artık kesinlikle ama kesinlikle istenmeyen kişi.
hakkında söylenecek bir milyon söz var ama biri bile burada yayınlanamaz ölçüde diyelimde anlayan anlasın bari. siyaseten asla katılmadığım başbakanın zerre kadar değer verip ona geri dönüş yapmamasını ise sadece ayakta alkışlıyorum.
leman'ın reco kongo karikatürü yeniden çizilse diye düşünmüyor değilim.*
kendisi galatasaray'ın başkanı değil boşkanıdır. eğer gidişine neden olacak ya da bu süreci hızlandıracaksa yarın akşam TT arena'da fenerbahçe'den bir altı gol daha yemeye razıyım kendi adıma. o derece.
takımın şu an içinde bulunduğu ortamın tek sorumlusu. kötü giden bir takımın başına teknik taktik ayar çekemeyecek tek teknik direktör olan hagi. beşiktaş'ın artığı serdar özkan, fenerbahçe'nin artığı kazım, halı sahada maça bile çağırmayacağım ali turan ve daha bir sürüsü futbolun ne kadar enkazı varsa polat alıyor. kim kaldıracak bu enkazı bilemiyoruz artık.
4 senedir beni ve tabi bütün galatasaray camiasını kahır sahibi yapmış başkan. yok mali konularmış, stadmış, aslında başarılıymış diyenleri de anlamak imkanız. bugüne kadar yaptıklarını bi hatırlayalım;
2007-2008 sezonu: teknik direktör olarak gerets'i gönderip, ahı gitmiş vahı kalmış feldkamp'ı takımın başına getirip son 5-6 hafta kala takımdan gönderiyorsun ve takım teknik direktörsüz kalıyor. fenerbahçe'ye karşı bala atılan bir golle son anda takım şampiyon oluyor da böyle büyük bir hata görmezden geliniyor.
2008-2009 sezonu: skibbe diye adı sanı duyulmamış bir teknik direktörü getiriyorsun. tamam getirdin yaptın bir hata. ama lig devam ederken yardımcısı ümit davala'yı gönderiyorsun, daha sonra geçen sene kovulan feldkamp'ı skibbe'nin üstü olarak getiriyorsun, sırf bu adamı istifaya zorlamak için. bütün bunlara rağmen takım toparlanmaya iyi oynamaya başlıyor. uefa'da namağlup (gol dahi yemeden) ilerlerken, ligde bir sendeleme sonucu skibbe'yi gönderip bülent korkmaz'ı getiriyorsun. bu arada elindeki tek sağlam defans oyuncusunu devre arasında rusya'ya satıyorsun, kewell stoper oynamak zorunda kalıyor. sonuç olarak uefa gidiyor, ligin bitmesine haftalar kala galatasaray havlu atıyor.
2009-2010 sezonu: rijkaard geliyor. güzel transferler. keitalar, elanolar falan. hehh diyorum. güzel bir galatasaray izleyeceğiz nihayet. fakat adnan başkan yine devre arasında kolları sıvıyor ve zaten baros sakatken elindeki tek forvet nonda'yı da gönderiyor. sonrasında tabi, uefa maçlarına ve ligin ikinci yarısındaki maçların yarısına forvetsiz çıkıyoruz. ve sonuç malum. uefa'dan elenip, ligde babayı alıyoruz.
bu sezona hiç girmek istemiyorum bile. söylenecek o kadar şey var ki nereden başlasam hangi birini yazsam bilemedim. keita'nın gönderilişi mi, cana, pino, zapata, stancu gibi anadolu takımlarında ve hatta bank asya'da bulunabilecek vasat transferler mi, rijkaard'ın oyuncular tarafından sabote edilmesine göz yummaya mı, hagi'nin getirilişine mi yoksa misimovic'in kim vurduya gitmesi mi? hepsi ayri bir muamma.
artık kanser oldum lan. son 4 yıldır aynı senaryo. bi fenerbahçeli galatasaray'a başkan olsa ve ben bu takımı ligden ve avrupa'dan nasıl uzaklaştırırım, nasıl bu takımı dağıtırım diye düşünse ancak bu kadarını yapardı.
canım galatasarayım bu adam yüzünden artık hedefsiz, korkak ve çiftlik gibi yönetilen bir takım haline geldi.
bülent korkmaz ve gheorghe hagi gibi iki efsane ismi sezon ortasında getirip günah keçisi ilan ederek, başlangıçta kredisini kaybetmiş, galatasaray başkanlığını haketmeyen şahıs. tarih efsanelere yaptıklarını unutmayacak.
