ne birilerinin kızdığı kadar sağcı ve muhafazakar ne diğer birilerinin saldırdığı kadar solcu komünist ne de herkesin kızdığı kadar abdperver bir başbakandı. herkes gibi hatalarıyla sevaplarıyla yaşadı bu ülkede, başbakanlık yaptı.
bazıları gibi darbe yardakçılığı yapmadı, darbelerden medet ummadı. ama bu ülke için de yaptığı iyilikler adedinde yanlışları oldu, bilerek ya da bilmeden. asılması gerekir miydi? hayır. darbeler olur siyasiler ölmezdi. ama Adnan menderese yapılanlar yapılmamalıydı. hiç bir ülke başkanı asılacak kadar kötü değildir lakin ismet inönü yanlıları darbe tohumlarını attıkları için *, ve celal Bayarın reisi cumhurluğunu kabullenemedikleri için yassı adada biten kavgayı başlattılar.
Atatürkün son demlerinde ismet inönüyü emekliye sevk edip yerine kendi çizgisinde fethi Okyar gibi insanları koyması başlatmıştır asılma sürecini. o dönemlerde ekonomi bakanlığına getirilen Adnan menderes Atatürkün dikkatini çekmeyi başarmış ve hazırladığı ekonomi politikasıyla * Atatürkün gözüne girmeyi başarmış ve Atatürk de "işte benim idealimde olan program budur" diyerek Adnan menderese yeşil ışık yakmıştır.
Adnan menderes sonraki dönemlerde Fuat köprülü ile CHPden ihraç edilmiş ve celal Bayarda istifa ederek bu gruba katılmıştır. refik koraltayın da iştirakiyle dörtlü takrir adı ile çıkış yapan grup demokrat partiyi kurmuş yapılan seçimlerden sonra celal bayarı reisi cumhurluğa Adnan menderesi de başbakanlığa çıkaran süreç başlamış oluyordu.
kısaca asılmayı hak etmemişti. asıldı, kahraman oldu. Allah taksiratlarını affeylesin.
terör ve tecavüz suçları dışında idam cezasına karşıyım.
dolayısıyla menderes'in de idam edilmemesi, bunun yerine müebbet hapis cezası alması gerekirdi.
ama dönemin şartları gereği idam edildi.
•Kanuna aykırı olarak üniversite basmak ve halka ateş açtırtmak.
(Turan Emeksiz hükümete karşı istanbul Üniversitesi'nde düzenlenen bir protesto mitinginde polisin açtığı ateş sonucu öldü.Hüseyin Onur ise sol bacağı kesilerek kurtarıldı.)
•Bazı muhalefet milletvekillerinin ve muhalefet liderinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamak.(inönü'ye yapılan planlı ve organizasyonlu saldırılar)
(bkz: 1 mayıs 1959 ismet inönü nün taşlanması/#41429277)
•Devlet radyosunu siyasi çıkarları için kullanmak.
•Halkı Demokrat izmir gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik etmek.
•dp'ye oy vermediği için Kırşehir'i haksız olarak ilçe yapmak.
•Yargı bağımsızlığının ihlal etmek.
(Hukuk'un üstünlüğünü savunan Yargıtay Başkanı Bedri Köker,Yargıtay Başsavcısı Rifat Alabay, Yargıtay 2. Başkanlarından Haydar Yücekök, Yargıtay Üyeleri Melahat Ruacan, Kamil Çoşkunoğlu, Faik Uras ve ilhan Dizdaroğlu 'görülen lüzum üzerine emekliye sevk edildiler.)
•Tahkikat Komisyonu'nun kurulup olağanüstü yetkilerle donatmak.
(15 DP milletvekilinden oluşan komisyon hem suçlama hem de yargılama hakkına sahipti. Komisyon 5 kişiden fazla yan yana yürümeyi bile yasakladı.)
•yabancılara petrol ve diğer madenleri arama ve çıkarma izni vermek.
•türk silahlı kuvvetleri'nin iç işlerine müdahale edip, atatürkçü ve cumhuriyetçi komutanları ordudan tasfiye etmek.
(Menderes hükümeti, "ordu darbe yapacak gerekçesiyle" başta Genelkurmay Başkanı Nafiz Gürman, bütün üst komuta kademesi dahil olmak üzere 15 general ve 150 albayı resen emekliye sevk etmiştir)
•abd isteği ile pek çok fabrikayı kapatmak veya özelleştirmek.
(Tek parti döneminde kurulan bazı traktör ve basma fabrikaları Menderes döneminde özelleştirildi veya ekonomik olmadıkları için kapatıldı. Nuri Demirağ tarafından kurulduktan sonra ismet inönü tarafından devletleştirme kapsamına alınan uçak ve uçak motoru fabrikaları, Eskişehir tank fabrikası ve Kırıkkale silah fabrikası Menderes döneminde NATO standartlarına uymadıkları gerekçisiyle kapatıldı.)
+ 50 yıldır ebemizle ilişkiye giren dış borçlanma işinin başındaki adamdır.
+ Dini siyasete alet eden, türban sorununun döneminde başladığı (temelinin atıldığı), ezanın arapça okunmasını sağlayan kişidir, dini ilkokullarda zorunlu ders haline getirmiştir. bu nedenle dinciler tarafıdan çok sevilir.
+ Köy enstitülerini kaldırmış kişidir, kırsal kesimin 50 yıldır nerdeyse aynı kalmasını sağlamıştır.
+ Koreye asker gönderip allahın emperyalistlerine hizmet ettirmiş kişidir.
+ Popülizmin, yozlaşmış devlet ve siyaset yapısının temelindeki nedendir.
Kararı siz verin, ne kadar iyi bir yöneticiymiş.
Bu yaptıkları amerika kutbuna yavşadığı dönemde yaptığı icraatlardır, son dönemlerinde (belki de yaptığı zekice(!) hamleleri farketmiştir) rusyayla (seovyetler) yakınlaşmaya eğilmiştir, fakat -hoppp- bir darbe... Acaba kim yaptırdı bu darbeyi?! Allah allah!
Sonuç olarak belki de iyi niyetli bir insandı, bilemeyiz. Fakat türkiye nin içine ettiği açık bir gerçektir.
Türkiye tarihinde ilk kez bir il, 1954 yılındaki seçimlerde iktidar partisinin istemediği bir milletvekilini seçtiği için cezalandırıldı. Osman Bölükbaşı, Menderes'in olduğu kadar Demokrat Partililerin de korkulu rüyasıydı. Özellikle 1950-1954 yılları arasında gerek Meclis içinde, gerek Meclis dışında yaptığı konuşmalarda Menderes'i ve DP'yi ağır ve iğneleyici bir dille eleştiriyordu. Milletvekilleri onunla herhangi bir tartışmaya girmekten çekinirdi. Menderes, bu baş edilmesi zor muhaliften kurtulmak istiyordu. 1954'teki seçimler öncesinde onun milletvekili seçilmemesi için gayret gösterdi.
Bölükbaşı liderliğindeki Cumhuriyetçi Millet Partisi, 2 Mayıs 1954'teki seçimlere 45 ilde katıldı. Ancak yalnızca bir ilden, Kırşehir'den beş milletvekili çıkarabildi. Bunlardan biri Bölükbaşı'ydı. Bölükbaşı'nın
yeniden milletvekili seçilmesinin Menderes'i çileden çıkardığı söylenir. Menderes hırsını Kırşehir'den almış ve bu ili ağır bir şekilde cezalandırmıştı. Gerçekten de Kırşehir'in muhalefete, hele de Bölükbaşı'nın partisine oy vermesine sinirlenen Adnan Menderes, Kırşehirlileri cezalandırmak için ili 'ilçe' haline getirdi.
Kanun tasarısını inceleyen komisyonun başkanı DP'li Muhlis Tümay, tasarının hiçbir adalet düşüncesi ile bağdaşmadığını belirtmiş ve bu tasarının kanunlaşması vebalini yüklenmemek için başkanlıktan istifa etmişti. Yerine Nevşehir Milletvekili Hasan Hayati Ülkü başkan olarak seçilmişti. Bunun üzerine Bölükbaşı, "Neyse, ipimizi bir Nevşehirlinin çekmesi uygundur" diye espri yapmıştı.
Bölükbaşı, Kırşehir konusundaki düzenlemeyi de 'Kırşehir faciası' olarak nitelemişti. Menderes ise işi pişkinliğe vuruyordu. Bölükbaşı'nın eleştirisine yanıt olarak, "Kırşehir faciası diyorlar. Eğer memlekette ilçe kalmak facia ise, hemen söyleyelim ki, memleketimizde halen 500 ilçe vardır. Onlar da bu hale göre facia içindeler" demişti.
DP'nin ve Menderes'in hışmına uğrayan yalnızca Kırşehir değildi. Aynı seçimde CHP'ye oy veren Malatya da ikiye bölünerek Adıyaman ili oluşturuldu. 20 Temmuz'da ise 'Kırşehir vilayetinin kaldırılmasına ve Nevşehir kazasında (Nevşehir) adıyla yeniden bir vilayet kurulmasına dair kanun' ile Nevşehir ilçesi de il yapıldı.
Menderes'in bu siyasi hıncı DP içinde de zaten var olan rahatsızlığı artırmıştı. DP içinde '19'lar olayı' denen muhalif bir hareket başlamıştı...
1957'de erken seçim gündeme gelince, DP siyasal bir manevra yaparak 12 Haziran 1957'de Kırşehir'i tekrar il haline getirdi. Bölükbaşı, aynı yılın ekim ayındaki seçimlerde yine Kırşehir Milletvekili seçilerek Meclis'e girdi.
Türküler söylendikçe Türk diliyle
Seni seviyorum gülüm, dendikçe Türk diliyle
Türk diliyle gülünüp
Türk diliyle ağıtlar yakıldıkça, Adnan Bey,
ben anılacağım,
anılacak Türk diliyle size sövüşüm.
Tarlalarımıza girmiş değil sizin gibisi yaban domuzunun.
Şehrimiz görmüş değil yangının sizden kanlısını.
Bir adınız var, Adnan Bey, adımıza benzeyen.
Dilimiz kuruyor dilimizi konuştuğunuz için.
Bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
Yüz Türkiye olsa
elinizden de gelse
yüzünü de zincire vurur
yüz kere satarsınız.
Milletimin en talihsiz gecesi
ana rahmine düştüğünüz gecedir.
Kore'de Ölen Bir Yedek Subayımızın Menderes'e Söyledikleri
Diyet
Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz,
iki hayın,
ve zeytini yağlı iki gözünüzle
bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli
ve topraklarına çiftliklerinizin
ve çek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız,
iki tombul,
iki ak,
vıcık vıcık terli iki elinizle
okşarsınız pomadalı saçlarınızı,
dövizlerinizi,
ve memelerini metreslerinizin.
iki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in,
ve bütün kaygınız
iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri
halkın tekmesinden korumaktır.
Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, Üniversiteli yedek subayı,
Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme,
vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan
ve ben al kan içinde ölürken
çığlığımı duymamanız için
kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip.
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey,
ölüler otomobilden hızlı gider,
kör gözlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,
göze göz,
ele el,
bacağa bacak,
diyetimi istiyorum,
alacağım da.
25.06.1959
Şiiri yazan sözde bir vatan haini, vatana hepimizden aşık Nazım Hikmet
1950'li yıllar.
Türkiye iyice abd'nin su yoluna girmiş. Ülkemizde mantar gibi amerikan üsleri açılır olmuş.
Tabi bu amerikan üslerine abd'li askerler de gelmiş.
Gelmiş ama bu coniler rahat durmamış.
Bizleri kendi ülkemizde 2. Sınıf vatandaş olarak görmüşler, sanki varlıkları bizim için bir lütufmuş gibi düşünmüşler.
Nasıl düşünmesinler ki?
Menderes ve yandaşları öyle memnun öyle mutlu ki amerikalı conilerden, bir dediklerini iki etmiyorlar...
Işte bu conilerden biri izmir'in tanınmış iş adamlarından birinin evini basıyor, iş adamını darp edip karısını kaçırmak istiyor, hatta tecavüz ediyor. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1490154/+
Tabi bu hadise halk arasında infial uyandırıyor.
Tecavüzcü subaya dava açılıyor.
Abd'li komutanları hemen menderes'i arıyor ve subaylarının serbest bırakılmasını talep ediyor.
Tabi böyle bir şey menderesin itibarını yerle bir edeceği için menderes yakınlarına talimat vererek mağdur karı kocanın davadan feragat etmesini istiyor.
Hatta durum kamuoyuna nato düşmanlarının, komünistlerin bir oyunu olarak lanse ediliyor.
Yani "nato düşmanları bizi kıskanıyor" diyorlar.
Tıpkı bugün "almanya bizi kıskanıyor" dedikleri gibi...
Işte sarı öküz hikayesi gibi, biz o gün mağdur vatandaşlarımıza sahip çıkmadığımız için şu an benzer zihniyet mrnderesin yürüdüğü yolda yürüyor.
Tarih tekerrürden ibarettir.
50'li yıllarda yaşanan bütün hadiseleri 2000'li yıllarda yeniden yaşıyoruz.
sanılanın aksine oldukça kemalist bir devlet adamıdır. öyle ki ilk defa atatürkü koruma kanunu döneminde çıkartılmış,
kağıt paralardaki bozkurt resimleri yerine atatürkün resimleri konulmuş ve ülkenin dört bir yanında atatürk heykelleri dikilmiştir. muhafazakar politikalarının nedeni ise muhafazakar olmasından dolayı değil, halkın değerlerine saygı duymasından ve halkın taleplerini ciddiye almasından kaynaklanmıştır.