türkiyeyi amerikan emperyazlizminin kucağına oturtan adam. aldığı borçları gerekli yatırım alanlarında kullanmadığından borçları ödeyememiş ve türkiyeyi imf ninde kucağına oturtmuştur. ayrıca ''komümizmle savaşmak'' üzere koreye meclis kararı olmaksızın asker göndermiştir. bir diğer deyişle askerimzin kanını sam amcaya satmıştır. 27 mayıs sürecinde yargılanıp idam edilmiştir.
on yıllık adnan menderes dönemi, milleti ikiye bölmüştür. her gün radyodan vatan cephesine katılanların listesini yayınlatarak milleti birbirine düşman etmiştir, amerikayla yaptığı ikili anlaşmalarla ülkemizi amerikan güdümüne sokan başbakan adnan menderes, türkiyeyi amerikanın sömürgesi haline getirmiş, yurdumuzun her tarafını amerikan askerleri ve üsleriyle doldurmuştur. kuzeyde samsun, sinop,güneyde incirlik batıda karamürsel başlıca amerikan üsleri. mecliste oluşturduğu tahkikat komüsyonu ile muhalefeti ve basını baskı altına almıştır. yönetimdeki anti demokratik tutumu hayatına mal olmuştur. bu günkü türkiyenin durumu adnan menderes döneminde başlamıştır. tam teslimiyet halen devam etmektedir. kurtuluş savaşındaki tam bağımsız türkiye ideali, bu gün, tam bağımlı türkiye haline gelmesindeki tek unsur adnan menderstir.
ülkeye en kötü en antidemokratik günlerini yaşatmış bir eski başbakan. ironiktir. kendisinin antidemokratik ve tahammülsüz diktatörlüğüne aynı sertlikte cevap verilerek hayatı sonlandırılmıştır.
objektif bakıldığı takdirde memlekete gerçek manada faydalı olmuş liderdir.
ayrıca solculuğun ne olduğunu bilmeden solcu geçinenlerin at gözlüğüyle baktığı,hiçbir şey bilmeden ,yakın tarihini okumadan atıp tuttuğu adamdır.
bu memlekette bu cehalet,bu rantçılık varken; menderes'e laf söylemek yalandan solcu olmanın ilk şartıyken; 'nasıl bir düzen kurulup,bir adam nasıl boş yere asılır' cümlesi çok yakın tarihimizde yaşanmışken bundan ders almamak ve bunları sorgulamamak kifayetsizliktir.
emperyalizme , kapitalizme karşı olmak demek sadece:' neden abd'den borç alınmış?' sorusunu değil,'hangi şartlarda alınmış,nereye kullanılmış, geri ödeme hedefiyle üretim namına bir takım atılımlar yapılmış mı?' sorularını sormayıda gerektirir.
bugün bazı kimselerin akp'ye rağmen chp'ye oy vermemesi , o zaman ki siyasetçilerin askerle bir olup bir insanı haksız yere ipe götürmesindendir.
son olarak günah ve sevaplarıyla, memlekete zararından çok faydası olduğuna inandığım insandır.
pek çok ilkleri yaşamış adamdır. Türkiye'nin seçilmiş ilk başbakanıdır, darbe yemiş ilk başbakanıdır, asılan ilk ve tek başbakanıdır. türkiye'yi abd'ye bağlayan adamdır.
türbanlı, türbansız ayrımı solcu dinsizdir ayrımı, laiklik dinsizliktir ayrımı, dindarlar yobazdır ayrımılarının mimarı bu ülkeyi dinci dinsiz diye bölen adam iktidara gelmek için dini duyguları sömüren adam bugün hala öğrencileri aynı yöntemi uyguluyor.
çok akıllı bir devlet adamı, atatürkün övdüğü siyasetcidir.
en büyük hatası ekonomimiz zaten kötüyken ülkeyi dış sermayeye açmasıdır ki o yüzden bağımlıyız şu an.
oysa ki büyük devletler önce kendi kabuğuna çekilir, kendi içinde refaha ulaşır, iç sermayesini oluşturur ondan sonra liberal ekonomiye geçer. ne yazık ki bunu atatürk'ten başkası düşünememiştir.
yapılan bu ekonomik hata kendisini bataklığın dibine doğru çekmiştir.
kendisini gercekten atatürk kesfetmistir, zamanında kendisi icin 'bu cocuk cok zeki, gelecegi parlak' diyerek chp'ye üye yapmıstır, atatürk' ün demokrasi denemelerinin sonucunda iktidar olmus demokrat parti'nin genel baskanıdır, iktidara gelmeden önce din üstünden siyaset yapmayacagına dair söz vermiştir, lakin iktidara gelir gelmez yaptıgı ilk iş ezanı arapça okutmak olmustur, inönü' nün savas zamanında biriktirdigi 2 milyon altını plansız bir şekilde harcayarak belki de ekonomik durumun bu hale gelmesine temel hazırlamıstır. kendisine ekonomik plan hakkında soru önergesi veren chp li milletvekillerini mecliste 'plan mı, pilav mı dediniz, plan komünizmde olur' diyerek assagılamıs veya assagıladıgını sanmıstır, sonlara dogru amerika icin türkiye'nin ortadogu'daki önemi azalmaya baslayınca rusya ile ekonomik is birligi yapmaya yönelmiştir, rusya'ya ziyaretinden 20 gün önce de birilerinin! emriyle asılmıstır, ülkenin bu duruma gelmesinin bas sorumlusudur bu adam, tabi ki de idamı kimse haketmez ancak şeriat yanlısı tutumu ve özellikle 2.dönem iktidarında ekonomik ve sosyal yapıyı bu kadar bozarak, ülkeyi kutuplastırarak bir cezayı haketmis basbakandır.
gazeteci hıfzı topuz'a göre oldukça kibar bir beyefendi. 14 mayıs 1950 seçimleri öncesinde medyanın gücünü keşfetmiştir. buradan yola çıkarak, basın mensupları bayram havasında oylarını kullanmışlar, her şeyin güzel gideceğini düşünmüşlerdir. iktidarının henüz 2. ayında basın hakları konusunda, gazetecilerin isteği doğrultusunda değişiklik yapmış ve basının tam desteğini sağlamıştır. ancak 1953 ve takip eden yıllarda, bu bayram havası tam tersine dönmüştür. mesela kendisi bir süre sonra dönemin gazete sahipleri ile kurabileceği iyi ilişkilerle, basını elinde tutabileceğini düşündü. bu esnada da ufaktan basın içinde de muhalif sesler yükselmeye başlamıştır. yine hıfzı topuz'a göre gazete sahipleri, 'iktidara saldırmayacaksınız' diye kesin emirler uygulamışlardır gazetelerde. öte yandan hükümet eliyle, artık yolsuzlukların, skandalların yazılması yasaklanmıştır. evet, basın kanunlarında yer almaktadır bu yasaklamalar. mesela eskiden, eskiden derken 1950-55 arası diyelim biz bu döneme, gazeteci bir bakan oğlu hakkında bir yolsuzluk haberi yaptı diyelim. dava hakkı bakanın oğluna aitti. dp iktidarının ortalarında ise, suçlanan kişi savcılığa başvurmasa bile, savcılar harekete geçmekteydi. böyle de bir demokrat anlayışı vardı. zaten dönemleri boyunca hapse girmeyen çok az gazeteci vardır.
yanılmıyorsam tayyip erdoğana kadar halk oylamasıyla tek başına iktidara gelen tek adamdı. sonu kötü bitti. savunmasını yaparken hakimin kendisini dinlemediği, resim çizdiği rivayet edilir. ülkemizde demokrasiye ilk darbeyi hatırlatır.
olaylara bir aslında olması gereken tarafından, bir de olmakta olan tarafından bakmak güzel birşeydir.
27 mayıs ihtilali ve adnan menderes'in asılması demokrasiye aykırı bir harekettir, yanlıştır. ama ya adnan menderes'in diktatörlüğe giden icraatleri nedir?
varsayalım o ihtilal olmadı, ve adnan menderes asılmadı. iktidarını da senelerce devam ettirdi. ondan sonra da türkiye hiç askeri darbeye uğramadı.
peki şu anda sahip olduğumuz ve hiç beğenmediğimiz demokrasiye bile sahip olabilir miydik acaba? kesin emin olan var mı bu konuda?
iktidara geldiği 1950'den, iktidarının 8. yılı olan 1958'e kadar geçen süre içinde sadece!!! 811 gazeteciye, hükümet ve icraatlarını eleştiri, ve yöneticilere hakaretten 57 yıl hapis cezası verilmiş başbakandır.*
Muhalefete karşı vatan cephesini kurdurmuş, katılanların isimlerini de her gün devletin radyosundan bir bir okutmuştur.
Millet daha hala "ne diktatörlüğü lan!" desin.
Ne olursa olsun 10 sene başbakanlık yapmış birisinin asılması çok büyük hatadır, ama gösterilmek istendiği gibi de sütten çıkmış ak kaşık değildir zat-ı alileri.
1950 de yeter söz milletindir, sloganıyla iktidara gelip 1960 yılında askeri darbeyle iktidardan indirilmiş, muhalefeti engellemek amacıyla mecliste oluşturduğu tahkikat komisyonuyla, anayasayı ihlal suçundan suçlanarak idam edilmiştir.
