neresinden tutulursa tutulsun elde kalacak husustur. istenilirse hukuk sistemindeki olağan gelişmeler, ab uyum süreci gibi tatavalarla kulp takılmak istenilse bile, boğazımızda düğümlenen husustur.
aynı husus "dar ağacındaki 3 fidan" için de söylenilebilir. (deniz gezmiş, yusuf aslan, hüseyin inan) düşünsenize bir yanda düşüncesini miting hakkıyla kullanan solcu sağcı farketmez 3 tane genç; bir yanda düşüncesini şiddete, teröre, bebek katilliğine dönüştüren bir mahluk.
sanırım örnekler çoğaltılabilir, kim bilir belki yakalasalardı hakkında idam emri çıkartılan atatürk de bunların arasına katılacaktı.
tarih çok ilginç; kim haklı, kim haksız, neye göre, kime göre, doğrular, yanlışlar 100 yıl sonra bile değişebiliyor..
biz yumruğunu kafamıza vurarak, düşüncesini kafamıza sokmaya çalışana dokun(a)mıyoruz, nispeten kabul edilebilir bir şekilde kendini ifade eden ama aykırı bir düşüncesi olanın kafasına da yumruğu biz indiriyoruz. tam yontma taş devri adaleti!
objektif olalım, ahmet kaya bu ülkede kürtçe de şarkı söylenebilir dediğinde kafasına çatalı, tabağı yiyip yurtdışına kovulmuştu. şimdi devletimiz kürtçe kanal açtı, kürtçe müzik yayını yapıyor, o gün ahmet kaya'nın kafasına tabak atanlar şimdi o kanalda çıkıp şarkı söylüyor (berdan mardini) !?!
biz nasıl çocuğumuzu kucağımıza alıp bak yavrum işte türk adaleti ya da türk bakış açısı budur diye tarihimizi anlatacağız?
Bu mudur ülkenin istikrarlı bakış açısı??
80 lerde küçük olanlar bilir, yanar döner diye bir misket vardı 2lik sayılırdı. biz öyle olamayalım nolur. net olalım.
ülkelerin tarihleri boyunca yapabileceği o kadar çok çeşitli hatalar var ki, aynı hatayı tekrarlamaya hiç ama hiç gerek yok anlayacağınız!
saçmalıklar ülkesinde adaletimizin nasıl işlediğinin göstergesidir. bunun gibi yüzlerce örnek verilebilir. tecavüz eden adam ceza bile almazken 2 dilim baklava çalan çocuğa etmediğini bırakmayan bir düzendeyiz.
1960'ları ve 2010'u aynı seviyeye koyduğumuz da haklı olacak, eşitsizliğin büyük olacağı bir durumdur.. deniz gezmiş ve arkadaşları bugün yaşasaydı idam mı edilecekti?
yani birileri idam edileceğini düşünüyor demek ki.. apo bugün yaşıyor idam edilmediğine göre..
1960'larda da himaye altındaydık, şimdi de himaye altındayız en bariz örneği..
adaletimizin ne kadar muhteşem işlediğinin göstergesidir (!). o aslında korkak olup fakat önüne gelene sataşan çocuklar gibiyiz, bizden güçlüsü çıkana kadar sesi çıkan herkesi asıyoruz. böyle gitmez! gitmeeeeez!
Dönemsel koşullardır etkili olan. Benim anlayamadığım nokta asmanın nasıl bir orgazm vereceğidir. Bir şekilde idam edilmesi öfke ve kin dışında ne getirecektir. Yüreklere su serpecekse yüreğine su serpilenlerden sonra oğlunu askere gönderlerin yüreğine daha fazla kor düşecektir.
adnan menderesin asılmasını abd istemiştir aynı abd apo nun asılmasını ise istememektedir olay kabaca bundan ibarettir. daha fazlası için lütfen şu kitapı okuyunuz (bkz: türkiye de askeri darbeler ve amerika)