1957'de Tekirdağ'ın Gazioğlu köyünde doğdu. Liseyi Batman'da bitirdi. 1979'dan beri istanbul'da yayıncılık yapıyor. Tekirdağ yöresinin halk söylenceleri, türkü ve tekerlemelerine modern şiir yöntemleriyle yaklaştı. Neruda, Paz ve Pesao'nun şiirlerini dilimize çevirdi.
Geçiyor Balkan günlerim
bir elmanın nazik soyuluşunda.
Kalp de yaradır, diyor ayazda türküm
kanıyor her yola koyuluşumda.
Ölümün dişlediği bir meyveymiş geçmiş özlemi
çocukluğun çürüyüp yapışması deriye.
Ah, o kar fısıltılı bahçeler
dedemi, amcamı, hele de babamı
çağırırlar mı geriye...
Trakya, nasıl ayrıldım senden
sıvalı kerpiç bacalardan duman tüterken.
Nasıl da camlarda kaldı süzgün gözlerin, akraba hayat.
Dur durak yok, bir daha siliyor evimi her seyahat.
Evsizin evini özlerim şimdi, eşikte gölgesiyle.
Ah o inatçı, gürlek meşeler
kökümü, omcamı, hele de ilk sevdamı
tutarlar mı biteviye...
Balkan içleri, bodur, kavi meşeler;
kuru bir öksürük içimde keder.
Bir karaduygundum ya, vereme kardım sonunda.
Canımın içini özlerim şimdi, üşüyen nefesiyle;
istanbul dönmesem sana
dönmesem çirkin ekmek kavgasına
annemi aldın, süründürüp hastane kapılarında
bir karım vardı, dağ arpası saçlı, onu da aldın.
Dökülür şimdi ıslığım, ayazın ırmağına.
Ah, Trakya, kumru cumalar, üveyik cumartesiler ülkesi
cesedim dönecek elbet sana, göçmenliğe hatıra...
güney amerikalı şairlere tutkun bir şairdir. iki hafta önce meksika sınırında kendisine ait bir şiiri okurken, duygulanmıştır. ismet özele hayrandır (şiirine), solcudur, gaziosmanpaşalıdır, bir çok dergide emeği vardır, şu sıralar özgür edebiyat dergisi için çaba sarfetmektedir. istanbul şiir festivalinin düzenlenmesinde büyük payı ve emeği olmuştur.
kışın soğuk balıktan günlerini sayıyorum ağımda.
o yaza hiç dönülmeyecek!
o başlatılmamış, o varsayılan ortasında yaşanmış sevda
yakılmamış bir mum gibi aklımda.
kesik ağzıyla suları eğrilten
boğaza karşı durup da
oraların kuşu yalıçapkınını hecelemiştik
beyaz bir yelkenli gecesiyle sulara.
kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses,
esiyor bize değmeden, bizden almadan
hiç uğramadığımız bir yerlerden doğruca.
uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla.
ibret olsun diye savuruyor
uzaklara bir meddücezir haritasını.
ne uzanma, ne geri çekiliş;
biz varsayılanın ortasında
iki içine işleyen zaman,
iki uyurgezer nokta.
şimdi sen bile bu şiir için
çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses,
kışın soğuk balıklardan takviminde
sadece kendine dökülen bir yapraksın.
yalıçapkını yeni bir sözcüğe uçuyordur şimdi
bilmediğimiz bir lugatta.