Renk, şekil, ideoloji de değiştirseler bu topraklardan eksik olmayan engerek ve çiyanları büyük usta Ahmed Arif'in pek de güzel tarif ettiği şiir. Üstad bu şiiri yazdığında da, şimdi de engereğimiz, çiyanımız, aşımıza, ekmeğimize göz koyanlarımız varlar ve hep var olacaklar. Ebette bazı değerleri namus gibi künyelerine kazımış olanlar da var olacak. Tıpk her firavunun bir Musa'sının olduğu gibi !
çocuklar ölürdü bu topraklarda. açlıktan ölürdü, susuzluktan ölürdü, soğuktan ölürdü, şavata'dan ankara'ya ses gitmediğinden ölürdü, büyüse de yaşamak denmezdi yaşadığına ya işte büyüyemezdi de bazıları. yeni doğmuş bebek açlığa dayansın diye soğuğa dayansın diye kendi önlemini alırdı bu insanlarda. kimi meme vermez doğar doğmaz, kimi soğuk suya tutardı.
şair ahmed arif yazmış işte şiirini, doğacak bir bebenin telaşını korkularını ve doğmadan künyesine kazınanları. cem karaca da çok güzel seslendirmiş.
önce şarkı sonra şiir o zaman,
Ahmed Arif-Adiloş Bebe
Açar,
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan,
Savrulur Karacadağ,
Savrulur zozan...
Bak, bıyığım buz tuttu,
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı,
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı...
Hamravat suyu dondu,
Diclede dört parmak buz,
Biz kuyudan işliyoruz kaba - kacağa,
Çayı kardan demliyoruz.
Anam sır gibi saklar siyatiğini,
"Yel" der, "Baharın geçer".
Bacım, ikicanlı, ağır,
Güzel kızdır, bilirsin.
ilki bu, bir yandan saklı utanır
Ve bir yandan korkar
Ölürüm deyi.
Bir can daha çoğalacağız bu kış.
Bebeğim, neremde saklayım seni?
Hoş gelir,
Safa gelir,
Ahmed ARiF'in yeğeni...
Doğdun,
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü...