bu kadını görünce aklıma hep kolpacı bir arkadaş geliyor.
1998-1999 o yıllar, internet yok tabi, bi sik yok ortalıkta, daha video kasetlere ulaşmanın devlet sırrına ulaşmak kadar zor olduğu, porno dergilerin büyük itibar gördüğü yıllar.
bizim bir arkadaş var,yaşı biraz büyük bizden, tam bir palavracıydı, tabi palavra olduğunu sonradan anladık o zamanlar inanıyorduk.
bir gün onun pornosu var bunun pornosu var diye muhabbet ederken;
"adile naşit in de pornosu var ben gördüm" dedi.
biz şaşırdık tabi, " hadi be nasıldı" diye sorduk.
"adam buna bi çakıyor, çaktıkça bu tavuk gibi bak bak bak yapıp gözlerini açıyor" demişti.
valla gerçekten böyle bir şey var mı bilmem ama yoksa baya komik bir palavra. her aklıma geldiğinde gülerim bu hayal gücünü siktiğim palavracısına.
öldüğü günü dün gibi hatırlıyorum. çocuktum, miniktim, ama adile ablaydı o, akşamları onun masallarını izler öyle uyurduk. şimdiki kuşaklar bilmez. 30 sene geçmiş. bir kez daha yaşlandığımızı anladık, çok şükür... mekanı cennet olsun.
o bazen anne, bazen öğretmen, bazen sevgili, bazen hala, ama bir çoğumuzun hafize anası oldu. rolünün hakkını o zamanın koşullarına göre vermiş, bir çok kişinin kalbinde bir yer etmiş bir sanatçıydı.
çocukların, uykudan önce masallarını paylaştığı masalcı teyzesiydi. bugün hala daha filmleri televizyonda denk geldiğinde, tatlı bir tebessümle kendini izletmeyi başarıyor.
aramızdan ayrılalı 30 yıl olmuş, nurlar içinde uyusun...
Dişi kemal sunal. Bir mimik ile insanı kahkahaya ya da gözyaşlarına boğduran usta tiyatrocu. Aile şerefinde torunu olacağını duyduğu an gülme ve ağlama krizine aynı zamanda girdiği sahneyi her izlediğimde ben de hem güler hem ağlarım aynı anda. Mezarını yılanların bastığı iddia edilmiştir bu güzeller güzeli insanın. Allah bildiği gibi yapsın ne diyeyim. Neyse; allah nur içinde yatırsın Adile teyzeyi. Onun gibisi gelmez...