adem: bi sorun mu var?
havva: yok bişey!
a: peki.
h: hayır yani elmayı yemek zorunda mıydın? ortama bak ya! neydik ne olduk!
a: e ama sen ye dedin?
h: ben git kendini köprüden at desem atıcak mısın?
a: hangi köprüden?
h: ...
a: hem köprü ne demek ki?
h: tamam yok bişey.
a: elma da ekşiymiş ama he. mis.
-(Havva): öf dedi. dünya da günden güne daraliyor. ilkin bir genisti ki, korktum, kostum ileri, uzakta sagli sollu duvarlari görür görmez dünyalar benim oldu. ama bu uzun duvarlar da bir çabuk birbirlerine dogru ilerliyor ki, en son odadayim iste; orada, kösede de kapan duruyor, gide gide kisilacagim kapana.
-(Adem) : sen de öyleyse yönünü degistir, dedi ve havva'yı yedi.
adem: adem ile havva'ya değil de birer maymun türevi olduğuna inanan tipleri düşünebiliyor musun?
havva: evet. 19. yy masalları... la fontaine masallarından daha çok ilgi çekiyor günümüzde...
adem: pardon, isim neydi sizin?
havva: havva.
adem: benim de adem.
havva: ne tesadüf!
A : beni seviyor musun?
H : seviyorum.
A : hiç belli etmiyorsun ama...
H : yahu her an belli etmeme ne gerek var.
A : başka biri var değil mi?
H : ne diyorsun sen ya ? yok kimse.
A : yemin et... yemin et.
H : adem bak sinirleniyorum ama ha.
A : yemin edemiyorsun işte...kim bu havva? daha mı uzun boylu? adamın süper marketi mi var?
H : adem bi sussana allah aşkına ya.
( not :leyla ile mecnun dizisinden esinlenmiştir.)