genelde müzik kültürü olarak nerdeyse sıfır olan insanlardır. hazırcılık en büyük özellikleridir. herhangi bir araştırma ya da benzeri bir şey yaptıklarını göremezsiniz bu tip insanların. faith no more geldiğinde ne kadar az kişi vardı, ancak zaz denen bağyanın ve grubunun ilk günden biletleri bitmişti.
not: zaz ve adele hakkında kötü ya da iyi bir eleştiri değildir bu, kendilerini dinlemiş bile değilim. sadece dinleyen kitle ile alakalı durum.
düzeltme: bir insan serdar ortaç, demet akalın dinleyip, zaz ve adele dinliyorsa; o insan hakkında boş yorumunu yapmak için zaz ve adele dinlemeye gerek yoktur.
dinlemek olarak düşünüldüğünde; özenti, zaz dinlemekle kendini bir hayli fransız havasında görüp aslında bir şey anlamayan insanlar kastediliyorsa saçma bir kitledir. ancak hitap etme olarak sanatçılara bakıldığında her ikisi de dinlenilicek, iyi sanatçılardır. hor görmemek lazım.
benim ne dinleyeceğim ve kendisinin dinlemediği müzik gruplarını "dinleme" deyip, zevklerimin konseptini belirleme çelişkisidir. bir soru: sana ne benim ne dinleyeceğimden be yazar?
"bugün ne yapsam troll olurum? geçen askerler hakkında atıp tuttum olmaz. van'daki vatandaşlar için atıp tuttum olmaz. n.ç. tecavüzü için kendi istemiştir dedim o da olmaz. heh buldum" diyen yazar pisliği.
içinde bulunmaktan gurur duyduğum kitledir. hiç mi dinlemediniz lan cahil piçler? ses sanatının gerçek öncüleri onlar. sırf dinleyerek bile daha kültür sahibi bir insan olabilirsiniz. şarkı sözlerinin çocuk tekerlemelerinden oluştuğu bir ülkede yaşayan insanlar olarak bence müzik konusunda tek kelime etmeye bile hakkımız yok.
iki ayrı kitledir. adele genel olarak jazz ağırlıklı söyler; zaz ise chanson/pop. haaa, kişi bu ikisini de dinleyebilir ama hedef, yani hitap edilen kitleler böyledir.
müziğin lisanı yoktur. ister fransızca, ister ingilizce ,ister sırpça ,ister kürtçe hangi dili dinlersen dinle melodi ruhuna işliyorsa sorun yok. yani öyle 'zaz ve adeleyi anlamıyonuz ne dinliyonuz lan özentiler' tripleri ayıp oluyor beyler. müzik zevk işidir.