pek aşık göremeyeceğiniz genelde asker ve klasik yolcular görebileceğiniz otogardır.
-yeterli bankları ve eski görünümü ile yılda asgari olarak yedi kere çeşitli sebepler nedeni ile ziyaret ettiğim otogardır. satıcılar yolculardan bol olur bazen... gaziantep otobüsleri sonlarda olmak üzere en başta ankara, istanbul ve malatya seferleri yer alır. ortalara doğru ise hatay, antalya vardır. gecesi de gündüzü kadar hareketlidir. en bilindik otobüs firmaları zafer, beydağı, has, seç' tir.
Fiziksel şartlar açısından Adana' ya yakışmayan, yetersiz kalan otogardır. Ayrıca otogardaki satıcılara dikkat etmelisiniz. Yabancı olduğunuzu hissettikleri anda tepenize çökerler. Adam size çayı vermeye çalışır. Çay zaten ılıktır, sıcak değildir. Almak istemediğinizi söylersiniz. Yılmaz, ısrar etmeye devam eder. Hala almak istemediğinizi söylüyorsanız da; "bu benden olsun abi" der. "Lan hadi kırmayayım herifi, altı üstü bir çay. Zaten elinde de kalmış." dersiniz siz de ve alır içersiniz. işte o an hayatınızın en büyük hatalarından birisini yapmışsınızdır. Herif kene gibi yapışır,çayın parasını ister. "Sen böyle böyle demiştin." de deseniz artık her şey için çok geçtir. Affedersiniz ama seve seve verirsiniz o parayı. Çay da en az 2-3 liradır. Neyse sonra az volta atayım otogarda dersiniz, kokucu/esansçı yaklaşır hemen. Sıradan esansçı nur yüzlü amcalarla alakası olmayan bir esansçıdır bu. Yine almak istemezsiniz. Ama adam yılmaz ki, işi bu onun; sahtekarlık. "Abi bak şu güzel, şu güzel. Al, birisine hediye edersin." vs vs der yine sizi ikna edemezse birisini size verir ve "bu benden olsun" der. Yok dersiniz ama o cümleyi kurduğu ana arttık zaten ürünü size kakalamış bulunmaktadır. Neyse işte artık ürün elinize geçmiştir, vadedilen şeyden çok daha kalitesizdir genelde. Sonrasında ürünü alınca "bir siftah atsan yeter abi" der. içinizden saydığınız küfürleri duyar gibiyim. Evet artık ona 50 kuruş ya da 1 lira gibi bir para verip defolup gitmesini istersiniz ama verdiğiniz parayı da beğenmez. 3-4 lira gibi bir para talebinde bulunur. Ürünü almamakla tehdit ederseniz belki daha az bir meblağ ile kurtulabilirsiniz.
Uzun lafın kısası dostlar, bir Adanalı olarak söyleyebilirim ki; Adana otogarına yolunuz düştüyse o satıcılardan iğne dahi almayın. Hatta gözlerine bile bakmayın. Zira bakarsanız kandırılırsınız.
yazın vardığınızda, eğer sabah ise, size "welcome to hell" i hissettirebilecek otogardır. yüzde doksanlara çıkan nem, 40 derece sıcaklık, her an tehlikeli bir hareket beklenen esmer tenli fakir görünümlü tipler. bunalırsınız, sıkılırsınız.
bu otogarın en güzel olduğu an, akşam üzeri adana ya veda ettiğiniz andır emin olun.
o otogardan kurtulmak değil de.
sanki sizi uğurlarken bir başkadır adana otogarı. yine de dikkatli olun. bir kere zorla bi adam ağzıma limonata dayadı da parasını da aldı.
afedersiniz limonata da ya**am gibiydi. sıcak, bulaşık sulu mu belli değil.
dünyanın en igrenç otogarıdır.bu kadar bakımsız bir büyükşehir otogarı görmedim, sanırsınız felluceye geldınız .girdiginiz anda onlarca simsar etrafınızı sarar ''abi nereye , abi nereye'' sorularıyla kafanız sikilir, sakın ola hiçbirine cevap verme gibi bir hatada bulunmayın.bunlara vereceginiz cevap ''yok baba sagolasın''la sınırlı kalmalıdır.bi de aman ha adanaya gelmişiz(bunu havaalanından otogara giden yolcular için söylüyorum.)adana kebap yemeden gitmeyelim demeyin, dediginiz an yaglı eşşek etinin midenize girdigi andır.
adana'nın kuzeyinde bulunan ve bir büyükşehre yakışmayan döküntü. dışarıdan gelen bir insan için ilk intiba çok önemlidir ve bunu ilk yaşadığı yer de otogar, istasyon, havalimanı gibi merkezlerdir. ancak hala bunun önemini kavrayamayan insanlar yüzünden adana otogarı kahverengi beton yığını peronlardan ibarettir. hele ki daha otobüsten inerken ağzınıza simit dayayan ve ne olduğunu anlayamadan zorla simit sattıran çocuklarıyla tam bir kaos ortamıdır. zaten güvenlik zafiyetinden söz etmeye gerek bile yoktur.