yakınlarından başka kimsenin üzülmediği annedir. filistin, gazze, müslümanlar diye ağlaşan sözümona insanların dikkatini bile çekmeyecek annedir. dikkat çekerse de intihar ettiği için suçlanacak annedir.
bugün haberini okuduğumda içimden bir şeyler koparan anne.
o haberden sonra okuduğum haberde ise, çamlıca da yapılacak villaların metrekaresinin 6.000 tl den satışa çıkacağı yazıyordu. ben böyle düzenin amk. başka diyecek kelam yok sanırım.
" fırat kenraında bir koyunu kurt kapsa hesabı ömer'den sorulur. hz. ömer "
eğer bu ülkede bir anne açlıktan, yoksulluktan intihar etti ise hesabı tayyipten sorulur. nasıl ecevit krizi zamanında her gün binlerce beddua edildi ise, aynı beddualar kötü her idareciye edilir. tayyip bundan ber'i değildir. zerrelerin hesabının sorulacağı günü hatırlatıyoruz tayyip erdoğan beye.
kurban paralarını iç eden ve sahte faturalar ile "toplanan para şu kadar, kesilen kurban bu kadar" diye sahte belgeler hazırlayan çeşitli hayır kurumları(dernekler-vakıflar) karşısında üç maymunu oynayan bizler değil miyiz?
deniz feneri ve faizsiz kazanç diye toplanan paralar ne oldu?
ya bosna savaşı yardımları ve mercümek davası?
kusulası toplumuzda sıradan olay bu ölümler.
tıpkı, öldükleri gün sigorta yapılan işçi,ler,
ya da, kadıköy de sele kapılarak ölen tenizlik işçisinin öldüğü gün işten çıkmış gösterilmesi gibi.
valiye veya bir cemaate gidip boyun bükmeyen sadaka istemeyecek kadar onurlu bir annedir.
şimdi siz bu ülkeyi yönetenler allah-muhammed-kuran diyerek oy toplayanlar, bu annenin cesedi sizin eseriniz gurur duyabilirsiniz...
ve akp yaltakçıları sizlerde hala ülkemiz şöyle büyüdü böyle zenginleşti diye akıtın salyalarınızı sözlüklere bu ölümde sizin de payınız var siz de övünebilirsiniz...
"komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir, yeaa biz böyle adaletli, böyle dayanışmacı bir dindeniz "diye salyaları akarak böğürenler kıçlarına kına yakabilirler.
siz hala allah kitap edebiyatı yapıp oy toplayın, devir bizim devrimiz ne götürsek azdır diye cemaatlerde yuvalanın, ve insanlar açlıktan ölsünler, intihar etsinler. ne güzel şey lan sizin bu müslümanlığınız, ne güzelmiş dindar cumhurbaşkanı başbakan varmış karıları türbanlıymış ne ala memleket oldu değil mi sizin müslümanlığınızla türkiye...
(bkz: rte)
(bkz: akp)
10 yıllık iktidarını, topla tüfekle geleni düzeltmeye adıyan, gemiciğini yüzdüren, deniz feneriyle yolunu bulan iktidarın umrunda olmayan husus...
ey türkiye aclıktan ölde bizde kurtulalım, sizde...
ileri demokrasi...
insanı darma duman eden acı haberdir. masum değiliz, hepimiz suçluyuz. işe, eve, televizyona, diziye, alışverişe, pc başına gömülüp etrafa bakmayan at gözlüklü insanlara dönüştük. "ulaşamasam da aracı yardım kurumlarına bağış yapayım " diyorsun allah onların da cezasını versin, paraları zimmetlerine geçirip olmadık yerlere gidiyor yardımlar. kendi elimle daha çok aynî yardım yapmayı yeğliyorum bu yüzden. nasıl komşuluktur bu, nasıl farkedilmez? sen de mi muhtar? o yavrular ne yapacak annesiz? komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir. hz.muhammed (sav) peki biz kimiz?
bu haberi ilk duyduğumda yaşadığım şoku anlatmak mümkün değil.
o güzel annenin çaresizliğine mi yanayım, öksüz kalan suçsuz çocuklara mı bilemiyorum.
utandım. hepimiz gibi. bizler, yediğimiz yemeğe burun kıvırırken, adana'da bir kadın evinde üç gündür yemek pişiremiyor. çocuğunu saç kurutma makinesiyle ısıtmaya çalışıyor ve sonrasında intihar ediyor. düşüncesi bile acı verici.
intiharın affı olmaz derler, ama sen inşallah affedilirsin. mekanın cennet olsun.
insanın içine bir kor düşüren haber. ne desek az. onun gözünden bakmaya çalışıyorum, dayanamıyorum. kim bilir neler hissetti bu noktaya gelene kadar. peki şimdi bu çocuklara ne olacak?
böyle bir haber türkiye'de yaşanıyorsa komşudan başlar sorumluluk cumhurbaşkanına kadar gider, ayıp yahu ayıp, hıçkıra hıçkıra ağlamak üzereyim zor tutuyorum kendimi. *