her gün seni düşünüpte içmiyorsam kahrolayım,
gözyaşımla dolup dolup taşmıyorsam kahrolayım,
değişmem dünyaya seni, hem ezeli hem ebedi,
hala seni ilk gün gibi sevmiyorsam kahrolayım.
bu hayatın yokuşunu tırnaklarımda kazıdım.
geçen yıllar yordu beni dönüp de hiç bakmadım.
dostlarımı sevdiğimi hayatımda satmadım.
yoruldum yoruldum yoruldum artık.
çok karınca gördüm ama üzerine hiç basmadım.
namusumu şerefimi beş paraya hiç satmadım.
allahımdan başkasına allah diye tapmadım.
yoruldum yoruldum yoruldum artık.
yoruldum yalanlardan yoruldum sevdalardan iki yüzlü insanlardan yoruldum.
çok insan gördüm üstünde elbisesi yok, çok elbise gördüm içinde insan yok.
insanların dost veya düşman olduklarını nerden bilesin ha.
alınlarında kahpe mi yazılı ki kahpe olduklarını bilesin ha. (buradaki ha kelimesinin söylenişini başka yerde bulamazsınız)
dün gece seni sevdiğimi söyleyecektim
sana ihtiyacım var diyecektim
nedense sustum
çünkü sen bundan korkacak kadar özgür
ve korkup benden kaçacak kadar bencilsin
dün gece hafifçe mırıldandın rüyanda
sonra dönüp gülümsedin uykunda
üstüme alındım
çünkü ben bundan korkacak kadar tutkun
ve korkup senden kaçacak kadar yorgunum
bir bencille bir yorgun
ne yapar şu hayatta
belli etmeyiz ama
iki korkağız biz aslında
belli etmeyiz ama
iki aşığız biz aslında
uzun uzun seyrettim seni uykunda
saçlarını okşadım sen gözlerini açtın
ben kapattım bütün gece
seni sevdiğimi düşündüm söyleyemedim sustum
nedense sustum
nedense sustum
nedense sustum
let me go
let me go
let me seek the answer that i need to know
let me find a way
let me walk away
through the Undertow
please let me go
let me fly
let me fly
let me rise against that blood red velvet sky
let me chase it all
break my wings and fall
probably survive
so let me fly
let me fly
let me run
let me run
let me ride the crest of chance into the sun
you were always there
but you may lose me here
now love me if you dare
and let me run
i'm alive and i am true to my heart now - i am i,
but why must truth alwas make me die
let me break
let me bleed
let me tear myself apart i need to breathe
let me lose my way
let me walk astray
maybe to proceed
just let me bleed
let me drain
let me die
let me break the things i love i need to cry
let me burn it all
let me take my fall
through the cleansing fire
now let me die
let me die
let me out
let me fade into that pitch black velvet night
gece gece dinlerken içine işleyip gebermekten beter eden şarkı sözleridir.
Hazin bir siyaha boyandı bulutlar
ikimize ağlar bu nazlı yağmurlar
Umudum azaldı, geçiyor zamanlar
Ayrılık efendi, kulu biz aşıklar
Ellerin avcumda soldu
Yaralı bir ürkek kuştu
Biten bir aşktan çırpınıp uçtu
Yolun açık olsun demek isterdim
Boğazım düğümlü, sözlerim kayıp
Bir daha ömrümce kimseyi sevmem
Çünkü bu bedende yüreğim kayıp
Beyaz cennetlerden inecek melekler
Seni korur onlar; dualar, dilekler
Bense bu sevdanın uzak gurbetinde
Savrulurum her gün senin hasretinle
Yarım kalan bir hikayeyiz artık seninle
Ayrı yollara yürüyoruz
Hayat bu...
Serseri bir rüzgar gibi estin sen şimdi uzaklara
Ben göğsümde solgun bir gülle yaşarım yıllarca
Yaşamaksa bu!
Ayrı akşamlara yatıp
Ayrı sabahlara uyanırız bundan sonra
Hataları aşk sanıp
Başka tenlerde avunuruz boşuna
Ve gizli gizli yaralanırız
Şunu bil ki daima
Ben, en güzel yeri hatırana saklarım
Talan olmuş gönül bahçemde
Saçlarımda tel tel hüzünlerle
Gözlerimde azalan güneşlerle
Ben hep seni beklerim bu şehirde
Bir gün dönersin diye