Ben sizin hayatınızdaki o muhteşem kız olamadım hiç.
Sizde benim süpermenim olamadınız.
Öyle ortalama yaşamaya başladık.
Ama artık kaldırmıyor midem korkak adamları..
Yaşı geçmiş ama yerleşememiş ruhları,
Veya içi geçmiş genç bedenleri.
Hep korktunuz,
istediğinizi alana kadar süklüm püklüm sürüklenirken,
Sınıra gelip alamadığınızda bucak bucak aranıp çıkış kapılarını
Kaçtınız.
Siz düğümü çözmeyi denemediniz
Kestiniz.
Ben de sizin izlerinizden beslendim..
Beslendim..
Ölmedikçe güçlendim dedikleri gibi.
Hissizleştim..
Hissettim
Kaybettim
Ama sizin kadar değil.
Denedim, yanıldım ben sizde.
Cılız ve güçsüz sevebilme yetileriniz ,
Körelmiş hislerinizle karşımdaydınız.
Nereye kadar?
Puf! Yok oldunuz!
Konuşmanız gereken yerde sustunuz.
Haddinizi bilmeniz gerekirken, konuştunuz.
Korktunuz siz.
Kendinizi bilmezken bana geldiniz
Siz en baştan kaybettiniz.
Ve kendinizi bulmadıkça kaybedeceksiniz.
Sönmüş saçlarında son damla ışık,
Bir düşün içinde gibi her akşam
Ve yüzleri duman kadar dağınık
Geçer bu sokaktan binlerce adam.
Umut gözlerinde ölü bir bakış,
Çığlık bir bükülüş dudaklarında;
Bulamadıkları nedir ki, yaz kış
Dolaşırlar şehrin sokaklarında?
Sanki yalvaran bir duadır onlar,
Belki tanrılara açık vesvese,
Bir nehir. Bu nehir her akşam akar
Derinden ruhları çağıran sese.