adaletle alakası olmayan gerekliliktir. en azından modern hukuk anlayışıyla alakası yoktur.
günümüzde adalet denilince işlenilen suçun aynıyla cezalandırılmak, başka deyişle göze göz, dişe diş prensibi değil; mümkünse suçlunun suç teşkil eden eylemi dolayısıyla cezalandırılması, böylelikle caydırıcılığın artırılması, suçlunun rehabilite edilmesi, topluma yeniden kazandırılması, bu süreç boyunca da suç işlemeye meyyal olan bu kişinin toplumu tehdit edememesi amaçlanır.
mesele kimin hayatı daha değerli meselesi değil. ahmet mehmeti öldürdüğü anda yanlış bir eylem yapmıştır ve onarılamayacak bir hasara sebep olmuştur. siz kamu eliyle o insanı ölümle cezalandırdığınızda sadece aynı suçu, ahlak dışı eylemi tekrarlamakla kalmıyorsunuz; aynı zamanda iki bireyi birden kaybetmiş oluyorsunuz. bunun da ötesinde öldürme eylemine kanuni bir meşruiyet vererek bir bakıma toplum nezdinde onu kabul edilebilir hale getiriyorsunuz.
günümüz mantığı, "biz kimiz ki suç işlemiş bir bireyin öldürülmesine karar verelim?" sorusundaki mantığa çok daha yakındır. hukukun tarihsel gelişimi açısından da doğal olan budur zaten.
O öldürdüğü hayattan daha değerli bir hayatı olduğu kanıtlanamayacağına göre olması gereken eylemdir. Bunun şeriatla şunla bunla alakası yok adalet bu cezanın ta kendisidir.