adam olmak; iyidir. adam edilmek; kötüdür. insan, kendisi çalışarak adam olur. insanın, başkasının yönlendirmesi ve müdahelesiyle bir noktaya gelmesi ise; adam edilmektir.
ne yazık ki biz, adam edilmiş bir toplumuz. sanki 70 milyon kapının önünden ayrılamayan, izinsiz başka yere gidemeyen çocukların büyümüş haliyiz. kapımızın önünden ayrılamıyorken, bir şehri tanımanın, o şehirin sokaklarında dolaşırken kaybolmaktan geçtiğinin, farkında değiliz.
ülkemizin kuruluş amacı; "muassır(çağdaş) medeniyetler seviyesine ulaşabilmek ve onları geçmek" hedefi bizim umrumuzda bile değil, izlenimi veriyoruz. bu hedefe ulaşınca, adam olacağız sanıyoruz. ama bu hedefe ulaşmak için, önce adam olmamız gerektiğini bilmiyoruz. çünkü; adam edilmiş bir toplumuz.
birileri darbelerle masaya yumruklarını vurarak... dışarıdan müdahele ederek.. ya da dışarıdakilerin, içerideki uzantıları kullanılarak... bir şekilde adam edilmişiz. bir şekilde birileri, iplerimizi elinde tutuyor. sanki birileri, hepimizin boyunlarına geçirmiş tasmayı. tasmanın zinciri ne kadar uzunsa, ancak o kadar hareket edebiliyoruz. toplum olarak, ancak o kadar ilerleyebiliyoruz. yani tasmanın sahibinin, istediği kadar.
pasta gibi... krema gibi... kıvama getirilmişiz. çok söz dinliyoruz. sesimizi yükseltmiyoruz. düzene karşı çıkmıyoruz. hadi bunu da söyleyeyim: "bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık" almış başını gidiyor. ama o yılanın, dokunacak kimse kalmadığında... dokunulma sırasının bize geleceğini kavrıyamıyoruz.
adam olmak istiyorsak... önce ayağa kalkmalıyız. icabında hiç ayrılmadığımız kapımızın önünden uzaklaşıp, hiç bilmediğimiz daha önce hiç gitmediğimiz sokaklara varmalıyız. "hayır" demesini bilmeliyiz. kim olursa olsun! milletvekili, öğretmen, devlet, polis... yanlış yapıyorsa eğer... yapılanlar bizim doğrularımıza uymuyorsa. ters düşüyorsa bize... ayağa kalkıp, icabında masaya yumruğumuzu vurarak, bağırarak: "bu iş böyle olmaz arkadaş! bu böyle gitmez! sen yanlış biliyorsun! doğrusu bu!" demeyi bilmeliyiz.
işte o zaman, adam oluruz. işte o zaman, adam edilmişlikten kurtuluruz.
bir daha da kimse bizi adam etmeye, bizi istedikleri yola sokmaya, istedikleri kıvama getirmeye cesaret edemez. yeltenemez!