evet dostlar ne için hayır yani ne oldu da yüce yargının ve bağımsız mahkemelerin aldığı kararlara inanmıyor ve güvenmiyorsunuz?
halbuki adalet bir ülkenin olmazsa olmazıdır ve de adaletin kestiği parmak acımaz,acımamalı.sizler ise her haltı herkesten iyi biliyormuş gibi verilen her türlü karara karşı geliyor ve tipik bir muhalefet zihniyeti oluşturuyorsunuz.
adalete hangi sebepten güveniniz kalmadı onu bir izah ediverin. şort giyip insanların arzularını kışkırtan bir kıza belki tekme atılmaması gerek ama yine de bu kıza güzel bir dille yaptığının yanlış olduğunu açıklamak gerek. adamın yaptığı da kızın yaptığı da yanlış ve yüce yargı bu iki durumu da göz önünde bulundurarak orta yollu bir karar ve adama da uygun bir ceza şeklinde gerekeni yapmıştır. saygılar.
ek olarak : insanların adalete karşı sarsılmış olan güvenlerini geri kazandırmak adına vermiş olduğum nafile bir çabadır bu başlık.
belki boşuna bir uğraş ama bunu yapmayı kendimde borç biliyorum.
ben sonuna kadar güveniyorum. çok şükür ki adalet mercilerimiz; kadınların ve eşcinsellerin meşrulaştırmaya çalıştığı ahlaksızlıkları, sapıklıkları ve din düşmanlığını korumuyor. adalet sistemimiz yüce islam dininin kurallarına ve erkek egemen prensiplere göre işlediği için mükemmeldir.
yarın senin gibileri sakat bıraktığımızda yada öldürdüğümüzde, "istemeyerek oldu" diyerek serbest kalabileceğimiz için. o zaman sen haykırdığında adalet diye, karşında sana düşman bir hakim olursa anlarsın neden güvenilmeyeceğini.
hakimlerin, savcıların cumhurbaşkanlığı sarayında, cumhurbaşkanı'nın önünde saygı duruşunda durduğu için. (bu kısmın ne anlama geldiğini anlayamazsın)
cumhurbaşkanın bile güvenmiyor adalete: "AYM’nin kararını kabul etmiyorum, saygı duymuyorum."
cumhurbaşkanı'nın emrinde olan adalete, neden güvenmiyorsunuz diye soruyor. güçler ayrılığı yokta ondan. orman kurallarını adalet mi zannediyorsun sen?
eskiden adaletin kestiği parmak acımazdı şimdi adalet parmak kesmiyor yada hiç sebepsiz kesiyor.
adalet paraya mülke çıkara göre değil suça ve suçsuzluğa göre işlerse adalet olur.
e hani ?
ergenekon olayları olduğunda, koç holdinge ait deniz müzesindeki senaryoları duyduklarında paranoyak oldular. gölcük donamasındaki olan olaylar.
koç holding namına çalışan istihbarat elemanları var ve bu istihbarat elemanları devletten maaş alan kişiler. koç holdingle fettullah gülen aynı kafa.
7 yıl bu istihbarat elemanlarıyla mücadele ettim. telefonlarım dinlendi internet erişimim gözetim altında tutuldu. sistematik tacize maruz kaldım. öyle böyle değil puşt herifler.
savcılıga suç duyurusunda bulunsan örtbas edecekler. neden güveneyimki. savcı takipsizlik kararı verecek.
1960 yıllarda bir savcı vardı koç holdingin işlerini hallediyordu. savcılarada mobbing uyguluyorlar. savcı stresten erken yaşta öldü.
koç holding şirketlerinde, çalışanlarına mobbing uyguluyor. bu istihbarat elemanları diğer holdinglerin işlerinede müdehale ediyor. korkutarak yada psikolojik yönlendirmelerle ford marka araba satışı gerçekleştiriyorlar. 2 araba üreticisi türkiyeden çekilirken bunlar istihbarat elemanlarının sayesinde gücüne güç katıyor. siz sigorta priminizi ödeyemezken onlar aldıkları maaş kadar sigorta primleri yatıyor.
satın alınabilen adalet sisteminin önemli elemanları yüzünden.
ülkede bir süredir insan aklının alamayacağı düzeyde hukuksuzluk yaşanıyor büyük devlet adamları tarafından yanlışlar yapılıyor.
kaç adaleti sağlamakla görevli hakim/savcı işlem yaptı?
bu sorunun cevabı bu başlığa en doğru cevaptır.
Bir gecede 3000 hakim ve savcı işten el çektirildiğinde adalet bakanlığının yetki ve görev alanına giren konularda nasıl adil olunduğunu düşünebilirsiniz.
Bunu okurken Fetö ile ilgili olarak söylemiyorum. Sizin adalet dağıtması gereken savcı ve hakimleriniz 1960 sonundan itibaren aktif şekilde faaliyet gösteren bir örgüt tarafından ele geçirilmiş.
2013 olaylarından 2016 ya kadar verilen tüm mahkeme kararlarında şaibe olduğunu düşünen bir vatandaş neden adalete güvensin ki.
2013 diyorum zira bu tarih hükümetin cemaati terör örgütü olarak kabul ettiği resmi tarih. Oysa daha 1996 da yaptığı devleti ele geçirelim konuşması için sözde sağlık nedenleri için Amerika'ya kaçan orada gizli servis tarafından korunan bir örgüt lideri için devletin anayasal düzenini silah zoruyla yıkmak ve yerine dini temelleri olan devlet kurmaktan açılmış dava var devlet güvenlik mahkemesinde. Sanki bunlar olmamış gibi 15 temmuzda herkes bir anda fetö demeye başladı.
hangi sebepten yani bir türlü anlam veremiyorum adalet dediğin topaldır, ağır ağır yürür fakat gideceği yere er ya da geç varır. bunu bilmenize rağmen nasıl olur da adaleti beğenmezsiniz ve onu yargılama haddini kendinizde bulursunuz?
sormak istediğim asıl soru da budur işte.
'adalete güvenim kalmadı yha türkiyede adalet mi kaldı' edebiyatı yapan muhaliflere karşı yöneltilmiş bir sorudur.