insanlar tarafından toplumsal hayatla birlikte üretildiğine inandığım olmayan hadise.
Yok işte adalet diye bi şey yok kardeşim..
Adaleti belirleyen koşullar nedir ki? Milyonarca koşuldan hangisini seçip adaletli yada adaletsiz denilebilinir?
adalet duygusu merhametten de önde ve ileridir. hak edene hak ettiği verilir. çöllere yağmurları, çürümüşlüğe güneşleri getirendir.
merhametiniz bazı vakitler sevdiğinizi, ilginizi, zamanınızı, emeğinizi kayıracağından ve sizden çok onlara sadık kalacağından, haksızlık olarak nitelendirilebilecek amma ve lakin daha çok sevilen, ezilen için elzem gibi duran o gayeleri, hibe edebilir.
daha aç varken, sevdiğinizi tok olduğu halde doyurabilir.
ya adalet?
bir öpücük için sevgi yahut merhamet ölümü göze alabilecekken, adalet için busenin kıvamında bir eylemdir sadece. yahut bir amaç.
en çok, en mühim olanda zorluk çıkartır içtihatlarımızdaki adalet duygusu bize.
sevilenlerin adalet kefesine koyulması güç iştir. kavgalarda incinir diye düşünür yürek, yahut yağmurlarda ıslanır, soğuklarda üşür
koruma içgüdüsü, sevginin imgeleşmiş etten kemikten ahvaline ve kulaklarımızla bütünleşen merhametin sesli harflerinden karalanmış betimlerine sarılır sımsıkı, olanca gücüyle.
bu hissiyatları söküp atmak, daha fazla eksilmemize vesile olacakmış gibi, çaresizliğe sürükler bizi. öfkeleniriz, yeriliriz kimi zaman.
ısırır emrivakiliği seven naçarlık sivri dişleriyle, kaşır. kanatır. adı çaresizlik olan. her şey. her hançer, saplanır bize.
adalet, tüm kaygı ve kayırmaları görmezden gelir. sizin zihninizde takılı duran ve zamanlarınızda asılan, sizden önce elzemliğiyle size yaranmış, yar olmuş sevgileri dahi, süzgeçten geçirip, elemesiyle bilinir.
çengilerin, boğumlarla boğulmuş, yutağında huzursuzlukların, emsallerin ve esrarengiz olayların dizildiği şarkılarında, çığlıklarında ve çığırtkanlıklarında bile saklı hüznü, ensesinden tutarak çıkartabilir.
yalnızlık daha çok katlanılır ve dürüst olur o vakit.
toplumsal barış açısından, ferdin hukuku toplum hukukuna feda edilmez.
tam tersine toplum hukuku, ferdi haklar üzerine oturtulmalıdır. işte adelet böyle bir şey.
+ devletten 6 sene 3 ay alacaklıyız.
- olur öyle
+ eee ben ne anladım bu yatıştan ? bu adalet dediğiniz, o kadar da adil bişey değil demek ?!
- malesef... pardon!
varsa şayet bu dünyada, bir an evvel karşılaşılmak istenendir. hataların bedelleri ödenmeli, peki ya ilahi adalalet? var mıdır, kazara da olsa karşıma çıkyor da ben mi illaki gözlerimi kapatıyorum.
teorikte sürekli adı geçen ama pratikte var olmayan şey. gerçi artık teorikte bile varlığına inanmak saçmalık geliyor. kurallar insanların kendi istekleri doğrultusunda çiziliyor çünkü.
bu dünyada varlığına kesinlikle hiçbir zaman rastlanamayacak. çünkü insanın egemen olduğu yerde adaletten söz etmek namümkündür.
bir yandanda beni tanrı'nın varlığına inandıran en büyük nedendir, adalet. dünyada var olmayan adaletin, bir yerlerde var olduğuna inanmak.. ama buna inanmak kolay olmasa gerek.
35 ülke arasında son 5 ülkeden biriyiz. Utanılası bir durum.
" Dünya Adalet Projesi, ‘2010 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ni açıkladı. Türkiye birçok alanda en dipte çıktı. Özellikle hükümetin yetkilerinin denetlenmesi, yasaların anlaşılabilirliği ve temel haklar alanlarının üçünde de, Türkiye 35 ülke arasında son 5 ülkeden biri oldu. "