bugün

"yalnızca onu ilan edenler için" demişti saian.

o kadar haklısın ki.
her zaman yerini bulmayan. bazen insan kendi adaletini kendi sağlamalı.
Adaletin tezahüründe hak, sahibine verilmişse adalet, verilmemişse yalnızca hukuki bir girişim gerçekleşmiş demektir. Adalet ile hukuk aynı ortamda olmakla birlikte bazen aynı kulvarda koşmazlar. Deliller yetersiz, arka plandaki gizli güçlerin cüzdanı şişkinse o zaman hukuk tabelasına bir point yazılırken adalet kısmı boş kalır. Akla ilk gelen hukuki boyutu bu şekilde iken insani açıdan adalet, vicdani ve sağ duyulu yaklaşımdır.
Herkesin ve her şeyin üzerindedir.
sarayın adıdır.
TDK da Anlamının anlamını ülkede taşımayan kelime.
''yalnızca onu ilan edenler için''
der saian.

''Yalnızca parası olana hitap eder'' diyorum ben.
arsız, hayasız ve zehirlenecek derecede güçlü olana her şey serbest.
adalet sağlayıcılar da atalete kapılmış.

görsel
adalet mi? kelimenin manasını unutup yeni manalar yüklemeye başlayalı çok olmuş olgu.
Türkiye de asla karşığı olmayan kavram. Kesinlikle yok.
duvarda yazılıp bakıldıkça gülünen bir terim.
hepimize lazım olan şey. bugün biraz olsun adalete olan inancım arttı.
Olmadigini biliyorduk ama aleni bir sekilde bugün ögrendik.

Tarih bunu yazar.
hakkında hz. ömer'in "adalet mülkün temelidir" dediği kavram. fakat günümüzde "adalet bana kadar var" diye uygulanmaktır. zira başkasına yapılan zulümler ucu kendisine dokunmadığı sürece bırakın karşı çıkılmayı, bazen adaletsizliğe tarafgirlik bile gösterilmektedir. sadece siyaset değil mevzu. adalet kavramı günlük hayatta da geçerlidir. örneğin iş arkadaşımıza, evladımıza, arkadaşlarımıza, akrabalarımıza davranırken adil mi davranıyoruz? yoksa araya menfaat girince hemen silip atıyor muyuz ya da birini seçip diğerini kenara mı bırakıyoruz?
ne zaman görsem bu kelimeyi bir gülme geliyor.

Var olduğuna inanılan ama asla olmayan, kapitalistler için en ince ayrıntısına kadar işlenen ama normal vatandaş için arta kalanlarla yetinilmesini gösteren durum. (bkz: adalet sarayı)

Eğer adaleti sağlamak isterseniz bunu anca kendiniz sağlayabilirsiniz. size adaletsizliğe uğramanıza sebebiyet veren kurumlar korksun adaleti sağlayamadığı için, siz değil.

Eğer ülkeye adalet getirilmesi isteniyorsa, bunun formülü çok basittir. (bkz: yalan dedektörü)
Adalet ancak çok sağlam bir ekonomi ile sağlanır. Açlık her kötülüğün başıdır.
Adalet Heykeli(Themis) doğruluğun ve gücün simgesi olarak kılıç tutmaktadır. Ayrıca diğer eliyle tuttuğu terazinin anlamı ise hukukta denge, eşitlik ve adil yargılanmayı simgelemektedir. Üçüncü sembol olarak ise heykelin gözlerinin bağlı olması, hukukun icra edilmesinde tarafsızlığı simgelemektedir.
Gecenler de bir dusunur demisti: silmek lazim boyle adaletin terazini diye. Silsek de silksek de ayar tutmaz maalesef.
istanbul için yeniden açılan kapının adı olan kavram.
Güzel bir bayan ismi.
Çok eski yıllarda ingiltere'de bir gelenek varmış. Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş. Bir asil öldüğünde iki kez, Kralın bir yakını öldüğünden üç kez ve Kral ölürse de dört kez.. Günün birinde mahkeme bir vatandaşı haksız yere mahkum etmiş ve o gün Kilisenin çanı beş kez çalmış.. Ahali papaza sormuş ey papaz efendi kraldan daha önemli kim var ki çan beş kez çalındı?
Papaz yanıt vermiş:
Kraldan daha önemli bir şey var Adalet öldü!
hukuk güvenliği adı altında gözardı edildiğinde faşist rejimin doğmasına neden olan metafizik. hiçbir siyasi yapı, kurum bir metafizik olmadan sürdürülebilir olmaz, adalet de o metafiziğin en temel bileşenidir.
Mülkün temelidir. Ülkemizde pek rastlanılır bir tabir değildir ne yazık ki.
Aklıma sadece derrida ve Walter Benjamin'i getirecek kadar dış dünyada karşılığını bulamadığım sözcük.
Bekleyenine binlerce kez şahit oldum fakat dağıtanların en son düşündükleri karşılarındaki insanın bir mağduriyeti olduğu.