basitçe halkı(reâyayı) memurun(vali, kadı vb.) zulmünden korumaktır.
yani adalet hükümdar eliyle zayıfları korumak için vardır. buna da en güzel örnekleri -pek akla gelmese de- iv. murad vermiştir. kendisi reâya şikayetlerini ciddiye alır ve vali, kadı demeden cellâda yollardı.
henüz dünya üzerine inmemiş, en azından başka gezegenlerde geçerli olduğunu umduğum kavram.
ne bir insanken karşılaştım adaletle, ne lambayken, ne de şimdi...
adil olmak zor, adaleti sağlamak daha zor.
4 duvar inşaat edip içine adaleti sağlamaya programlandığını varsaydığımız hukuk adamlarının bile adaletten ne denli uzak olduklarını görmek hayal kırıcı değil, aslında hayata hazırlayıcı.
haksızlığın önüne geçebilecek hiçbir kuvvetin olmaması ne üzücü ve insanların kendi adaletini sağlamak için en kötü şeyleri bile yapmayı göze almaları ne korkunç.
ama esas korkunç olan sevgili dostlar, adaleti kendinizden başka kimsenin sağlamayacak olmasının tamamiyle bir gerçekliğe tekabül ettiğidir.
sizden başka hiç kimse veremeyecek adaleti size.
en kötü şeyleri yapmadan kendi adaletinizi sağlayabilmeniz dileği ile...
hazreti ömer ve hazreti ali gibi liderler ister.
bu karakterde ve bu imanda olmayan insanların adaleti tesis etmesi beklenemez.
iki evladı arasında bile yeterli adaleti sağlayamayan babaları görünce gerçekten de çok zordur "adalet".
hak mıdır? haktır.
ayrıca; bir ülkenin evlatlarına sağlayacağı adaletin miktarı o ülkenin gelişiminin ölçüsü de olacaktır.
söz konusu ben olunca er geç bile yerini bulmayan, herkesin aradığı, kimsenin kimseye davranırken dikkat etmediği, uğruna insanların öldüğü, gelmeyecek bile olsa umutla beklenendir.
bugün annem yorgunluktan yemek yapmaya uğraşmıyım git de mantı al gel dedi. giderken evdeki çöpleri de elime tutuşturdu. sokak misafirlikten yeni çıkmış, misafirliğe giden bir sürü aileyle, en güzel kıyafetlerini giymiş şeker toplayan çocuklarla doluydu. beyaz saçlı, temiz yüzlü bir amcanın (orta yaşlı) çöpü karıştırdığını gördüm. önce gitmesini bekleyip çöpleri sonra mı atsam diye düşündüm. sonra belki bizim çöplerin içinden de işine yarar bir şey bulur diye düşündüm. yaklaşıp kuru bir 'kolay gelsin' diyerek çöpleri onun kurcaladığı tarafın karşısına koyuverdim. olum çok utandım lan. o insan ne yapıp da bayram günü evinde varsa çocuklarıyla oturmak yerine, pislik içinde, bizim çöp diye attığımız şeylerin içinden işine yarayacak bir şey aramayı hak etmiş olabilir?
tldr: bazı insanlar için, bazı konularda olmayandır.
yaşam haklarını elinden almamız gereken bir sürü insan var. böyle bir yetkimiz olsaydı dünyayı adalet dolu ve daha güzel bir yer haline getirirdik. bazı insanların ölümü diğerlerinin hayatını güzelleştirecek ve erdemle dolduracaksa bu cinayet değil adalettir. o yetkinin kimde olacağı önemli.
bazen o yaşam alma yetkisinin bende olduğunun hayallerini kuruyorum. dünya kesinlikle yaşanası bir yer olurdu.
Sembolü olan minyatür bir teraziyi bugün yöneticimin masasında gördüm, daha doğrusu yeni fark ettim.
Onu masaya koyarak kendince "ben adil bir yöneticiyim" diyor.
Nedense Hz. Ömerin adaleti aklıma geldi, dalmışım:
-hz. ömer'in masasındaki adalet terazisi nasıldı acaba? onunda masasında da terazi var mıydı?
+ne demek var mıydı? adalet mülkün temelidir sözü onun değil miydi canım, vardı elbet.
-Çok hassasmış ama öyle söylüyorlar.
+Doğru, insanlar tarafından daha hassası yapılmamıştır.
-...
Türkiye de tek varlık nedeni (artık) bir kadın ismidir. başka bi amacı yoktur. terazinin iki kefesinde de zenginin oturduğu eskilerden kalma bi kelime işte..
Hakkın yerini bulmasıdır.Adalet yoksa zulüm vardır.
Ve Adaletin yanında olması gereken yegane erdem merhamettir.
Merhametsiz adalet kalbi yorar,adaletsiz merhamet aklı.
Ve sonsuz merhamet ve adalet sahibi olan "O" böylece kalplerimize de aklımıza da yakındır.