Adı adalet ve kalkınma partisi olan kısa adı akp olan ama her ne hikmetse ne adaletten dem vuran ne de kalkınmadan bir parti olup adını devamlı olarak türkçe'ye aykırı şekilde türettikleri ak parti olarak lanse eden bir parti...
r.t.e: apo olum bi parti adı bulalım ama bizi temiz göstersin
apo: abi adalet ve kalkınma nasıl?
r.t.e: banane olum kalkınmadan adaletten sen temiz bi şey bul.
apo: abi ben de onu diyorum a ve k yani ak yani temiz.
r.t.e: aferin lan şimdi şurda bi ırgat var onun anasını da al git, yan gelip yatma hemen işlemlere başla. haa unutmadan kemal abi'ye şöle tapusuz geleceği parlak bi yer ayarlayıver garip sevinsin biraz..
%30'luk şişme bebek. şişirildiği vakit %70 yer kaplar. en müsait olduğu fantazi türban'dır, amerikan malıdır. ambalajında da "handle with care" yazar. (patlama tehilkesine karşın)
milletin dini duygularını sömürerek oy taplayan türbanı imam hatip liselerini ülke gündeminden düşürmeyen laiklikle ve kemalizmle kafayı bozmuş parti... yolsuzluklar la mücadele sözü veren ancak nice ali dibo olayıyla yaratılan sahte kadrolarla el altından pazarladıkları kamu kuruluşlarıyla sahtekarlıkları yalancılıkları ayyuka çıkmış Allahsızların Kitapsızların Partisi... parayla imanın kimde olduu belli olmaz diyenlere para akp de ama iman konusu muallak...
son fiyaskoları kıbrısta çözüm adı altında 1 liman ve havaalanını rumlara açmak oldu milletçe haysiyet şeref sıfırın altında biz uyanmadıkça kimbilir neler gelicek başımıza...
türkiye nin başındaki en büyük güvenlik sorunu. en son kıbrıs açılımlarında da gördüğümüz şekilde akp türkiye nin menfaatlerini değil kendisini besleyen ve iktidarda tutan düzeni korumanın peşinde. statükocu. kıbrıs konusunda bu güne kadar gelmiş geçmiş bütün hükümetler hangi çizgide olurlarsa olsunlar ortak bir tutum izlemişlerdi. akp ise devletin 30 yıllık politikasını kendi teslimiyetçi ve işbirlikçi mantığıyla değiştirmeye kalkmıştır. kimse kalkıpta ab ile karşılıklı menfaatler gözetilerek bu açılımların yapıldığını söylemesin. rumlara herhangi bir limanımızı veya havaalanımızı açtıktan sonra artık ''güney kıbrıs rum kesimini'' kıbrıs adasının tek ve mutlak hakimi olarak tanımamızın önüne geçilemez. bilindiği gibi bütün dünya ile birlikte avrupa, kuzey kıbrıs türk cumhuriyetini yok saymakta ve türk halkından cemaat diye söz etmektedir. hal böyle iken semt pazarcısı mantığıyla rumlar magosayla, ercan ı açsın bizde bir liman ve havalimanımızı açalım gibi bir mantık gütmenin hiç bir anlamı yoktur. adamlar zaten adanın bütününü kendilerinin sayıyor sen ne karşılıklı müzakeresinden bahsediyorsun. rumları tanıdığın anda kendini işgalci ilan etmişsin demektir. bu da kendi topuğuna sıkmak gibi birşeydir. kabul edilemez.
geçmişte kıbrıs konusunda türk devletinin politikası aşağıdaki 3 unsuru barındırmaktaydı;
-çözümün zemini ab değil birleşmiş milletlerdir.
-nihai çözüm iki toplumlu, iki siyasi otoriteli bir kıbrıs adasının vücuda getirilmesi,
-sorunun parça parça değil, bütünleşik bir yapıda çözüme kavuşturulması.
açıkça görülmektedir ki akp nin ve onun liderinin uyguladığı siyasa türk devletinin çıkarlarına aykırıdır. sadece kıbrıs konusunda değil her konuda akp yönetimindeki türkiye nin kendi çıkarları aleyhine aldığı kararlar, egemen bir devletin kendi iradesi ile değil, bir sömürge toprağının kendisine biçilen role soyunması şeklindedir. bu çok acı verici bir haldir. kabul edilmelidir ki türkiye cumhuriyeti son 4 senedir 80 yıllık tarihinin en zavallı, en onursuz, en karanlık dönemini yaşamaktadır. hiçbir devlet tecrübesi ve siyasi becerisi olmayan kişiliksiz kadroların elinde türkiye bir 3. dünya ülkesi durumuna düşürülmüştür. akp lideri olacak şahıs en güncel olarak kıbrıs gibi siyaset ve partiler üstü ulusal bir konuda adeta dalga geçer gibi '' biz kararlarımızı verirken kimseye sormayız'' türünden yaklaşımlar sergileyerek devletin bütün kurumlarına düşman olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
akp yi iktidarda tutacak iki güç ''inanç sömürücülüğü'' ve ''ab rüzgarı''dır. ilk konuda somut bir adım atamamış gibi görünsede, örneğin türban ve imam hatipler gibi kendilerince çok temel iki sorunu çözememiş gibi görünselerde pratikte durum böyle değildir. devletin her katına yerleştirdikleri, kendileri gibi yobaz ve bağnaz zihniyet ve her türlü imtiyazları tanıdıkları cemaat-tarikat oluşumları ileride ülkemizin başına büyük sorunlar açacaktır.
türkiye nin en büyük şanssızlığı 6.5 senedir çankaya köşkünde yıkılmaz bir kale gibi dimdik, sapasağlam duran sn. cumhurbaşkanımızın görev süresinin dolması ve çankaya köşkü için en büyük aday olan kişinin cumhuriyetin temel nitelikleriyle çatışan bir zihniyette olmasıdır. türkiye bir dönem daha akp ve türevi bir iktidarı kaldıramaz. menderesle başlayan şeriatçı-karşı devrimci siyaset anlayışı bir daha bu ülkenin başına getirilemez.
akp nin bir diğer dalı ab ise görülmektedir ki kopmak üzeredir. kıbırıs konusundaki kararları ileri bir tarihe erteleme zırvaları, yaklaşan seçimler öncesinde akp nin milliyetçi oyları kaybetmemesi ve bir dönem daha işbaşında kalmasını sağlama planlarıdır. çünkü batı (ab ve abd) türkiye nin başına bu kadar işbirlikçi başka bir iktidar gelmeyeceğini çok iyi bilmekte ve onu kaybetmek istememektedir.
özetle ülkesini seven, ulusal çıkarları savunan, cumhuriyetçi, atatürkçü her birey, çevresine bu gerçekleri anlatmalı, saf ve bilinçsiz insanlarımızı bu zihniyete oy vermeme konusunda bilinçlendirmelidir. akp iktidarından ve onu besleyen düzende kurtulmak türk milleti'nin birinci vazifesidir.
türkiyenin ulusal çıkarlarını savunan, atatürkçü, laik, ahlaklı, adaletli, yaptıkları reformlar ile memlektimi zibidilerden, ahlaksızlardan temizlemeyi amaç bellemiş türkiyenin gelişen yüzü.
dış politikaları ile uluslararası platformda ülkeme atatürk zamanındaki saygınlığını geri getirmiş adalet ve kalkınma partisi.
sonuç itibari ile memleketini seven her bilinçli birey bu reformları gözardı etmemeli, 40 yıldır siyasette mantarlaşmış beyinlere oy vermeme konusunda bilinçsizleri bilinçlendirmeli.
adaletin a sını ve kalkınmanın k sını saglayamamıs ,baskanının en son izmir de yaptıgı iyimser konusmayla insanı acaba farklı ülkelerde mi yaşıyoruz çelişkisine düşüren parti..
önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimine "cahil cesaretiyle" yeltenerek ülkeyi ciddi bir bunalıma itmeye çalışan parti.iktidara gelmeden önce "yapacağım" dedi neyi yapmıştırda cumhurbaşkanlığından bahsetmektedir hayret bişeydir.milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıracaktı sözde.ne oldu? dokunulmazlıklar aynı şekilde var olmakta.devlet içi-devlet dışı sahtekarları yargılamak bir kenara bunu kendi politikasıyla bizzat kendi yaptı.kendi içinde yağmacılığı daha fazla geliştirip derinleştirdi yetmezmiş gibi yaptıklarını gözümüze sokarak halkıyla alay etti,sorumlularını mecliste hala yer verdi.yoksulluğa çözüm getiremediği gibi işsizliği artırdı.adalet kavramını sorgulattı onun yerine halkına.kendi menfaatleri için acil yasalar çıkarırken ezilen halkı için sadece hakaret etmekle yetindi.eğitimdeki sistem bozukluğunun gidermekle uğraşmadı,kendi çocuklarını yurt dışındaki okullara gönderdi.laiklik ve demokrasiyi sadece cümle içinde kullandı ama ülkeyi parçalara bölmeyi başardı.tarihten bildiği tek şey ülkeyi en kolay mahvetmenin yönteminin kendi içinde çatışmalara yol açması oldu.terörle savaşması gerekirken ülkesinin aydınlarıyla savaştı.sürekli türban tartışmasını yaşattı bu millete anayasada çok açık ve net bir şekilde belirtilmesine rağmen.kadrolaştı,kayırıclık yaptı.böyle güzide bir parti işte bu akp...
cari açık 35 milyar dolara vardı deniyor. doğrudur doğru. istatistik kurumları bunları yayınlamazlar ama.
enflasyon düştü diyorlar, doğrudur doğru. para basmayıp yabancı paraya dayanan her ekonomide enflasyon düşer zaten. sonunda kur politikası iflas eder, orası ayrı tabi.
ihracat rekor kırdı diyorlar. doğrudur kırdı. da gel gör ki ithalat iki katı rekor kırdı bu arada. uçurum biraz daha büyüdü aradaki. inanmak lazım tabi.
akp cumhuriyet tarihindeki en başarısız ekonomik politikaları uygulayan hükümetlerden biridir. o kadar, evet. *
edit: ben yine insaflı davranmışım 2004'te kalmışım. 2006 yılı verisiyle 50 milyar doları aşmış cari açık. hadi hayırlısı. http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do
türkiye istatistik kurumu, merkez bankası, devlet hazinesi gibi kurumların yönetimlerini ele geçirmiş olan ve bu sayede istediği rakamı istediği şekilde yayınlatabilen iktidar partisidir.
2002 yılında ülkenin toplam borcu 120 milyar dolar olan türkiyenin borcu, 2007 ocak itibariyle 385 milyar dolardır.
ellerinde bulunan kurumların istatistiklerini pek bir tarafsız yayınladıkları -yersen, enflasyon sepetini kafalarına göre değiştirdikleri ve nihayetinde istatistiki bilgileri dahi manipule edebildikleri partidir.
enflasyonu, fiyatlardaki artış oranı zanneden milletimin yanlış tanıdığı parti.
not: kurtlar vadisi terör'ün yayından kaldırılmasından sonra kesinlikle oyumu alamayacak olan partidir. politikalarını ve siyasi yaşamını takdirle karşıladığım ve şu güne kadar her zaman savunduğum akp, bu olay neticesinde gözümden tamamen düşmüştür.
ülkedeki kürt sorununun içine etmiştir. ( hiç zırvalamaya gerek yok, bu ülkede kürt sorununun babası var).
bir dizi nasıl bu kadar büyültülebilir demeyin. dizi dediğinizi, televizyon başındakilerin yüzde 30'u 40'ı izliyordu. ve bu dizide de, köylerin yakılışı, otobüslerin yollarının kesilemesi anlatılıyordu, daha doğrusu anlatılacaktı. ve kurtlar vadisi ırak filmini çok beğendiğini söyleyen başbakan, nedense bu diziyi beğenmedi.
ben gaza gelmiş bir yazar değilim.
hele hele, çeşitli ocaklara mensup biri de değilim.
ben türküm.
hatta size bir not daha: "bu ülkeyi yıllarca karadenizli'ler yönetti. bütün mafya babalarına dikkat edin hepsi trabzon ve çevresinden idi. dündar kılıç'lar, sedat peker'ler, çakıcı'lar. bütün işlerin içinde "lazlar" vardı.
fakat, nedense son 5 yıldır, bu düzene birşeyler oldu. ülkenin içişleri'nde birşeyler oluyor." * **
şimdi bu adresteki "yıllara göre dış ticaret" linkine tıklıyoruz ve dosyayı excel'de açıyoruz. ne çıkıyor karşımıza ? ülkemizin dış ticaret verileri. inceliyoruz;
dış ticaret hacmimiz muazzam bir artış göstermiş gördüğümüz üzere. 2002 yılında 87 milyar dolarmış, 2006 sonunda 222 milyar dolar olmuş. hey maşallah. ekonomimiz nasıl da gelişmiş, büyümüş.
ancak hemen yanındaki dış ticaret dengesi kalemini incelediğimizde daha değişik bir tablo çıkıyor karşımıza. 2002 yılında 15 milyar dolar olan açık, 2006 sonunda 51 milyar doları geçmiştir. efendim, akp 4 senede dış ticaret açığını üçe katlamış bir de üzerine 6 milyar dolar da bizden demiştir. durum bundan ibaret.
4 yılda katlanan kuşe kağıtlar yaratan parti. hayır söylemeyeyim diyorum adamın oğlu hazineyi kaynak gösteriyor, buyrun: http://www.hazine.gov.tr/...OdemelerDengesi/V_3_1.xls
dış ticaret dengesine bakarak açığın 3 kat değil 5,5 kat arttığı görülebilir.
bununla yetinmeyenler aşağıdaki ithalat, işsizlik vs. oranlarına bakarak neler kaç kat artmış izleyebilirler.