adalet; ki ancak eşitsizliğin, sömürünün olmadığı bir düzende sağlanabilir, mevcut olabilir. günümüz dünyası ise, adeta her yönüyle eşitsizliklerin işleyişi üzerine kurulmuştur. öyle ki, gerek küresel ekonomik sistem olsun, gerekse sosyal hayatın işleyişi olsun hep bir dengesizlik halini yansıtır. oysa adalet, dengenin sağlanması, hakedene hakkının verilmesi, geçerli yasayı çiğneyenin de cezalandırılmasını sağlayan mekanizmadır. ve bu haliyle, bu dengesizlik silsilesi içerisinde işlerliğinin olmasını beklemek safdillik olacaktır.
haklının, haksızın karıştığı, adaletin kılıcının kanlı ellerde bulunduğu bir düzen bu. mutlak adalet, tarihin hiçbir döneminde sağlanmamıştır belki. bundan sonra da bunu beklemek anlamsız olacaktır. ama günümüzde diğer tüm insani değerler gibi ****, adaletin de içi boşaltılmış ve sadece boş bir kelime olarak bırakılmıştır. kimbilir, belki de, yerkürede daha önce hiç bu kadar eşitsiz, bu kadar adaletsiz bir düzenin hüküm sürmediği içindir bu..
