Çocukken Okuduğum Robinson Crusoe'dan Sonra gelen ve bir daha da gitmeyen bir istektir. insan önceki yaşamında ne yaşamış olursa olsun, adada yaşamaya başladığı andan itibaren, eminim ki o sükut içerisinde hep huzurlu hisseder kendisini.
çok da havalı bir tarafı olmayıp; teknik olarak japonlar'ın, endonezyalılar'ın, filipinliler'in, singapurlular'ın, malezyalılar'ın, tayvanlılar'ın, hong konglular'ın (hong kong'un bir ada olup olmadığından emin değilim), kıbrıslılar'ın, havaililer'in ve nicelerinin gerçekleştirdiği eylemdir.
hatta bokunu çıkarırsak, her kara parçasının bir ada olduğu gerçeğini öne sürerek, dünyadaki herkesin adada yaşadığını bile söyleyebiliriz. çok da şey yapmamak lazım.
hangi sartlarda yaşadığına göre değişiklik arz edecek konudur.
tom hanks in filmindeki gibi bir ada yaşamı eksik olsun mesela. ama the beach filmindeki gibi bir adanin biraz daha modifiye edilmis sekli güzel olurdu.
Nasil bir sey olacagi Adasina gore degisir. Bozcaada da ada, birlesik krallik da. ingiltere'de mi yasamak istersin yoksa bozcaada'da mi? Bazen haritaya gozlerim kapali bir sekilde parmak basip ilk sansli adaya gidesim var. Neyse. Konu dagiliyor. Ben gidiyorum. Simdilik adaya degil ama bu basliktan.
hava muhalefeti olduğu zaman şehir merkezine gidememektir ama gerçi öyle bir havada gezmek de çok güzel olmayabilir. özel araç varsa olabilir ama ben büyükada'da 4 km yürüdüm yani araç yoksa çok zor. ada minibüsleri oluyor ama hem daha pahalı hem de kuyruk oluyor. bir vapuru kaçırınca bostancı'ya gitmek gerekebilir.