göksel'in duru sesiyle, muhteşem alt yapısıyla... muazzam bir şarkı.. geçmişi akla getirir, 3 dakika 28 saniye boyunca. iç çekersiniz falan.. gözleriniz dolmaz, çünkü çoktan boşaltmıştır ne varsa içeride...
Ölürsem yalnızlıktan
Ve senin kötü kalbinden
Fikrimin dikenlerinden
Batıyorsun, hala derinden
sen gittiğinden beri yalnızım. çok klişe biliyorum ama kalabalıktaki yalnızı oynuyorum. ben hala oynuyorum biliyor musun? aklımda sen yokmuşsun gibi davranıyorum, hayata devam ediyorum... ama bi' yerde, galata'daki balıkçının önünden geçerken, taksim'de kitaplara bakarken, darıca'da sahile bakarken... bir şey saplanıyor, başım dönüyor. canım yanıyor... nefesim daralıyor... dizlerim titriyor, kafamı sallayıp kendime gelmeye çalışıyorum... sen gidince benden, ben de gittim benden... olmamdığın bi' yerde durmaktansa, olmadığın bi' yere gideyim dedim...
Acıyor, acıyor, acıyor
Her yolu denedim, bitmiyor
Kalbimin ortasına bıraktın aşkını, batıyor
yemin de şart olsun ki; küfürler ettim, gecelerce içtim, bir sürü tenin günahına girdim... ol-ma-dı... çıkaramadım giderken sapladığın hançeri... sözlerin zaten şakaklarımı sızlatıyor... ama denedim, vallahi denedim... ol-ma-dı... ne yaparsam yapayım, ya da ne yapmazsam yapmayayım; kanatıyorsun...
Sakın gelme istemem
Çok korkuyorum senden
Bu muammalı halden
Çek çıkar elini kalbimden
dön demiyorum! gel desem de; bakma sen sözüme... demem de, hani olur da dersem... ama sen gelme! allah aşkına, muhammet aşkına gelme! bir kere daha gidişini kaldıramam ben... ben çoktan kabullendim; senin bende kalamama mecburiyetini... senin benden gitme mecburiyetini... belki de tek güzel yanı bu oldu gidişinin; değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek... gelme de, artık silsen tenimden kokunu... nefes aldıkça ciğerlerim acıyor...
Bin türlü ihtimali düşünüyorum
Aklına gelmiyor muyum bilemiyorum
gidiş yoluna puan vermiyorum sevgilim! sevgilim; sıfat eksikliğinden ve alkollüyken herkes sevgilim olduğu için... her gün; arar mısın diye düşünüyorum. gelir misin ya da... ben geldim diye arar mısın? hatta biraz daha kompleksleştirip; önünde bir sürü engel olduğunu düşünüp, onları aşamadığın için hala gelemediğini ama bir gün geleceğini düşünüyorum... ama sen geldiğinde ne yapacağımı düşünemiyorum...
Acıyor, acıyor, acıyor
Her yolu denedim, bitmiyor
Kalbimin ortasına bıraktın aşkını, batıyor
katıksız bir şey bu. tarif etmeye de gelmiyor... ama tarif etmeye kalkınca gururunu piç eden bir şey! susuyorum o yüzden, kimseye bir şey diyemiyorum... gelme, vallahi istemiyorum... gelme de; sil artık parmak izlerini bedenimden, yara yaptı artık birileri dokundukça acıyor...
mutsuzluktan söz etmek istiyorum
dikey ve yatay mutsuzluktan
mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor
biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak
en başta mutsuzluk elbet
kasaba meyhanesi gibi
kahkahası gün ışığına vurup da
ötede beride yansımayan
yani birinin solgun bir gülden kaptığı firengi
öbürünün bir kadından aldığı verem
bütün işhanlarının tarihçesi
bütün söz vermelerin tarihçesi
sevgim acıyor
yazık sevgime diyor birisi
güzel gözlü bir çocuğun bile
o kadar korunmuş bir yazı yoktu
ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
gemiler gene gelip gidiyor
dağlar kararıp aydınlanacaklar
ve o kadar
tavrım bir şeyi bulup coşmaktır
sonbahar geldi hüzün
kış geldi kara hüzün
ey en akıllı kişisi dünyanın
bazan yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
kimi sevsem
kim beni sevse
eylül toparlandı gitti işte
ekim filan da gider bu gidişle
tarihe gömülen koca koca atlar
tarihe gömülür o kadar
bir sürü gerzek muhabbete ismi yüzünden dahil olmuş güzel göksel şarkısı.
siyah-beyaz klibi vardır, kemanları ayrı güzeldir ve göksel klipte "kadınım ben" diye bağırmaktadır adeta.
göksel'i nirvana'ya ulaştıran şarkı. offf. tam da sevgilimden ayrıldığım gün televizyonda gördüğüm ve resmen içimi okuyan şarkı. ah göksel seni uzun bi süre tekrar tekrar dinleyecem galiba. (bkz: naptın sen göksel)