acı kişiden kişiye değişen bir kavram. şahsen benim için acı; fiziksel acıya karşı daha dayanıklı daha sakin yaklaşırım ama duygusal bir zavallıyım. beni etkileyen birkaç duygusal şey var ve bunlarla ilgili durumlar nınıma koyuyor. şansımı seveyim hepte aynı yerden darbe alıyorum.
bir anda geleni en etkilisi. mesela, oturuyorsunuz bir arkadaşlarınızla, bir espri yapılıyor kahkaha atıyorsunuz, siz bile inanıyorsunuz o kahkahaya. sadece yaşayanların bileceği bir şey var ki; o kahkaha orada hem sizden hem arkadaşlarınızdan çıkarken, sizin bir anda göğsünüzün ortasında acıyı hissetmenizdir. öyle bir hâl alıyor ki; acıya alışıyorsunuz ve her köle gibi siz de bir süre sonra sahibinizi sevmeye başlıyorsunuz. eğer acılarınızı sevmeye başladıysanız, tak artık acıya bağlandınız. kendinizi mutluluğunuzun sebebini sorgulamaya kadar hoşgeldiniz.
son yılların geniş ekranlı yaz günlerinin yüksek nem oranı altında ; mütevazı, sıcağın abartılmadığı eski neşeli birbirimizle konuştuğumuz, birbirimizi merak ettiğimiz anne'nin ağzından baba'nın ölüm dileği çıkmadığı hatta el ele tutuştukları, vişne ağaçlı göl kenarlı günleri hatırlamak. her şey hatırlamaktan olur. acı, belleği ve bellemeyi sever.
Acı, hissetmektir. sizi bir rüyadan uyanmışcasına etkiler. Her şeyin o sıradan ve rutin geldiği bir anda, ya da çok güzel harika giden bir anda, acı bir şey yaşadığınız da silkinip "neler oluyor" demenize yol açar genelde. Genelde Duygusal acı uzun ömürlüdür, mutluluklar gibi kısa sürmez daha kalıcı izler bırakabilir. Sizi derinden yaralayabilir ve aklınıza geldikçe nükseder.
orta okul felanım 1999 lu yıllar, bi kriz felan etrafta laf dolanıyor .babamda küçük esnaftı o zamanlar şimdi de öyle neyse anflasyon tavan yapınca battı babam bi kamyon borç seyyar balıkçılık yapmaya başladı ama eve zor ekmek alıyoruz .okuldan geldim anneme canım hoşaf istedi yapar mısın dedim annem yapmış getirmiş hoşafı bi içtim şeker yok hiç hoşuma gitmedi bir iki daha içiyim dedim sonra çaktım olayı tabi evde şeker bitmiş almaya para da yok 1 kase hoşafı bitirdim anneme teşekkür ettim. kadın anladı tabi gözü doldu ben de çok üzülmesin diye dışarı çıktım okul formasıyla belki ben gidince daha çok ağlamıştır evde. belkide üzüldüğünü görmemek için direkt dışarı çıktım bilmiyorum. neyse oyun felan oynadık hüseyinlerin evine geçtik annesi çay yapmış getirdi yanında şekeri getirdi tabi şekeri görünce annem aklıma geldi kötü oldum.'' ben çayı şekersiz içiyorum dedim'' annesi niye felan yaşlılar öyle yapıyo sen çocuksun ihtiyacın var şekere dedi tabi ben pek siklemedim kötü olduğumu bellide etmemeye çalıştım.
özet:99 dan beri çayı hep şekersiz içerim bazen çay içerken annemi aradığım olur.
en başta sevdiğin insanların bir gün yanımızdan ayrılacak olduklarını bilmek ve buna bir şey yapamayacağını biliyor olmanın verdiği hislerdir. ölüm karşısında o kadar çaresizsin ve o kadar gerçek ki aklına düştüğü her an için yanıyor kavruluyor acıdan..
az kalsın dalga geçip isot, sivri biber, anavut felan yazacaktım. ama birkaç entry okudum sonra çok üzüldüm bazıları adına. işte benim için de bu acı oldu. allah sabır versin herkese.